Ne garip Jeanne
bugün çaldýðým tüm kapýlardan kendimle karþýlaþýyorum
ve her kapýda boðazýma sarýlýyor piþmanlýðým
ellere mecburi tutuþturulan bir gül kadar solgunum
üzerime yapýþan her Duygu yabancým
küçük elleriyle ruhuma dokunuyor yalnýzlýðým
ve gözlerimi siliyor daha önce hiç görmediðim kendim
mesafelerimiz bir tren kamarasýnda misafir
kalbimizse ayin bekleyen bir manastýr
yitirdiðimiz yerde baþlýyor düþlerimiz
yeniden dirilmeyi umuyoruz ayak seslerinden ölümün
oysa ýsýndýkça küle dönüþen yitik aþklar gibiyiz
sen benim zamansýz ateþim
ben senin külün
ahh Jeanne ! bil ki
-hangi zaman aralýðýndan bir dilim çalsam-
-yine sana geç kalmýþ bir adým olacaðým-
lambalarýný çoktan kýrdým içimdeki sokaklarýn
hangi adresi sen diye görsem
kendi içinde kaybolan bir hayal sanacaðým
yarým yamalak bir inançla duasýna durduðum dileklerim
üzgünüm !
ben ki
hep ardýmda özürlü ayrýlýklar
doðmadan sonunu getiren mutluluklar
ve hala tamamlanmayý bekleyen umutsuz aþklar varisiyim
bu yüzden kendi çölümde Deniz bulmanýn hayalinde öleceðim
ahh !Azizem
say ki ruhundan beyazlar çalan bir Don juan’ým
ellerimde kirli defterlerim
arýnmayý bilmeyen yüzümde bir melek maskesi
suretinde siyahýný terk edecek kalbimin odalarý
belki ýþýðýný alacaðým
karanlýk olacaksýn
belki de hep karanlýktýn
ilk kez küçük bir ýþýkla kendine dokunacaksýn
Faik Danýþman