perdeler ne güzel uçuþuyor...
bahar dallarýyla göbek baðý var gibi...
sakin kalabalýðý dinliyorum
asfalt yoldan geçen gülüþleri
gülüþlerden geçen asfalt seslerini
çocuk cývýltýlarý geliyor; coþkulu
ve þakacý pedal sesleri
beni koynuna almayan Haziran’a
biraz sitemliyim bugün
duvar aydýnlýðýna mahkum
içimdeki Fulya çiçeðine kýrgýn
nicedir ’selamý gelmeyen’ yüzler d-oldu
belli ki aklýný kurcalýyordu kör bir býçak
ölüm kursaðýnda hevesti akþam sefalý akþamlarda
belli ki cirit atýyordu içinde cinnet teþebbüsleri
kuþkularýný kaldýr üzerimden bahar
çocuðum ben dizleri yaramazlýktan sarýlmýþ
dirsekleri düþmekten çamura bulanmýþ
annem elimi tutamayacak kadar uzak
sesimi duyamayacak kadar yabancý bu bahar
çocuðum ben
gözlerimde uçurtma püskülleri
ellerimde kayýp misketlerimin aðlak geçmiþi
çocuðum ben
günlerimde su çiçeði izleri
yüzümde piþmanlýklar
þah damarýmda ayaklanan
alabora olmuþ umutlar
çocuðum iþte
gün yüzüne hasretim
sýcaðýna al beni bahar
fulya/haziran2011