MENÃœLER

Anasayfa

Åžiirler

Yazılar

Forum

Nedir?

Kitap

Bi Cümle

Ä°letiÅŸim

KAVANOZ...



Bu kendi elimde olan bir þey deðil
Bu istemsizlik, bu vazgeçiþ
Aðzýmýn tadýný kendim bozmuþ deðilim,
Hayata olan sevgimi ben yok etmedim,
Sevgi dinimin mitlerini ben çürütmedim,
Zevk almak mý?
Yo hayýr, hiçbir þeyden zevk almýyorum,
Beni bu hãle ben getirmedim.
Ýçimde benden baðýmsýz bir varlýk, benim yerime yaþýyor beni.
Benim yerime karar veriyor, beni o kontrol ediyor.
Ve bugüne deðin onu yenebilmiþ deðilim.
Anlýk bir haraketle, çok güçlü o silahýyla bir anda etkisiz hâle getiriyor beni.
Ve sonra bir kavanozun içine koyup, küçük bir yaratýkmýþým gibi, kapaðý sýký sýký kapatýyor.
Kavanozun içinde dönüp duruyorum,
dönüp duruyor;  Benim hayatýmý nasýl kullandýðýný seyrediyorum.
Engel olmak istiyorum ama o fantastik filmlerde olduðu gibi miniminnacýk bir insana dönüþmüþüm, baðýrýyorum, sesim cama çarpýp beni deviriyor, camý kýrmaya çalýþýyorum, kýrýlmýyor. Hayýr, ben benim deðilim ben onunum .
Peki ama o kim?
Onu tanýmýyorum.

Ne zaman ,nerede, nasýl girdin içime?
Neden yapýyorsun bana bunu, ne istiyorsun benden?
Bana ne verdinde böylesine ruhsuz, böylesine halsiz kaldým?
Nasýl olduda beni esir aldýn?
Bilmiyorum ve kavanozun içinde iþte bunlarý düþünüyorum.

Benim yerime geçen o kiþi veya þey mi ne yapýyor? Anlatayým...

Fiziðimi bir kukla gibi kullanýyor.
Kendi baþýna buyruk
Heryerden sýkýlan
Hiçbir þeye önem vermeyen
Vurdumduymaz
Acelesiz, gamsýz,
Öylesine bitik ve solgun
Bir maske takmýþ yüzüne
Ve beni, sanki ben öyle biriymiþim gibi tanýtýyor insanlara.
Bu þey sevmesinide bilmiyor bazen
Bazen ise ondan büyük âþýk yok.
Nasýl demeli arkadaþým?
Onu tarif etmem çok zor.
Net bir sayýsý yok büründüðü karakterlerin, kiþiliklerin.
Her an, baþka biri.
Tuhaf ve gizemli.

Onun için, ne nerede bulunduðunun nede ne yaptýðýnýn bir önemi var.
Ama bu benim için önemli, çünkü benim bedenimle bulunuyor bulunduðu yerde, benim bedenimle yapýyor yaptýðý her eylemi.
Ama onun için benim düþüncelerim, hislerim önemsiz.
Hýrsýz o, bir tür usta tiyatro oyuncusu.

Havayý görüyorum
Oksijen gülümsüyor bana
Zihnimde bir gevþeme
Damarlarýmdan uysallýk akýyor
Yanak kaslarýmý
Arkadan biri çekiyormuþ gibi
Elimde olmadan gülümsüyorum
Gözlerimin önünde bir þey canlanýyor
Kalbim bu halüsinasyona koþuyor
Ne kadar yaklaþýrsam o kadar uzak
Ve yorulup bayýlana kadar koþmak
Hâlbuki koþtuðum yok
Sevdiðim yok
Bir tür karabüyü bu, bir týlsým
Ruhuma efsun tozu serpip
Beni aslýnda varolmayan
Türlü oyunlarla yorarak
Bayýltýp býrakýyor
Kavanozun içine.

