- Acýlý ve sancýlý yüreklerin, daim olarak huzur bulmasý dileklerimle...
Le aney! Kolum, kanadým kýrýk… Sebi sübyan olmuþam… …
Kimselerim varken doðup büyüttüðün dünyamda ve o toprak damlý baba ocaðýmda, bil ki þimdi kimsesiz kalmýþým ve de sahipsiz... Ýçimde aðrýlarým, yürekte sancýlarým var süresiz. Ve hýçkýrýklarý hapsederim içime ve sýðýnýrým Yaradan’a çaresiz... ...
Her vakit niyazlarým yer alsa da yüreðimde, nedendir bilmirem, hiç kabul görmedi dileklerim. Öyle bir hayatýn içindeyim ki, ölüm sýramý, ölüm nöbetini beklerim... Boðazýmda düðüm, baþýmda duman var. Kabul olmadý aney. Kabul olmadý dileklerim ve gecelerce Allah’ýma gönderdiðim dualar… … …..
“Ezo Gelin” türküsü var dilimde… Özümü Suriye daðlarýnda bulurum. Ve hasret çekerim dört duvar arasýnda, tezek kokulu topraðýma… Hasret duyarým tandýr evli ocaðýma. O kutsal vatanýma… … …..
Le aney! Kemo murazi aldi mi? Kemo muratli mi? Kemo beni bili mi?!... Bilimi ki bacýsý ne halde?... Bilimi ki ne halde, kimin yataðýnde ve kimin gönlünde?... Bilmise de, öðrensin. Öðrensin ki; Nikâh bir baþkasýna verilse de, yürek bir baþka yerde! ...
Kemo, karþýlýðýmda aldýðý kumasýyla, çift karýlý yuvasýnda huzur buli mi, bilmirem. Varsýn ki huzur bulsun. Varsýn ki, çift karýlý evinde evine huzur dolsun. Ama bana sorarsan aney: "Bu hayata, bin kere lânet olsn!..." … …..
Bilirsen ki, adýma; “Berdel” dendi… Gelinlik giydirildi… Keleþ sesleri altýnda ata bindirildim. Kulaklarýmdan uðursuz sesler silinmedi. Silinmedi aney! Hiç silinmedi!... Aylardýr çýnlar kulaklarým ve halâ da yataðýmdan, korkarak uyanýrým. …
Yüreðim bilinmedi aney! Derdim hiç bilinmedi… … .....
Dört kuma bir evi ve iki odayý paylaþýrýz… Yaný baþýmýza yer minderleri serilir. Ve bir sürü çocuk… Onlarla bir odaya sýðýnýr, onlarla uðraþýrýz. Mahremiyetimizin ne kýymeti harbiyesi var ve ne de yüreðimizin sesi dinlenir… …
Çocuklar aðlar… Bir daracýk odada onca kiþi... Deki; bu garip güvercin, nice huzur bulur bu yerde, nice hülyâya dalar ve hangi derdine yanar?... …
Her kumadan beþ çocuk... Ve benden, sabilere bakmam istenir. Benden, çaresiz bebeklere ninni söylemem, onlarý sevmem beklenir… ...
Uykusuz sabahlarým var… Ve nice bir sabýrdýr ki taþýrým, þaþýyorum… Mazluma zulüm olmaz ama her adýmda bir zulüm ve her göz kapatmamda, sonucu belli bir ölüm yaþýyorum… ... .....
Kime ne diyem aney?! Ben özüm sebi sübyan… Ben özüm çaresiz… Tarumar düþlerin girdabýnda, ben özüm kimsesiz. Ben özüm bikes, ben özüm kadersiz… Bir töre kayasýna çarpmýþým ki, kanadý kýrýk bir kuþum bu evde ve duygularýn yok edildiði bu yerde. Ben, yarýný olmayan ümitsiz!... … …..
