’Kendi içime dalýyorum ve içimde bir dünya buluyorum!’
( Goethe, Genç Werter’in Acýlarý )
içimde cennet ayaklanmalarý
hýdýrellez akþamlarýnda pis bir boðaz aðrýsý
biraz faranjit, biraz reflü
biraz da sesime yapýþmýþ öpüþen nodül kýsýklýðý
gül dibine dilek tut(un)malarýnýn coþkusu
leylak kokulu bir mayýsda
sevda provalarý
ve yanký
en çok yanký
geçtiðim yollarda þiir kokusu
yollarda izin yankýlarý
izlerde çýplak ayak sesin
anadan üryan aþkýn
yankýlarý duruyor
kürek yok, kayýk yok
denizin ortasýnda kalakalmýþ bir balýkçý
hep yanký, en az yanký
bugün tenhalarda
nöbet tecellisi
ve sancý gecenin rahminden
ellerime düþüyor
-kanrevan-
kimyasý ekseninde dönen
kromozonu bozuk dünya
hep yek ve tek bir tabanca
gümüþ tabakada
sarýlmýþ nikotin
kokusu ýslatýlmýþ cefa
kusuyor bir tinerci
feodal yaralardan kalma öfkesini
bir kadýn tüccarý
paraya boðarken
bir kadýn-ýn hayatýný
hayatýn kadýnýný
saðýr oluyor yosma
týkalý kulaklarýnda týknaz bir gülüþ
ve ayyaþ bir öpüþ peydahlanýyor
sokaklar leþ kokuyor
kan kokuyor, ölüm kokuyor
utanç ve sperm lekeleri bulaþmýþ çarþaflar
sokaða düþüyor çýrpýnýrken
haldan bilmez-ken birileri
çarþaflar bile günah kokuyor
köpekler çöpleri yokluyor
çöpler dilencileri
birileri dirileri sömürüyor
kardeþ-miþ-ti oysa halklar
kardeþinden kaçarken kimileri
leþine bulaþýyor gecenin çýplaklýðýnda kendi gölgesinin
yeni dünyalarý eskitirken batan güneþlerde
doðmazken de çürük þamarlar
yine sarmaþýklar, þýklýklar
fiyakalý ölümlerde diriliyor
kargalar en çok ölülerin aðýtlarýna üzülürken
akbabalarý üzerine salýyor birileri
bakmayýn diyor
dünyaya kafa tutan adam
bakmayýn ulan
ben eþkiyanýn tekiyim
þair
daraðacýna asýlmak ne zamandan beridir kalktý bu daðlarda
ben daðlarýn ciðerini bilirim!
incecik bir veda
ki hüzün
ki mahsun bir zakkumdu o
biraz mahcup
türkülere boðarken suretini
kulaklarý þiir dolu bir kemancý
ben onu istiyorum
o beni dinliyor-du
inim inim inliyor-du gözleri
öyle kederli
kuþ uçmaz kervan geçmez bir çölde
gitti ardýna bakmadan
daðlar aðladý
nasýl-dý bilmezsiniz
yardan düþmüþ
baðrýnda yaþ gibi çakýl taþlarý
nasýl görmezsiniz
gamzelerinde harlanmýþ telaþýný
ve çadýrdan bozma evini
nasýl ! nasýl!
kurak topraklarda yitirilmiþ
sömürülmüþ ayak izini
’dünyanýn zindan heybeti-ni!’
Heyy!
bizim oralarda þairleri býrakmýyorlar deniz kenarýndaki banklara
Attilla Ýlhan mohikanlar gibi ateþ yakmýyor þiirlerde
ve ‘Ýstanbul aðrýsý’ gibi can yakmýyor Ankaralý aðrýlar
hem Ankaramýn zaten denizi de yok!
salla gitsin diyor þair
sallaya sallaya uyutuyorum can sýkýcý her þeyi
þiirle dertleþirken en çok
buluyorum
kaybettiðim kendimi
en çok diyorum en çok!
çýk içimden azalan umut
literatürlerden yoksun ruh
ben abartmayý severim
severken üstüme yoktur
abartmada birilerini
budaklanmýþ dallarý
kambur gibi g-ezdirmeyi
ne severim!
þair!
söyle bileyim!
nasýl çýkar þu þairlik lekesi…
fulya/mayýs2011