Ve ben uyurken
Benim bedenimde ki
Kendi yazdýðý senaryoyu oynuyor.
Çok küçük yaþta düþtüm ben bu kavanoza,
Ve bugün 23 yaþýndayým.
Korkuyorum þimdi
Hayatýmý kördüðüm yaptý o
Hayatýmý yüksek, kýzgýn volkanlarýn içine attý.
Hayatým yanýyor, yanýyor, yanýyor.
Ama birgün soðuyacak
Cam çatlayacak
Ben, ben olarak yeniden ortaya çýkýnca,
O bilmediðim günde
Kaç yaþýnda olacaðýmý bilmediðim için,
Onca senesi heba olmuþ ömrümün kalanýyla,
Nereye kaçar, nasýl yaþarým?

Peki kavanozda ki ben, nasýl bir insan mýyým?
Ýnsanlýk adýna verilen her mücadelede yer almak isteyen,
Delicesine gezmek isteyen,
Aþýk olmak isteyen,
Her insan gibi mutlu, huzurlu, saðlýklý bir yuvasý olmasýný isteyen,
Yaþadýðý dünyayý sevmek isteyen biriyim.
Mesela hayâl kurmaya bayýlýrým,
Uyumayý çok severim,
Deðer vermeye deðer veririm.
Ama o öyle mi?
Tam Tersim.

Aslýnda ben senin kim olduðunu biliyorum yabancý,
Ama baðlamýþsýn dilimi, söyleyemiyorum.
Bu iþkence, bu öc ne zaman biter?
Ne zaman haksýz öfken diner?
Ne zaman alabilirim kendimi bilmiyorum,
Ama oyunu ben kazandým, biliyorsun,
Ne demek istediðimi bir senin bildiðin gibi.

Kabul et artýk
Sende beni seviyorsun,
Suç senin deðil
Ama benimde deðil.

..........
Kavanozun dýþandaki ben olmayan ben;

"Acý veriyor
Düþündüklerim
Hissettiklerim.
Kaçmak mý?
Ýyi de ben gönüllü mü geldim ki?
Hayatla mücadele etmekten kaçan, iþin kolayýna mý kaçmýþ oluyor, yani intihar edenler?
Ýntiharýn, kim demiþ ki dünyadan kaçýþ olduðunu?
Benim intiharým dünyadan kaçmak için deðil, kendimden kaçmak için.
Hiçbir þey düzelmeyecek,
Bunu kafamda böyle þartlandýrmýþ deðilim,
Bu böyleydi, bugünde böyle ve böyle kalacak.
Hayatý bilgisizken mutlu ama saçma yaþýyordum,
Þimdi ise bilgili ama yine saçma yaþýyorum.
Saçmalýk bende deðil, hayatta.
Sanýrým intihar etmek, hem kendinden hem hayattan kurtulmak, hayatta yapýp yapabileceðim saçma olmayan tek þey.

Güzel insanlar mý?
Onlarýda yanýmda götüreceðim.

Olaylardan kaçmak istedim
Toplu etkinliklerden, misafirlikten
Düðün törenlerinden, kutlamalardan
Kaçmak istedim nerede gülen
mutlu insan varsa, yanlarýndan.
Çünkü bazý roller insanýn yüreðini deþer, aklýný zorlar, ruhunu yakar.
Mutsuz olduðum hâlde mutluymuþum gibi gerçek bir gülücüðe ulaþamayan o istemsiz, zorlu gülücükleri ve yalan gülümsemeyi suratýma takýp duramazdým anca.
Konuþulan sohbetten hiçbir þey anlamadýðým hâlde (çünkü akýl baþka yerdedir, gönül baþka yerde ) onlarý dinliyor, anlýyormuþ gibi yapmak, için içini yerken onlarýn yanýnda mutlu mesut bir insan gibi sahte ilgi ve gülümsemeyle durmak, geçmiþin, aslýnda geçememiþin o iç organlarýný kesiyorlarmýþ gibi sivri, aþýrý, zihni allak bullak eden çýðlýðýný duymak...
Ve iþte tekliyor, tekliyor nefesim
Göðüs kafesime bir aðýrlýk çöküyor
Sanki bütün bunlar
Týpký bir çocuðun önünde yaþanýlan kötü bir olay gibi,
Gözünü kaparlar çocuðun
Kulaðýný týkarlar
Görmesin, duymasýn diye
Ýþte o çocuk gibiyim
Görmüyorum
Duymuyorum
Ama kötü birþeyler olduðunu biliyorum.
Yüreðimdeki ve zihnimdeki bu ben bilmeyeyim diye yapýlan baský, gizleme çabasý boþa.
Aðýrlýklar kalktýðýnda, eller çekildiðinde üzerimden,
Güya görmediðim, duymadýðým, güya bilmediðim tüm kötü olaylarýn, o aðýr hissi, endiþesi, hüznü içimde yaþýyor ve gitmek, ömrü bitmek bilmiyor.
Peki bende mi kabahat?
Herþeyin kötü tarafýný hissetmek
Görmek, duymak veya bilmek
Hayýr suç benim deðil
Suç varolmak
Varolmak.

