Yeğlerim...
Bugün mutlu muyum, deðil miyim bilmiyorum.
Ýlk öðrenimimden beri yakamý býrakmayan sevdanýn, bugün usulca ellerinin yakamdan yavaþ yavaþ çekildiðini fark ettim. Sevmeyecektim artýk, özlemeyecek, hayâl etmeyecektim. Dolayýsýyla sevda uðruna acý da çekmeyecektim. Özgürdüm artýk, içimde ki kafesin kapýlarý ardýna kadar açýlmýþtý bir anda. Biliyordum ki sevda denilen þey beni bu hâlsiz hâle getirmiþti. Sanki doksan yaþýnda hapisten çýkmýþ bir adam gibiydim. Ailesiz, arkasýnda ne bir kimsesi ne de maddi bir varlýðý olmayan bir adam. Kendimi bir anda yüreðimin kafesinin kapýlarýnda, nereye gideceðini bilmeyen, kimsesi olmayan, eli ayaðý tutmayan bir adam gibi olduðu yere diz çökmüþ bir vaziyette buldum.
Ýlk iþim bir sigara yakmak oldu. Eski elbiselerimle, çömelmekten aðrýyan dizlerimin aðrýsýndan kurtulmak için bir kaldýrýma oturdum. Mevsim yazdý, hava serin sýcaktý. Bir kaç dakika düþündükten sonra, gidecek hiçbir yerim ve yapacak hiçbir iþim olmadýðý için, geceyi geçirmek adýna kendimi mecburen yavaþ adýmlarla sakin bir yere doðru sürükledim. Yukarýda gök apaydýn, ýþýl ýþýl parlýyordu. Gölgelik bir yere geçip oturdum. Sepsessizdi. Rüzgârýn bile en küçük sesi çýkmýyordu. Ve böyle ortamlarda yalnýzca ismini pek bilmediðimiz tarla böceklerinin sesini duyarýz. Bende duyuyordum. Sinekler gelip yüzüme konuyordu, onu kovabilecek hâlim bile yoktu. Yesin istiyordum, yesin bitirsinler beni, yesin, kanýmý içsinler istiyordum. Bir ara uyukladým, garip, kesik kesik kâbuslar gördüm. Uyanýnca az ileride þýrýl þýrýl akan pýnarýn yanýna gidip, ellerimi , yüzümü yýkadým. Su içtim bir yudum. Biriken suda yansýmamý görünce bir ân dondum, öylece kalakaldým. Bu ben miydim? Sakallarým, saçlarým bembeyazdý, yüzüm , alným kýrýþkýrýþtý. Gözlerim, gözlerim rengini, sesini, canlýlýðýný kaybetmiþti. Yüreðimden aþaðýya bir anda bir boþluk hissi aktý, bir korku. Birden bire nedenini bilmeden gözlerimden apansýzca iki damla yaþ süzüldü. Pýnarýn lanetli olduðunu düþündüm ve ayrýldým oradan. Belki de lanetli olan bendim. Böylece hava karardý birden, bir baþýma kendimi bir aðacýn altýna attým. Sabaha kadar gözüme uyku girmedi, düþündüm.
Ve anladým ki bu kafes meðer benim evim olmuþ. Ýçinde bir matruþka olan ben, o kafesi bir parçam olarak kabul etmiþim meðer. Hücrem de bütün bir ömrümü, her kademesinin içinden yalnýzca senin çýktýðýn bir matruþkayla geçirmiþim. Yalnýzca seni severek varolabileceðimi , sensiz hiçbir yere gidemeyeceðimi ve gidecek hiçbir yerim de olmadýðýný, bu yaþa kadar senden baþka bir þey bilmediðimi, sensiz bir hiç olduðumu anladým. Benim deðildin, benimle gerçek anlamda hiçbir zaman yanyana dahi olmayacaktýn, sevmeyecektin ama en azýndan ben sevecektim seni, hep içimde olacaktýn ve orada olduðunu bilecektim. Bir þiir yazdým kafesime dönmeden;
Güzelim güzelim güzelim benim
Ben artýk güzel deðilim,
Yaþlý , ihtiyarýn tekiyim
Seni severek yaþlandým
Seni severek gençleþeceðim
Güzelim güzelim güzelim benim
Þunu ben bugün öðrendim
Seninde bilmeni isterim;
"Seninle tutsaklýðý,
Sensiz özgürlüðe yeðlerim…"
Sosyal Medyada Paylaşın:
Ezeli Gece Ve Yıldızlar Åžiirleri
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.