‘geçen iz býrakýr, geçmeyen yara’
tembel refleksler
gözünün ucunu göremiyor
ayyaþ harfler
deviriyor dolu sözleri üzerime
þarkýlar susuyor apansýz
býraktýðým yerde bekliyor-muþ
gülüþlerim
oysa ben býrakmadým ki onlarý hiç
eli / dili / gözü baðlý düþler
katil maktule yaklaþýrken
panik anlarý
yaylý sakinlikler / raylý huzur-lar
göðüs kafesindeki
çekmeceye sürülüyor
omuriliðimden bir sývý eksiliyor
patolojik bulgular
doktor derinime dokunuyor
iyileþtirin beni diyorum
kaslarým yorgun
gülümseyemiyorum
-ölecek miyim doktor
-hayýr daha deðil
-ama çok sakarým ben
-nasýl yani?
-ölemiyorum
-anlamadým?
-‘intihar sakarýyým’
ceplerimde
ölüm kareleri
parmaklarýmýn ucunda
hissel temas
sakarlýða dönüyor
her ölüm
bekliyorum
beklemeyenleri
dilimin altýnda
kekremsi bir küfür
harlý bir gecede
en uzun gece de
unutuluyor yüzüm
yaþamanýn molasý yok
yaþamak üzerime sinmiþ
bir iðde kokusu þimdi
içime çekerken
kanýmda pýhtýlaþan
piç bir ‘amok koþucusu’
fulya/nisan2011