Ýþte her ne olursa olsun her olaya hiç kalmak, gözümün önünde ne olursa olsun, algýlayabildiðim herþeyde kendimi hiç saymak, ve artýk üzülmemek, sevinmemek, yalnýzca tanýdýðýmýz insanlarý sevmek, onlar için üzülmek, onlar için sevinmek ve bana kalýrsa tanýdýðýmýz insanlarýn sayýsý ne kadar az olursa o kadar iyi.

Evet, rolümüzü oynamaya devam edeceðiz. Yaþamaya mecbursak yaþayacak, deðilsek yaþamýmýzý tek kutsal þey olan hiçliðe vereceðiz. Müzik dinlemeyi seviyorsak dinleyecek, sevmiyorsak dinlemeyeceðiz, içkiyi ölene dek sapýna kadar içeceðiz. Bizim gibiler, göðü sever, geleceði deðil. Hem kýsa ömürlü dünyadaki geleceðinin ne önemi olabilir? 
Kimileri kendini deðiþtiremeden dünyayý deðiþtirmeye çalýþýr,
Kimileri ise dünyayý deðiþtiremeyeceðini bildiði için kendini.
Bizler ikinci sýnýfta yer alýyoruz.
Boyun eðenlerden deðiliz, boyuna göre haraket edenlerdeniz.
Ýnsanlarý tanýyamadýnýz mý daha?
Ýnsanlar aç gözlüdür
Yalancýdýr
Sahtekardýr
Vicdansýzdýr
Ýnsanlar tuhaftýr.
Bizden kötü insan olmasýn, ama kimse bizden iyilikte beklemesin.
Ýyilik yapmamak kötülük deðildir.
Ne eksik ne fazla
Ýyilikte beklemezsek.

Suçlayacaklarsa bizi
Öfkeleneceklerse bize
Ve söyleyeceklerse; Sizler bilinçli, bilgili insanlarsýnýz, nasýl susar, nasýl müdahale etmezsiniz’ diye,
Bu hayat benim diyeceðiz.
Peki birgün gelip bizi tutuklarlarsa, köle olmamýz istenirse, kukla gibi kullanýlmak üzereysek; uzaklaþabilirsek uzaklaþacaðýz yada hayatýmýza son vereceðiz .

Var mý ki öyle bir gücü olan
haksýz yere öldürülmüþ, aç býrakýlmýþ, tecavüz edilmiþ, eve yakýlmýþ, sevdikleri yok edilmiþ, þimdi artýk hayatta olmayan o milyarlarca insanýn intikamýný alabilecek olan, var mý ki geçmiþi diriltip hesabýný sorabilecek olan, var mý ki þimdi ki dünyanýn dertlerine derman olabilen biri? Yok. Olamayacakta.
Sistem seni yutar, yutacak
Bir gün birþey sistemide yutacak
Sonra yutan, yutulmaya devam edip duracak, ve kapý açýlacak, kaçýnýlmaz hiçliðe.
Yine insanýn ürettiði o "kutsal" kavramlar,
Adalet
Ahlak
Sevgi
Hak
Eþitlik
Hepsi, hepsi bir kuyunun içindeki
Aslýnda yýllar önce çürümüþ ve burun sýzlatan, iðrenç kokan bir pislikten ibaret .
Aslýnda bu koku bizi sarhoþ etti, bu pisliðin halüsülasyanlarý bize bunlarý iyi birþeylermiþ gibi gösterdi.
Bakýn
Yýllardýr savaþlar bu yüzden
Yýllardýr akan kan bu yüzden
Ya siz körsünüz ya þizofren
Yada ben zýrdeliyim.
Hemen sorarlar karþýt düþüncedekiler, derler ki;
"Ne yapalým o zaman, hiç kimse kimseye yardým etmesin, hiç kimse kimsenin acýsýný hissetmesin, yeterince aþaðýlýk insan varken herkes artýk kayýtsýz ,yüreksiz, sevgisiz, hissiz mi olsun?  Bunun neresinde onur, neresinde þeref?)
Bizde diyeceðiz ki;  "Biz kötülüðü yayma peþinde deðil, kötülüðü umursamama peþindeyiz. Ayný zamanda iyiliðide. Ýstekler, hayaller, arzular, amaçlar, bu koskoca mezarlýkta biraz garip ve gülünç kaçýyor, saçma kaçýyor. Aslýnda doðmak diye birþey yok, ölüme doðuyoruz, mutlak ölüme. Mezarlar annemizdir bizim, onun ebedi karnýna doðuyoruz. Embriyo aþamasýnda ki adýna yaþam dediðiniz þu olayda ki bütün bu saçmalýklarý býrakýn ve doðacaðýnýz ebedi ölüme bakýn. Ýþte o zaman, ancak o zaman anlayacaksýnýz demek istediklerimizi."