Bilirim ki, ardýmda dualarýn vardý… Saçlarýmý dualarla örmüþ, berdel olacaðým gün, ellerime kýnalar yakmýþtýn. Sonra da uðurlamýþtýn… “Yolun da açýk olsun” demiþtin, “bahtýn da!” Beni aðlayarak ata bindirmiþ, zýlgýtlarla gelin etmiþ ve ocaðýmý yýkmýþtýn!... Beni yakmýþtýn aney! Beni yakmýþtýn!... … .....
Yolum açýktý aney!... Önüne geçeni olamazdý yolumun. Töreler vardý ve törelerde yol açanlar, yollarý hep açýk tutarlardý. Kolay açýlmýþtý yolum… Yolumdan keleþ sesleri, davul ve zurna sesleri eksik olmadý. Bir yanda dörtnala koþturan atlýlar, bir yanda bilmediðim ve tanýmadýðým adamlar vardý… ...
Yolum açýktý aney. Ama bahtým karalý. Ve ben, bu elde bildim “berdel” neymiþ, hangi bahta aðlanýrmýþ eli kýnalý! … …..
Le aney! Bilirim ki, Oðuzeli’nde bahtýma aðlanýr… Adýma baraklar söylenir, kahrýma þiirler bestelenir… Bilinsin ki: düþününce sizleri ve berdel gidenleri, göz pýnarlarým dolar, içim içime sýðmaz, yüreðim erir. Kurumuþ ki göz pýnarlarým, yüreðim kanla lekelenir… …
Memleketimin gecelerini ariyem sizden uzaklarda… Evimi, baba ocaðýmý, dünde býraktýðým çocukluðumu ve oyuncaksýz geçmiþ olsa da, hasretinde kaldýðým o çocukluk günlerimi ariyem. Bir yudum mutluluk, bir damla huzur ariyem. Bulamiyem… Belki küçük ve ýssýz bir adada, belki de aç kurtlarýn mekâný bir dað baþýnda. Törelerin ulaþmadýðý, berdel kahrýnýn olmadýðý küçük ve sahipsiz bir vadide ve belki de bir pýnar yamacýnda… … .....
Yüreðim Harran aney!... Fýrat’tan bir avuç su beklirem. Ve âlemce bilinsin ki, dört kumalý bir evde, “berdel” olmanýn kahriyle tükenirem… … …..
Ve düþüniyem. Düþüniyem aney, düþüniyem… Bursa’yý, Aydýn’ý, Samsun’u düþüniyem. Aðustos ayýndayým aney, men halâ da üþüyirem! Üþüyirem aney! Üþüyirem!... Oralarda “berdel” nedir, ne deðildir bilmeyen, “kuma” derdi görmeyen, destanýmý okumamýþ, halimle tanýþmamýþ bacýlarý düþüniyem. …
Oysa ki biz, kilo hesabýna satýlýyoruz buralarda… Derdimiz bilinmiyor… Halimiz sorulmuyor. Haraç mezat satýlýyor buralarda duygular, talan ediliyor topraðýmda hülyâlar… Duygusuz pazarlarda, mertlikten nasiplenmemiþ namert yüreklerce harcanýyoruz. Bir duygusuz, bir merhametsiz âlem ki yaþadýðýmýz töre, taþa çalsan, taþ bile çatlar!... … .....
Biz; saçlarý meçli, týrnaklarý ojeli, streçli ve mini etekli günlerden bugüne gelmiyoruz. Ne sýcacýk kumsallardan plajlara ve ne de yýllar ötesinden bu güne yürümedik, yürümüyoruz. Tenimizde tezek, saçlarýmýzda kýna kokularý gezinir. Ellerimizde, acýsý yüreðe iþleyen nasýrlar, yüreðimizde ince aðrýlarýmýz var. Biz gülmesini öðrenemedik aney! Gülemiyoruz!... … …..
Ýçim yani aney, içim yani… Çaresiz ellerde, kapkara günlerimdeyim. Dilimde dua, sabrýmda sebat etmek var. Yatmadan önce, son farz namaz gibi, yine de Hak’ka dilenmekteyim. Ve dilimde, hep senden öðrendiðim dualar… ...
