ey yabancý!
gel berime / uzak durma öyle
yaklaþ ve dinle ezgimi...
uzaktan bakýnca anlaþýlmaz acýlarýn derinliði
benim ülkemde ýrmaklar deli akar
denizler hýrçýndýr
ve daðlar gökyüzüne yakýndýr
benim topraklarým da coðrafya kýskanýlan bir romandýr
akan suyun sesini dinledim
zihnimdeki karýncalanmayý dindirdim
çaresiz olmamayý denedim hep
-ben bu kadar az deðildim-
sen soruyorsan ki bana;
’nasýl nefes alabildin?’
önce biraz umut çiçekleri yetiþtirdim
sabýr umudun annesiyse
ben taþýn suyunu çýkarmalýyým dedim
dertleþmek istiyorsan dert çoktur, hangisini derim!
benim derdim dert deðil
senin dertsizliðin kime derttir?
kalbi saðýrlaþmýþ dilsizlere ne denir?
d ü þ ü n ü y o r u m !
bir kelimenin býraktýðý titreþim
ve yarattýðý bu sancý
tek bir kelimeyle bilmem nasýl özetlenir
a n l a m ý y o r u m !
saatlerce/günlerce düþünüyorum
sessizlik okyanusta bir dalga gibi ahenkli olmalý
çýkar at gözlüklerini yabancý!
görmüyor musun yolcular bir mýsra gibi
ve yol biten bir mürekkep þimdi
katledilmiþ o þiirin izini sürüyorsun sen
bense çocukluðumu özlüyorum
önce sert bir þamar gibi hafýzamda inliyor
sonra raks ediyor festival coþkusuyla geçmiþ günlerim
bu siyah gece ruhumu kuþatýyor
alacakaranlýðýnda beynimi kemiriyor düþler
ebruli güne diz çöküyor ve teslim oluyorum
sen sorularla aklýmý bulandýrýyorsun
düþünmekten ne zaman döner insan?
bilmiyorum, ben dönemiyorum, belki yorulursam geçer
aþk nedir diye bana soruyorsun
aþk bir ütopya þimdiki zamanda, kýrýk kalpler için
‘uzak kederler’in hiç gidemediði o kayýp dünya
kaos ninnileriyle uyutulmuþsun sen
don kiþot’un yel deðirmenleriyle avutulmuþsun
oysa bu dünya kafa tutmak için doðru yer deðil
sen de avuçla ateþi güzel kardeþim
yanmýyorsa elin bizdensin
huzuru sakla içindeki o kor kýzýllýkta
diyorum ki sana;
aramýza
h o þ g e l d i n . . .
fulya/nisan2011