Ölüm, bir yaþam olayý deðil, ölüm yaþanmaz. ’diyordu Ludwig einstein,
Aksine, yaþanýlacak tek ve ebedi þey ölümdür. Deðiþim, dönüþüm, sürekli ölümdür, her an için ölüm yaþanýr kainatta..."

Dedi ve zihnindekileri sonlandýrarak kalbindekileri anlatmaya yöneldi;

"Þaka gibi. Evet þaka gibi. Her gün iþe gitmek, her gün yemek yemek, her gün ister istemez haraket etmek zorunda olmak. Hiç tanýmadýðýn insanlarýn ideolojileri üzerinde yaþamak, birilerine veya birþeylere tutunmak zorunda kalmak. Þaka gibi. Sayýsýz gezegenin içinde, gerçekle hiç alâkasý olmayan (çünkü gerçek diye bir þey yoktur) sonsuza yakýn, ama yinede sonlu insanlarýn ipe sapa gelmez felsefeleriyle, yine kendilerinin yarattýðý aslýnda varlýðýna þahit tek bir insanýn olmadýðý, adýna gerçek dediðimiz þeyi aramak. Þaka gibi. Þaka gibi. Asker savaþýr, din adamý beyin uyuþturur, politikacý dolandýrýr, doktor ölüyü yaþatýr, öðretmen anlatýr, dünya dönüyor hep ayný, hep ayný. Ölürüz, doðarýz, güneþ ve ay gibi. Ve hergün ayný olan saçma görevlerimizi yaparýz. Sevgi mi?  Bugün binlerce þairin ve yazarýn varolmasýna neden olan þey, sevginin sevgisizliðidir. Sen, ne dostum olan ne de arkadaþým, dinle beni, ömrün boyunca algýlarýnýn kurbanýsýn sen. Duyumlarýn seni kukla gibi kullanýyor. Çabalýyorsun, çalýþýyorsun, ümit ediyor, seviyorsun. Ýþte bütün bunlar bir aldatmacasý evrenin, sana seni yönlendirmek için taktýðý, adýna algý, duyum dediðimiz çipler. Ben çipimi söktüm attým. Ýnanmýyorum, sevmiyorum, hissetmiyor, ümit etmiyorum. Hepsi boþ vaat, hepsi mezarlýk, hepsi karanlýk. Kalbimin içinde kalp, zihnimin içinde inanç yok. Bütün bunlarý bir bir denedim, hayal kurdum, mücadele ettim, sevdim, ümitliydim. Ama hep bir labirentte döndüm durdum, bizleri bizlerin düþünceleri kandýrmýþ meðer. Varlýðým, yokluðumun caneviymiþ meðer, özümde hiçbir kavram, zaman, mekan yokmuþ meðer. Dünya, hüzünlü birþeyin tutup fýrlattýðý , tamamen yararsýz, saçma bir nemli taþ parçasýymýþ meðer. Atommuþ, yok öyle birþey. Herþey, hiçlikmiþ meðer... "

