“Onaltý kardaþtan onbeþine yeðen, birine evlât idim;
Adým Kurt oldu ki Balasý’yla yandým, yarýna yüzüm yetim!”
Karaçamýn gölgesinde gölgeler
Boz toynaðý akça taþa çalardýk
Nergis tadý boy verince çölgeler
Merak edip nergisleri yalardýk
Bir hayâlden bir hayâle dalardýk
Ay aydýnlýk tün derince dolundan
Gün sönerdi it sesinde kolundan
Yol dönerdi yolculara yolundan
Akça Dedem yaþ deyneðin eðerdi
Hasan Aðam aðýr aksak seðerdi
Onaltýdan öz kardaþlýk sekince
Gam kasavet toprak dama çökünce
Nenem hata bir koca taþ dikince
Buz terini gök bezine silerdi
Soya akýl ýrka iman dilerdi
Göy Sarnýç’ýn ekiniyle söyleþip
Kara zeytin sal dalýnda peyleþip
Bölük pörçük güz sýcaðý eyleþip
Çaða-çocuk eller kollar hamlardý
Kýrk bismillâh soframýza damlardý
Gabase’de Hasbi Emmim nefesi
Kör keklikler doldururdu kafesi
Taþ armudu alma heybe kefesi
Yýðýlýrdý emm’oðlular bölerdik
Yuvarlanýp seke seke gülerdik
Kasým Emmi Gayfesi’nde budaklar
Çalý-çýrpý saðda solda adaklar
“Ehem buhur” sefasýnda dudaklar
Üç gecede çatýr çatýr çatlardý
Akarca’da demir namlu patlardý
Davar sürüp al karada beyazda
Emm’oðlular toplanýrdý ayazda
Aç kalýrdýk eller açýk niyazda
Pancarlýk’tan kuru körmen yolardýk
Uykumuzu yufkamýza ulardýk
Hasta düþüp püren kekik sözleyip
Taþ dibinden tel tel yolup düzleyip
Hat’çe Anam dað çayýný közleyip
Kokusunda boz topraðý içerdik
Bir yudumda bin ömürden geçerdik
Yer kalkardý cirit tutsa yeminde
El tutardý yazlak kýþlak ceminde
Del’amet ki ses verirdi deminde
Derdi “Yeðen dut meyvesi gür olur
Er dediðin ölene dek hür olur”
Þaha kalkýp yaðýz civan atýndan
Öldüðünde yâd dilerdi batýndan
Kör hýnzýrý alnýnýn tâ çatýndan
Vurdu muydu Del’amet’tir söverdi
Pek dipçikle kafasýný döverdi
Býyýk Emmim akçe günün karasý
Her Cuma can cebimizde parasý
Rüþte varmýþ yeni yetme arasý
Kar üstünde Karatavuk avlardýk
Karþý köyün kýzlarýný tavlardýk
Emmim derdi “Yeðen dünya yalandýr
Cümle nebât ve hayvanât nalândýr
Gör ne vakit þu yeryüzü talandýr
Kimler geldi kimler gitti zay oldu
Tek bâki O tek kalýcý Hayy oldu”
Aðarcýk’ta Cevat Emmim bulaðý
Buz suyundan taþýrýrdý dolaðý
“Yeðen” sesi duydu mu ki kulaðý
Hurmalarý gök devþirip uçardýk
Kucak kucak toplayýp da kaçardýk
Emmimdir ki, yurt tutaðý mezarlýk
Bahçasýnda eski bir nal nazarlýk
Dökülende hurmalarý pazarlýk
Sandýk sandýk götürürdü satardý
Geri kalan onbir ay yan yatardý
Dað aþardýk unuturduk orucu
Yol keserdi gece seyri korucu
Bir zahmetin ardý tadý yorucu
Palamutla gür ormaný elerdik
Tanda þehrin uykusunu delerdik
Kâzým Emmim demet demet baðlamýþ
Kor toplardý narin dilde aðlamýþ
Yedi düvel eski kaval çaðlamýþ
Gün görmemiþ aðýtlarý duyardý
Gül gördü mü ak döþüne koyardý
Ay gelende gökçe reyhan süründe
Keçe üstü baðdaþ edip göründe
Necat Emmim buz gecenin köründe
Kükürt ile dinamitler yapardýk
Candere’de balýklarý kapardýk
Alýn teri pýnarýnda çoraklar
Savrulurdu kuru soðan oraklar
Ellik tutan pençe pençe kuraklar
Her baþakta bereketi verirdi
Zaðlý diþler muhabbette erirdi
Yýkýntýlar arasýnda kýraðý
Babam derdi “Us uz eder çýraðý”
Kýzýl Ýn’e kýzýl tilki duraðý
Kurulunca bað-bahçamýz ekerdi
Yaralanmýþ tilkiler de sekerdi
Þimdi dünler soldu bir bir bahtýna
Kimler durdu kimler uydu ahtýna
Kurtbala ki Söz Ýlmi’nin tahtýna
Geçen vakti kimse elde bulmadý
Hepsi gitti geri dönen olmadý
15 Ekim 2005 // A N K A R A
Hakan Ýlhan Kurt