“Tîn’e ve Zeytun’a, Sina Daðý’na; Ve bu güvenli beldeye andolsun ki, Biz insaný en güzel biçimde yarattýk. Sonra da çevirdik aþaðýlarýn aþaðýsýna attýk. Ancak iman edip iyi iþler yapanlar baþka; onlar için kesintisiz bir ecir vardýr. O halde sana dini ne yalanlatýr? Allah, hâkimlerin hâkimi deðil mi?” Sûre-î Tîn
þehrin siyah düþleri ve bembeyaz gülüþün
ah gülizâr gül kadar gülþen deðildir vakit
bir yarasa misâli tutar yakamdan tütün
sarý safran bir ceset özlem yükü peþimde
ah gülizâr gül kadar siyah düþlere þahit
okuduðum her mýsra titrer ahmet haþim ’de
perdesiz pencereler ve hayâlin sýmsýcak
ah gülizâr takâtsiz dokunduðum her resim
biliyorum birazdan öfkeler kuþanacak
terki düþman baþýna rayihâlar ve hatta
en asûde hâliyle sarýndýðým bu iklim
ne yaþ çamlar devirir sâkit arif nihat ’ta
siyah düþleri þehrin yanaðýndaki gamzen
görmediðin bað olur sol ayaðýnda halhal
topraða savurduðun her darbende bir neden
yaslar kambur sýrtýmý ebedi bir güvence
gülizâr ah gülizâr bu ne aðýr bir vebâl
aðýr geldiði kadar yaðmur nurullah genç ’e
pencereler perdesiz nefesin ýlýk ýlýk
ciðerlerime dolar iç çekiþlerimde hep
her nefes alýþýmda baþým döner bir anlýk
sözcükler ahraz kalýr yorgun düþer tarifte
ruh yarýmsýn gülizâr þakaðým kelep kelep
hasret zincirlerinin pasý ahmet arif ’te
þehrin siyah düþleri ve o gül bûselerin
ah gülizâr bilmezsin nasýl da aðdýðýn yer
nasýl da sýrýlsýklam kör bir telâþa rehin
ham hâlimden buz düþer pýrýl pýrýl baharda
kimse bilmez ruhuma ruhunla yaðdýðýn her
milyon kere gülizâr derken ümit yaþar ’da
perdesiz pencereler ve odam çýrýlçýplak
bir bir çöker de tavan dimdik dururum inan
ah gülizâr gece ki koskoca bir yýðýnak
gövdem kalýr geceye beyaz sesin siperde
ah gülizâr bir cephe taraflarý çok yaman
ben ki düþte üþürüm ölüm ülkü tamer ’de
siyah düþleri þehrin ve sakarya’dýr zemin
ordular sevk edilir batý’ya bölük bölük
sâhi böyle aðýr mý ve bu kadar mý hazin
doðu’nun doðar doðmaz sürüldüðü fasýla
ah gülizâr görülmez aþkýn mizaný büyük
sor muhasebesini tutan necip fazýl ’a
pencereler perdesiz çýðýrtkandýr her ulak
afiþe eder bahtý hiddetim yavaþ yavaþ
kaçýp gideyim derken oynadýðým oyuncak
temaþam olur birden ilmek ilmek kafiye
ah gülizâr gül tadým hasýmdýr gözümde yaþ
tek hecenin mahkumu maruf cemal safi ’ye
þehrin siyah düþleri tuttuðum her þey zerrin
ay aydýnlýk göðsünden atýl bir gök tabiât
ve sýzlar yalnýzlýðým kanatlanmýþ bir laçin
saldýrýr fütursuzca can havli ve son hýzla
ah gülizâr depreþir evvelimden bir san’at
geri gelen mektupta atam nihal atsýz ’la
perdesiz pencereler ve yemyeþil bir ilhâk
ve en hýrçýn türküler doðurur sürgün ülkem
saçlarýndýr gülizâr bulandýðým her þafak
geç kalmýþlýk olur aþk sorgudur her kâide
ve yalvarýr gülizâr uzatma diye elem
baþkentler baþkentine sürülen sezai ’de
siyah düþleri þehrin ve de yarý belirgin
bir gökkuþaðý yarýn gülizâr kör deðilim
yazýlan her romanda benim o puslu çirkin
benim o her romanýn hazaný da hüznü de
sarýmtýrak gülüþüm olur hep sicim sicim
akdeniz’in batýðý akþam fazýl hüsnü ’de
pencereler perdesiz zil-zurna ve kör-kütük
yýðýlýr sokak sokak eflâtun dilli rintler
alýnlarý mühürlü bakýþlarýnda bir yük
kor âlemler sýðdýrýr nakýþ nakýþ hayâle
güzelliðin gülizâr gün karartýr her seher
sessizce son gemiden bakan yahya kemâl ’e
þehrin siyah düþleri cennetim derin derin
basamaklarda kalýr çocuk aklým anlamaz
hani belki de deyip yaslandýðým ateþin
arsýz soðuðu çarpar bej monta ve atkýya
hesap ödeten benim ah gülizâr her ayaz
binbirinci geceden sonra bekir sýtký ’ya
perdesiz pencereler çiçekler salkým saçak
gülizâr dudaklarýn zindaným olur birden
kum tepeleri sarar dört bir yanýmý tutsak
düþer soluk alýþým oluk oluk dehlizde
gülizâr çið damlasý açýlýr mil mil yelken
allahaýsmarladýk derken faruk nafiz ’de
siyah düþleri þehrin pencereler perdesiz
aþkýn ki kýyâmetim ah gülizâr mahþerim
ve sana sokulmaya cümle lügâtler aciz
canlý cansýz varlýklar yüzsüzleþir saf tutar
bilmezsin huzurunda kimdir tavafa serim
kimdir kýyama duran mýsra mýsra gülizâr?
onbiraralýkikibinsekiz-tarsus
hakan ilhan kurt