Dinledim onu. Dinledim, düþündüm.
Onun sözleride aldatmaca olamaz mý?
Herþey insan uydurmasý ise, onun söyledikleri de birer uydurma.
Hem kim bilebilir ki ölümden sonrasýný,
Kim bilebilir ki hiçliðin hiçlik, varlýðýn varlýk olduðunu?
Kim bilebilir ki perdeyi, önünü ve arkasýný?
Kimse.
O zaman bütün bunlarý düþünmek yerine, bildiðimiz þeyleri güzelleþtirsek, onlarý sevsek olmaz mý?
Sevmek
Hissetmek
Tatmak
Acýyý da
Tatlýyý da
Bazen bir dost sýcaklýðý
Bazen aile mutluluðu
Bazen sevgilinin koynu
Herþeyi hissetmek, sevmek gerek
Ve ardýndan
Yaþadým diyebilmek.
Bu dünyaya nereden geldik bilen yok
Bu dünyadan nereye gideriz bilen yok
Ama geldik
Ve gideceðiz.
Gitmeden , his, aný ve sevgi kavanozumuzu týkabasa doldursak,
Bir sevgiliyi süzer gibi sevgiyle algýlayabildiðimiz herþeye öyle baksak, öyle samimi, öyle sevgili, öyle güzel...
Beni ben diye tanýtanýn iþi, bilmediði aslada bilemeyeceði þeyler üzerine düþünmek, acý çekmekten baþka bir þey deðil.
Dünyada acý var diye, sevgiyi ,onca güzelliði silip atacak mýyýz?
Nefes almak güzel
Gün güzel
Gece güzel
Doða ve yýldýzlar güzel
Sevgili güzel
Dost güzel
Aile güzel
Kitaplar güzel
Müzikler güzel
Ve sevgili dostlar
Bu hayat yaþamaya deðer.
Hem güzelliðin iki yaný vardýr
Bu iki zýt yan güzelliði yaratýr
Biri acýdýr
Biri sevgi, tatlý sevgidir.
Ýkisiyle güzel güzel olabilir.
Algýlarýmýzýn deðil
Koþullarýn kurbanýyýz,
Adaletsizlik insanda var
Ahlaksýzlýk insanda
Ve onlarýn yarattýðý koþullarda.
-KAPAN-
Ýnsanlar yakar ormanlarý
Ýnsanlar öldürür canlarý
Ýnsanlar sömürür halklarý
Ýnsanlar yaralar ruhlarý.

Yoksa yaþamak güzel
Yaþamý insanlar zorlaþtýrýr
Onlar, seni canýndan bile býktýrýr
Ýþte onlar insan deðil, yaratýktýr.

Ama asýl insanlar var ki
Seni iyileþtirir, sever, sarýlýr
Önem verirler sana, umursarlar seni
Güneþ gibi yansýr, içini ýsýtýr.

Can kurtarýrlar
Ruh kurtarýrlar
Dünyanýn geleceði için çalýþýrlar
Kötülükle savaþýrlar.

Ýnsan olmak zordur
Ama paha biçilemez
Karakterlidir, onurludur
Bir gerçek insan, sonsuz sahteye deðer.

Ve
Sana
"Yaþamak ne güzelmiþ"
dedirtirler.

Kötü insanlarýn kapanýndan
Ancak direniþ, cesaret, akýl ve inançla çýkabiliriz. Ýlk önce ruhlarýmýzý kurtarmalý, akýllarýmýzý, sonra bedenlerimizi.
Kapaný da, kapandan kurtulma yolunuda insanlar icat eder ve bulur.
Buradaki asýl mesele
Kapandan kurtulmak istiyor musunuz, istemiyor musunuz?
Ýstiyorsanýz mücadele veriyor musunuz?
Kapanýn içinde kalmýþ olan, kendini ben sanan, kavanozun dýþýnda ki o diðer adam, kapana âþýk olmuþ!
Olay bundan ibaret.
Sevmiþ, kavuþamamýþ
Kapan bir týk sýkýþmýþ,
Hayal kurmuþ gerçekleþmemiþ
Kapan daha da sýkýþmýþ,
Sorgulamýþ, bulamamýþ
Ýnanmýþ, kandýrýlmýþ
Kapan daraldýkça daralmýþ
Daraldýkça, önce ruhunu sonra bedenini kanatmýþ.
Kendine insanlar arasýnda yer aramýþ,
Onu anlayan biri karþýsýna çýkmamýþ.
Yani, iþleri hiçbir þekilde yolunda gitmemiþ,
Herþeyi anlamsýz bulmaya baþlamýþ
Ah, ne yazýk, yanýlmýþ!

