Karanlýðýn ardýndan aðýt yakan
bir ateþ böceði
ve yýldýz
ve ter
ve sigara izmaritleri.
Sýrýlsýklam bir kâbustan sýyýran
baþýna buyruk bir horoz,
ilk ilmeði tetikte
tek renk,
çift yüzlü bir kilim...
Bir sabah
ve bir de kýrmýzý tükenmez kalem
tekil hayatlar sokaðýnda...
Yalnýzlýðýný tabakasýndan sarýp
benzinli çakmaðýný çakan
bin buçuk yaþýnda bir adam.
Islak dumanlarýn aktýðý
ölüm serinliði sabah uykularý.
Acýdan kaynamýþ diþler
ve biriktiði yerden sýzan
kallavi sitemler...
Genç bir kadýn.
Akþamki beddualar kadar tanýdýk geliyor
süpürge sesindeki asabiyet
anadan doðmaymýþ gibi
her gün ayný örüklü saçlar
ve koyun postundan sýcacýk ruhu.
Ýþinden
ya da
eþinden(!) dönen sarhoþ bir fahiþe
gözleri yaðmur
yaðdý yaðacak.
Üstünde
derin dekolte ruhuyla
gözün göreceði her þeye açýk.
Dilsiz bir dil-enci
kimselerin artýk bakýp kalmadýðý bakkal
ve birkaç öðrenci.
Ben ise;
sorusu olmayan cevaplar biriktiriyorum
ve
bütün sahipsiz kavgalarýn
yenilgilerini üstleniyorum üstelik
düþe kalka
üstümde parçalanmýþ
çocuk ruhumu giyinerek...
Tek adým atmadan
dünyanýn her yerine gidebileceðim âný yaþýyorum
bir boþluðun loþluðunda
Bin kez eziyorum ayný sözü
ama
bin birinci gece bitiyor masal
þehrin boðazýna kadar geliyorum
kustu beni kusacak...
Yine de
yeni olmasa da
yeniden gelen bir gün
ve
ikiz günlerin devrildiði
üçüncü çoðul sabahlar yaþanýyor
Tekil hayatlar sokaðýnda...
Sosyal Medyada Paylaşın:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.