“Birbiri ardýnca gönderilenlere andolsun; Derken kökünden koparýp savuranlara... Yaydýkça yayanlara… Böylece ayýrdýkça ayýranlara… Zikr (vahy, öðüt) býrakanlara; özür (suçu, eksikliði ortadan kaldýrmak) veya uyarmak için. Þüphesiz, size vaat edilen gerçekleþecektir.” Sûre-i Mürselât, 1. ile 7. Ayetler arasý
kývrým yollarda baþlar zamana tutunduðun
gün ortasýnda doðan sessizlik dolu ilham
ve yangýnda salýnýr çil yanaðýnda yorgun
upuzun saçlarýna baðladýðým salýncak
masmavi gidiþleri kuþatan o kalýn cam
bir yol hikâyesine yaslar aþký korkarak
hýrçýn ruhta avuntu yolda yolakta fasýl
iþlek mýsralarýma dökülen güzelliðin
sözcüklerde mûsikî banket üzeri çakýl
ve su birikintisi olur darmadaðýn yâr
kýþ uykusuna yatar vakte vurulan perçin
ve deðiþir rengini alýp gittiðin bahar
kývrým yollarda baþlar perdelendirilmiþ dem
yüzüme çarpýp duran duvar kadar sersefil
bir deðil iki deðil kayba uzayan özlem
ve boynuma sarýlan kar yanýðýndan ayaz
melûl melûl bakýnýr avuçlarýmda kandil
akkora keser gövdem birden bire bembeyaz
gezer baþýmda aklým dolanýr diyar diyar
tutunur bir damlaya kýyýlmaz olur öfkem
fotoðraflarda üþür yetim bir çocuk kadar
devri yâr yalnýzlýða mil çekilmiþ güvercin
kanatlanan efsûndur gün aydýnlýðý gizem
bir perçem gül yapraðý ve dudaðýnda zeytin
kývrým yollarda baþlar sekiz saate sýðan
topraða sýðmaz olan seksen senelik ömür
kývrým yollarda baþlar yaðmur misâli yaðan
rahvan serenâtlarda anlam bulan izâhat
ve ilâhî teselli parlayan göðsüm özgür
kývrým yollarda baþlar yâr Sûre-î Mürselât
yediaralýkikibinsekiz-tarsus
hakan ilhan kurt