Dostlar, acýyýn, üzülün bu adam için
Yaþadýklarý hiç de kolay deðil
Tutun elinden, aranýzda yer açýn
Ayýplamayýn onu, yarasýný sarýn.

....
Kavanozun dýþýnda ki ses;

KÝMBÝLÝR

"Bugün yol kenarýnda bir ceset gördüm. Adamýn biri kaza yapmýþ, arabadan fýrlamýþ. Bedeni yüzüstü yatýyor ama yüzü yok. Kafasý üç metre ileri uçmuþ. Kesilmiþ olan kafaya baktým uzun süre, þunu farkettim;  Ýþte böyle hiç acýmadan, bu hayat insanýn kafasýný kesip attýðý gibi, bizim hayatýmýz dediðimiz þeyide kesip atacak. Baktým, kanlar içindeki kafaya, kimbilir ne kadar umutlu bir insandý oda, kimbilir ne güzel hayalleri vardý onunda. Kimbilir belki o gün sevgilisinin yanýna gidiyordu, belki çocuðunun, belkide sevdiði iþine. Kimbilir o kafanýn içinde ne düþünceler vardý, ne istekler, ama þimdi beyninden akan kanýn içinde hayatý kayboldu, istekleri, sevgisi, umudu kayboldu. Kimbilir...
Kim nereden bilebilir ne zaman öleceðini, kim nereden bilebilir, yazgýnýn kýlýcýný hangi an boynuna yiyeceðini? Hayat, andýr. Anlýk bir hayatta, hangimiz uzun vadeli planlar veya düþünceler kurabiliriz zihnimizde. Celladýn baltasýnýn her an altýnda olan hayatlarýmýzý, ne diye yorar dururuz?  Ne diye, kimbilir...
Bir an ise bu hayat, o âný nasýl mý geçirmeliyiz?  Basit. Beklentisiz. Ne mutlu ne mutsuz. Ne umutlu nede umutsuz. Bizi sevmelerine izin vermeyelim, bizde Kalbimizin sevmesine katiyen izin vermeyelim. Bunun için kötü davranmak gerekirse evet (numaradan)  kötü davranalým. Bizi sevmesin diye. Kimseye gönül vermeyelim, almayalým. Niçin mi?  Balta boynumuza inerse, arkamýzda kimseyi yaslý býrakmayalým diye, kimse delirmesin diye, kimse aðlamasýn diye. Belki onlar kýlýcýn farkýnda deðil, belki farkýnda, olsun, aldýðýmýz yaralardan ders alýp, yara açmamak adýna ve daha fazla yara almamak adýna yapalým bunu.

Yýkýlýp kurulan, doðan ve ölen, durmadan deðiþen bu evrene, ona inanmayarak, onun varlýðýný reddederek rest çekebiliriz ancak. Dalga geçer gibi bize sunduðu "bir andan" ibaret olan þu ömrümüzü, onun bize dayattýðý ve tamamen kurgu olan özgürlük gibi içi bomboþ kavramlardan yüz çevirip, onun apaçýk görünen katil yüzüne gözlerimizi dikip;  " Ben bu hayatý senin aldatmacalarýnla deðil, senin aldatmacalarýna kimse kanmasýn diye uðraþarak yaþayacaðým" diyelim.

SIKILMAK

Bütün bunlarý yapabilirsek, ister istemez onun þantajlarýndan, tehditlerinden biri olan Can Sýkýntýsý ile karþý karþýya kalacaðýz. Alýn size sevilecek  bir þey...  Can sýkýntýnýzý severek evrene boyun eðmediðinizi gösterecek ve onun boynunu eðdirdiðinizi göreceksiniz. Can sýkýntýnýzý sevin. Görüntüler...  Sesler...   Hissetmek...  Bütün bunlar iplerdir. Bizi bu iplerle kukla gibi oynatýr evren, aklýmýzý çeler. Aldanýrýz.

