tam da þimdi sevgilim
hasret kemiriyor ruhumu
göremiyorum yakamoz ýþýltýlarýný
seçemiyorum karanlýkta ellerini
alýp götürüyor gece
gülü de
þarabý da...
parmaklarýmýza dolanan soðukluðu okþuyor rüzgar
ýlýk bir meltem esintisini özlerken yüreðimiz…
kaderimize sürülen hüzün kuþaðýnda parlýyor kederimizin ýþýðý
gün ýþýðýnda saydamlaþýrken geçiyor içimizden koca þehir
ve alnýmýza dolarken kimsesizliðin çukurlarý
ruh
köze dönüp eritiyor aþký
kalan
bir avuç keder gözyaþýmýzdan
her yeni kýpýrtýda ayný heyecan
ayný terleme
ayný telaþ
ve yayýlýrken aþkýn o doyulmaz kokusu
çaresiz kalýyor ayrýlýklar avuçlarýmýzda
oysa kimsesizliðin tonu yüzümüze vuran
az mavi
az kýzýl
bize bizden kalan
bizimkisi mehtaba yüz çevirmiþ bir çocukluk sevgilim
akýntýsýna saldýk ya yüreðimizi
yandýðýmýzýn resmi aþk
uyanýrken gecenin karanlýðýna amansýz
zamansýz bir düþe yorumluyoruz aðzýmýzdaki tadý
oysa hasret
inleten derin bir sancý…
Harun PEHLÝVANOÐLU