GECENİN SESLERİ
Dün gece þehrimi izledim, bir tepeden,
Genzimi yaktý, keskin ýhlamur kokusu...
Bir baba, yorgun ve bitkin evine çýkýyordu, tahta kýrýk merdivenlerden
Küçük bir çocuk, aðlýyordu belli ki oyuncaðý alýnmýþ elinden...
Yankýlanýyordu, yüksek duvarlarýn arasýndan bir kadýnýn hýçkýrýðý…
Loþ ýþýklarý dýþarý vuruyordu, evlerin,
Mehtap, koyu lacivert yýldýzlar öylesine parlaktýlar ki... Uçuþuyordu gökyüzünde, pembe uzun saçaklarý, perdelerin...
Ateþi sokaða fýrlamýþ evlerin bir kibrit çaksan ha yandý ha yanacak... Þimþekler çakýyor, bütün þehri aydýnlatarak...
Ve sonra bir yýldýz kayýyor sessizce...
Garip bir türkü yükseliyordu karþý tepelerden...
Birden, þehri inletti, cankurtaranýn acý acý siren sesleri...
Kimin evine geldi acaba...?
Bu sefer hangi meçhulun ayak sesleri..?
Belki, yeniden açar sevdiklerine gözlerini..!
Karþý yamaçlarda, neþeli bir ritm tutmuþ, aðustos böcekleri...
Küçük bir gonca açýlýyor, sessizce aðlýyor derinden ...
Ve sonra...
Hoyrat ve deli bir rüzgar...
Karþý koyamaz, yýkýlýyor küçük kýrmýzý gelincik, çiçekleri...
Yuvasýna dönen, yorgun bir kýrlangýç’ ýn kanat sesleri...
Ürkek bir ceylan nefes nefese, adeta uçuyordu ...
Silkiniyor, asýrlýk çýnar silmeye çalýþýyor yýllarýn, o derin ve yorgun izlerini...
Ve sonra, güneþ gösteriyor, taptaze yüzünü o beyaz bulutlarýn arasýndan...
Yeni bir gün bekliyordu bu koca þehri,
Çünkü karanlýk bitiyordu ...
Umutlar filizlenecek, yüzler gülecekti...
Hayata tutunmak isteyecekti herkes..
Herþeye raðmen yeniden, yeniden ...
Abdulkadir Özcan
Bursa
05.08.2010
Sosyal Medyada Paylaşın:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.