Dünya bir labirenttir
Ýþin aslý bundan ibarettir
Labirentin sokaklarý
Aklýn türlü oyunlarý ile dolu
Varolmayan þeylere sevgi
Yaþamayanlarla gelecek hayali
Akýl kurnaz, akýl sahte
Seni sarhoþ eder
Bin yýllýk içkisiyle
Ýnanma ona, duyumlarýný kapa
Kan, ses, bir gülücük bir gözyaþý
Ve elbet görüntüler
Aklýn kapanýndan kurtulana
Sen aldýrma ama
Deli derler.
Bak, bak, iþte bak
Bu, dünya!
Bu kanlý, bu yorgun, bu çirkin þey!
Onlar, binlerce yýllýk kültürü
Yok olacaklarýný anladýklarý için
Zaman içinde hâlâ bozulmadan
Uzun süre dursun diye
Bir þekle bir biçime soktular
Kendi günlerinin ölümünü seyretmemek için,
O günleri, kültürleri, anlamlarý,
O zamanlarýn yaþamaya, görmeye, duymaya, hissetmeye, bilmeye deðer þeylerini, iþte böyle
Aðaçla, toprakla, taþla, çelikle, betonla bir biçime, þekile soktular,
Çünkü biliyorlardý bu dünya
Týpký evren gibi kurulup daðýlýyor, kurulup daðýlýyor,
Ama yine savaþlar oldu, doðal afetler oldu, onlar öldü, yaptýklarý bugün yeraltýndan bir bir çýkmaya baþladý.
Aslýnda yaptýklarý eserler bize þunlarý anlatýyordu;
Savaþ, aþk, yalnýzlýk, hüzün, düþünüþ, yorgunluk, umutsuzluk, ýstýrap ve ölüm.
Canlýlar, cansýzlar, evren ve ruh.

Þimdi binlerce yýl sonra, aradan geçen onca yýldan sonra, bugün nasýl diyebiliriz;  acý yok olacak, ayrýlýk yok olacak, bilgisizlik yok olacak, kötülük yok olacak?
Günümüze kadar yüz milyar insan yaþayýp öldü,
Bak, iþte dünya!
Ýç!  Ýç!
Bu dünya böyle!
Böyle!

Eski Hint felsefesini hatýrla
Hatýrla ve tekrar et oradaki þu sözleri;


"Ey Rama! Gereksiz kurallarla tatlý canýný niçin sýkarsýn!
Bunlar aymazlarý, kafasýzlarý kandýrmak için deðil mi?
Acýrým, saçma kurallara uymak için yýrtýnanlara
Zevk almak istemiyorlar, uçup gidiyor verimsiz yaþamlarý
Atalara ve tanrýlara adanan kurbanlara da yazýk!
Boþa giden kurbanlar! Tanrýlar, atalar yemek yiyebilir mi!
Birileri burada týkýnýrken, onlara sanki bir þey mi kalýr ?
Brahmanlara sunulan yemek, atalara ulaþýr mý hiç?
Kurnaz rahipler iþlerine gelen kurallar koymuþlar, ve derler ki:
’Neyin varsa ver, tapýn, dua et, bu dünya yalan!’
Ey Rama! Öbür dünya yalan, tapýnmak, yalvarmak saçmalýk
Yaþamýn tadýný çýkar, sakýn o palavralara kanma!

....

Baþta ne varlýk vardý ne yokluk
Her yeri dolduran her yerde olan
Hava da yoktu yukarýda gökler de!
Nerede derin uçurumlar, denizler?
Baþta ne ölümsüzlük vardý ne ölüm!
Gece de olmazdý, gündüz de
Baþka þey yokken O bir baþýna
Sonsuzlukta uçardý sessizce.
Karanlýkla örtülüydü her yer
Baþý sonu olmayan ýþýksýz gecede
Sýkýlmýþ olmalý ki örtü içinde
Birden doðdu O, parlayan bir güçle.
Bu bir olandan çýktý önce
Bilginin tohumu olan sevgi
Varlýðýn kökü yokluk iken
Sevgiyi aradý durdu bilgi
Bir ayrýlýk girmemiþse araya
Üstteki nedir, alttaki nedir?
Yerinde duramayýp düþünce tohum
Yer altta, gerilim üsttedir.
Bütün bunlarý kuran kim?
Varlýk neden olmuþ duyan kim?
Tanrýlar da gelmiþler buraya!
Nereden gelmiþler gören kim ?
Kim ise varlýðý yaradan
Bakar mý göðün üst katýndan
Yerde ne varmýþ, ne yokmuþ
O da mý bilmez, kim bilir?