“Dað yaðmur ister ama deniz yaðmuru ne yapsýn” aney? Deniz yaðmuru ne yapsýn?! Benim gözlerim birer deniz ve musluðu açýktýr gözlerimin… Onlar her gece aðlar!... … …..
Ve bir sözün vardý aney; “Kuþ, insafsýz ellerin yýkacaðýndan korksa da, yine de yuvasýný kurar” demiþtin… Ben ne bir kuþ olabildim aney ve ne de yuvamý bildim. … …..
Elimde yayýk, bedenim düþler ummanýnda… Ve gözümde yaþ. Aklýmda yaptýðýn lavaþ var aney! Yaptýðýn lavaþ!... Bilki, kesildim yemekten içmekten. Ekmeðime aðu zehir bulaþtý. Aklýma gelmiyor artýk tek bir dost, akraba ve de arkadaþ! …
Benden ekmek istenir. Tezek yapmam beklenir çocuk istenir… Men özüm bebek, men özüm ekmek isterim. Hülyâlarým periþan aney! Aðlamaktan buðu tuttu gözlerim… …
Le aney! Biz ne karalý bir bahtýn çocuklarýyýz, de hele!... … …..
Biz; davul zurnalý, elleri kýnalý, baþý yaþmaklý gelin oluyoruz. Aðlarken gidiyoruz. Karanlýk bir girdapta yürüyoruz ki, gece nerde biter ve gün nice doðar, onu hiç bilmiyoruz. Ve zamaný beklemeden, çocuða duruyoruz. Tüketilmiþ ümitlerle, tel örgülü törelerde yaþadýk ki, insan mýyýz? Deðil miyiz? Bilemiyoruz! …
Doðurduðumuz her çocuða “kýsmet”, tazeliðimize “nimet” diyorlar. Ve her sene bir çocuk… Yaþ kýrka varmadan çöküyor ve “ölüme” ölümüne koþuyoruz. Bilmiyor ve görmüyorlar!... …
Daha “Sindi Bebeklerle” tanýþmadan, gerçek çocuklarý buluyoruz kucaðýmýzda. Dert canýmýzda, gam ise dört duvar yaný baþýmýzda… Ve acýlý bir avuç su kaynar her zaman, kara dumanlý ocaðýmýzda… … .....
Le aney! Sesimi duyan olmaz! Duyulsa çare olmaz! Bir töredir ki yazýlmýþ, kanla silsen bozulmaz!... ...
Le aney! Sesimi duyan olmaz! Duyulsa çare olmaz! Bir töredir ki yazýlmýþ, kanla silsen bozulmaz!...
"Þiirsel Düzyazý" tekniðiyle kaleme aldýðým bu dizelerimin de, diðer dizelerim gibi þiir tadýnda okunmasý ve þiirsel bir terennümle deðerlendirilmesini dilemekteyim... M.C.S.
______________________________________________________________________ Yazarýn Notu: Saygýdeðer sanat ve edebiyet sevenlerce bilinir ki, "Berdel" olayý, kuma olayýndan çok farklý bir gerçektir... Ne var ki, kuma olarak da deðerlendirilebilen "Berdel" olayý, metazori veya karþýlýklý bir alýþ-veriþ niteliðinde deðerlendirilen bir töresel gerçeðimizdir de ayný zamanda. Acý ama gerçek... ... Yazarýn bu dizeleri, temel konu üzerine hikâyesi tiyatroya uyarlanmýþ ve "þiir, tiyatro ve müzik" üçleminde iç içe deðerlendirilerek, "Kardelenler Boy Verdi" adý altýnda toplanan 5 oyunla beraber sahnelenmesine vesile olmuþtur. Onlarca il-ilçe ve onbinlerce seyirciye ulaþan bu oluþum, yarý profesyonel bir tiyatro grubu tarafýndan, hâlen de sergilenmektedir. kalin ] Sosyal Medyada Paylaşın:
Mehmet Cemal SAYDAM Åžiirleri
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.