IŞIKLI ÇOCUĞUN MUCİZEVİ ÖYKÜSÜ
Yoksullukla ıslanmıştı şehirler
Ürkek, tedirgin ve yapayalnızdı varoş sokakların
Üzerinde ağır kızıl bir gökyüzü çökmüştü yüreklere.
Ağır ağır işliyordu kötülük her bir köşede.
Ulu orta kaybolan sahipsiz yürekler,
Çıldırmış şairlerin titreyen sözcük, hecelerinden
Kaybolan terke tutulmuş düşler
Şafağın tam ortasında yüreği donuk bir beden
Kalabalığı yırtarcasına kayboluyordu
Ardından nice yağmurları yutarcasına
Kayboluyordu bilinmezliklerin köşesinde.
Anılar yankılanıyordu derinliklerinde
Mazileri yanıyordu bir bir duvarlarında
Sarıp sarmalıyordu tüm bedenleri
Kapkara yağmurlar saplanıyordu sanki bu ruhsuzlar şehrine
Kayıp gidiyordu bir bir sevgiler sel sularında
Küçük bir çocuk çıkıyordu birden karanlıkların tam ortasında
Soluyordu karanlık ağır ağır
Bir kasırgaya dönüşüyordu bilinmezliklerden
Çocuğun sureti sarsıyordu tüm sokakları
Karanlık gardiyanları korkudan taş kesilmiş gibiydi
Işığı yayılıyordu durmaksızın
Yıkılıyordu kötülüğün duvarları
Ağıtları sarıyordu unutuluyor gibiydi tüm yaşanılanlar
Çocuğun ışığı kötülüğü kör ediyor adeta onu yok ediyordu
Soğuğun titrettiği şehir ve karanlığın kuşattığı sokaklar
Ve de yüreği taşa dönüşmüş bir yığın soluk denizi insancıklar
Kara şehrin hikâyesinin ışıklı özetidir işte
Yıkık bir şehir
Ölüme yılgın bir hayat öyküsü
Kelimelere sığmayacak ışıklı çocuğun öyküsü
Karanlık ruhlu insanlar
Karanlığın sonsuz süvarileri gardiyanlar
Kara lekeli kötülüğün son demleri
İşte karanlıklar şehrinin hikâyesi
Bitmeyen ışığın tan yeri!
Zamanın sunduğu son hediye
Işıklı çocuğun mucizevi öyküsüdür işte…
Sosyal Medyada Paylaşın:
Kavramsal Empati Yılmaz S Åiirleri
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.