Yaðmur alnýma vurur, her soraðým bîçâre;
Her rûyamýn göðsünde, yalýnayak, ýslaksýn...
’Kalk’ desen kalkacaðým; gür nefesle, yekpâre
Bir emir cümlesinden, bu kadar mý uzaksýn?
Malýhûlya tutaðý, sürgülendiðim menzil;
Dilim, damaðým kurur, tutuþur içten mahfil.
Düþeceðim ’düþ’ desen, baðrýna kandil kandil;
Bir emir cümlesinden, bu kadar mý uzaksýn?
Yüksünmeden taþýrým, zerre zây ilâmýný;
Yüksünmem, sabahleyin duyunca selâmýný.
’Yýk’ desen yýkacaðým, nice âþk kelâmýný,
Bir emir cümlesinden, bu kadar mý uzaksýn?
Deme bana sabýrdan sükûnete râm, kaçak;
Gözlerim gözlerinde alevden daha koçak.
Geleceðim ’gel’ desen günlenip, salkým saçak
Bir emir cümlesinden, bu kadar mý uzaksýn?
Sarýp da sarmalamaz, her sîne, baðýr beni;
Yürekten bilmedikçe kör, dilsiz, saðýr beni.
En telâþe hâl ile son defâ çaðýr beni,
Bir emir cümlesinden, bu kadar mý uzaksýn?
18 Kasým 2011 / Gaziantep
Hakan Ýlhan Kurt