- "Ömrümün en güzel ve en þerefli günlerini yaþama zamanýnda, ömrümün en rezil öyküsünü yazdým anne!...” deme onurunu gösteren o militan kýzýn anýsýna…
DAÐDAN GELEN KIZ
Ayaklarýmda kan izleri ve bir piþmanlýðýn derin çizgileri gezinirken yanaklarýmda, kimseleri bulamadým yanýmda… …
Kayalýklarý arasýnda yitirdiðim düþleri, arama fýrsatým da olmamýþtý çýktýðým daðlar-da... Yitirdiðim hayâllerimi de aramaya yönelmemiþtim o küf kokulu maðaralarda ve de her köþesi, bir pislik yuvasý olan onuru kirletilmiþ kayalýklarda… Piþmandým… Aldatýlmýþlýk ve aldanýþlýðýmýn ikileminde, baþým hep önümdeydi. Ki nelere isyan etmiþ, hangi duygularda birilerinin aleti olmuþ ve nelerle kendimi yemiþtim. Ve dönüp gelmiþtim… … …..
Kapadým tüm kapýlarýmý cümle âleme. Ýstedim ki, bir daha arayaným da olmasýn, soraným ve aldýraným da… Oralardayken, zaten kimseler de acýmamýþtý bana… Hayâllerim de çürük çýkmýþtý, bir dava adýna beni aldatanlar da. Ben, o davadan da ürkmüþtüm… … …..
Duygularýma yenik düþmüþlüðün ve aldanmýþlýðýn çýkmazýnda çýktýðým ve yüreðimin “git” dediði yere kadar gittiðim daðlarda, ne bir gerçek sevenim ve ne de bir candan yananým vardý yanýmda.
Anamý da çok aramýþtým aslýnda... Hele de hasta düþtüðüm ve baþ ucumda bir tas çorba, yarým bir dilim limon parçacaðýný gözlediðim zamanlarda...
Oysa yýkýp geçmiþtim çok þeyi... Artýk çiðnemiþliðin ve aldanmýþlýðýn girdabýnda, kime hizmet etmenin þuursuzluðunda nefes bile almakta çok zorlanýyordum o kahrola-sý maðalarda.
Ve çiçek yüklü bir geçmiþin, reyhan kokulu esintisini hayâl ediyordum, bir lokma ekmeði minnetle yediðim zamanlarda...
Hep yalnýzlýðý, hep insanlýk dýþýlýðý yaþadým oralarda… ...
Ne kâbus dolu gecelerde gözyaþýmý silen vardý yaný baþýmda ve ne de baþucumda bir teselli edenim. Bir acý deryasý, bir ihanet cuntasý ve bir cinnet tabyasý vardý ki her bir yanýmda, ne yana dönsem pislik, ne yöne gitsem bir abluka ve beni bitiren bir korkunç þerefsizlik… ...
Bu, ben olmamalýydým... Yakýþýr sanmýþtým yüreðimi o daðlara, ama yakýþmamýþým. Neye hizmet ediyorduk bilemiyordum. Ve hangi amaca?... Ve elime verilen keleþle çekilen resmimi, yüzüm seçilmesin diye, alnýmdan çakývermiþtim uðursuzluðumuzla kuruttuðumuz bir aðaca.
Oynanan oyunun, bir oyuncaðýydým aslýnda daðlarda. Ve bence, oynadýðým oyunun adý da; “kucaktan kucaða…” … .....
Piþmanlýk, geçmiþimden kalan kan izlerini silmese de ayaklarýmdan ve mazide kalan karanlýk günlerin resmi kazýlý dursa da yanaklarýmda, piþmandým…
Dönüp gelmiþ olmak da, kurtarmýyordu beni... Ne aradýðým geçmiþi bulabiliyordum pecere aralýðýndan baktýðým gezindiðim sokaklarda ve ne de, çeyizlerime sarýp sar-malayýp sakladýðým hülyalarýmý bulabildim çeyiz sandýðýmda...
Yarým kalan hatýralarýmý yazmak, alnýma bir kurþun sýkmadan, adýný anmaktan korktuðum o eski yürek yangýnýma, “ömrümün en rezil öyküsünü” yazýp býrakmak üzere, dört duvar odalara kapandým… ...
Baraklarýn en yürek kanatýný, hüzzam þarkýlarýn en hüzzamýný ve uzun havalarýn en soluksuz olanýný dinledim gecelerce. Ve unuttuðum gülmelerin, kýrýntýsýný aradým bulurum umuduyla köþe bucak saatlerce...
Ne geçmiþten kalan kýrýntýlarýnda hayat belirtisi kalmýþtý çocukluðumun ve ne de onurlu kokusundan bir nebze vardý binlerce hayâl süslü gençliðiminden... ...
Adýna: "Son Mektup" dense de yazacaklarýmýn, hayata son direniþle bunu yapacaktým... Ve... Yazmaya baþladým... … …..
Ve bir akþam üstü, kapým çalýndý… Önce ürktüm... Sonra: "çalan, yalnýþ çalmýþtýr" diye karar verdim. Açmadým… ...
Ama anlamadýðým bir inat, yorum pamadýðým bir direnme... Kapým, tekrar-tekrar çalýndý… ...
Ama bir ýsrar ve amansýz bir direnme vardý dýþarda. Kapým hep çalýnýyordu... Dayanamadým... Yýkýk omuzlarýmla oturduðum yerden kalkarken bitap bir halde, hemen kapýya yönelmedim. Ve alýþtrýldýðým üzere, aptalca direndim. Çalan kimse kapýmý, çeker gider diye düþündüm... Gitmedi kapýma dadanan... Ve ýsrarýnda, sebebi vardý anlaþýlan. Önce ayak sürüdüm... Sonra da paramparça bir yürekle gidip yavaþça araladým… ...
Bir de ne göreyim?… O… O ve o Ýlk göz aðrým. … .....
Yüreðimin sancýsý, ömrümün acýsý, o eski nazlý yar… …
Beni, özlemle sardý… Yüzümden deðilse de, kirli alnýmdan öperken, neler yaþamýþ, ne acýlar çekmiþ ve gecelerce O’nu nasýl özlemiþ, hasretini nasýl çekmiþim bilemezdi. Ve de sormadý… Hele de tuttuðum hatýralarýmda, O’nun için neler yazmýþ, anam için ne vasiyetlerde bulunmuþum, tahayyül bile edemezdi… …
Sarmak, kucaklamak istedim. Yapamadým… Teninin kokusunu hissederken ciðerlerim-de, birden boþaldým. Ýþte o an, yýkýlmýþtým… Gel de yýkýlma ey dost!… Yýkýlmaz mýyým ?...
Tüm þiirsel düzyazýlarýmda olduðu gibi "Daðdan Gelen Kýz" baþlýklý dizelerimin de, þiir tadýnda ve þiirsel bir terennümle okunup deðerlendirilmesi dileklerimle...
NOT: Bu tür dizelerin, noktalama esaslarýna hassasiyet gösterilerek ve þiirsel bir terennümle okunmadýðý müddetçe, doyurulucuðundan uzak kalýnacaðýný, edebiyat severlere iletmek isterim... Sevgi ve saygýlarýmla... M.C.S.
Sosyal Medyada Paylaşın:
Mehmet Cemal SAYDAM Åžiirleri
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.