....

Ey saygýdeðer kiþi! Bu kemikten, deriden, kastan, ilikten, etten, ersuyundan, kandan, gözyaþýndan, çapaktan, sümükten, tükürükten, terden, boktan, çiþten, ödden ve salyadan oluþan, kokuþmuþ
vücutla nasýl mutlu olunur! Bu isteklerin, öfkenin,
kýzgýnlýðýn, tutkunun, korkunun, kuþkunun, ürkekliðin, kýskançlýðýn, özlemin, tiksinmenin, aç­
lýðýn, susuzluðun, yaþlýlýðýn, ölümün, hastalýðýn
ve daha baþkalarýnýn uðraðý olan bu vücutla nasýl
mutlu olunur! Hem, bu dünyada her þey gelip geçici, bu sinekler ve böcekler ve benzerleri gibi, þu otlar,
aðaçlar gibi önce oluyor sonra yok oluyor. Dahasý
da var - denizlerin kurumasý, daðlarýn devrilmesi,
demirkazýðýn titremesi, fýrtýnalarýn kopmasý, yerin
çatlayýp göçmesi... Bütün bunlarýn olabildiði bir
yerde nasýl mutlu olunur! Sonra, bir gün her þeyden
býkýlýr; sonra yine her þeye yeni baþtan baþlanýr!"

........

Kavanozun içindeki ses;

Ýnsan günleri deðil anlarý hatýrlar derler, bende hayat anlarýn bütünüdür demiþtim. Benim yerime geçen þeyin bütün hüznü, bir andan ibaret oysa. Biz bilincimizi algýlayabildiðimiz her an, o âný sevinçle doldurmaya bakacaðýz. Sandalyelerin bacaðý kýrýksa buna dert yanmayacak, ya bacaðý tamir edecek yada yeni sandalye yapacaðýz. Demek istediðimi anladýðýnýzý umuyorum. Birileri gelirken birileri gidiyor olacak, geldiðimiz ve gittiðimiz yeri bilmiyorsak onu bilmeye, tanýmaya çalýþacaðýz. Yol hep var. Bu yol bataklýksa, diðeri çiçekli, biz bataklýða çiçekler ekip gideceðiz. Problemi çözemiyorsak, çözebileceðimiz problemlere yönelecek ve böylece zamanýmýzý verimli geçireceðiz. Herþeyden önemlisi, sevmekten ve sevgimiz için mücadele etmekten vazgeçmeyeceðiz. Polyanna olmak deðil niyetimiz, hüznü de görecek, acýyýda tadacaðýz ama erdemli insanlar, pes edenler deðil, vazgeçenler deðil, erdemli insanlar, elinden hiçbir þey gelmese dahi, acý çekenin, ihtiyaç sahibinin, belki herþeyini, herkesini kaybetmiþ kiþinin, yanýnda, en azýndan yüreðiyle, sevgisiyle durabilenlerdir. Her insan doktor olabilir, kimisi kalbiyle kimisi bilgisiyle. Bence hayat, göz kapayýp açacak kadar bile uzun deðildir. Ýþte bu yüzden, bizlere yaraþan, bunalýmlarda, labirentlerde avarelik etmek deðil, birbirimizin yanýnda ölene dek sevgi, inanç ve yürekle kalabilmektir.
Dünyanýn ve evrenin derdi bizi aþar, biz sarabileceðimiz yaralarý dindirmeye bakalým. Ve bu dünyayý anne yüreði gibi yaþayalým, iþte þöyle;

"Bu hayatý ana yüreði gibi yaþalým.
Bir annenin yüreðini anlamaya,
kavramaya, bütün bir evrenin aklý yetmez, gönlü yetmez.
Onun içinde ki sevgiyi, onun evladýný saran o baðýný, onun o merhametini, içtenliðini ve samimiyetini tercüme edebilecek ne bir insan, ne bir dil ne de bir sanat vardýr. Bu hayatý ana yüreði gibi yaþayalým. Sevelim, inanalým, direnelim, güvenelim ve vazgeçmeyelim bu dünyadan. Ana, nasýl sever, nasýl inanýr, nasýl güvenir, nasýl vazgeçmezse yavrusundan.
Bu dünyayý yavrumuz bilelim, onun gözyaþýný silelim, yüzünü güldürelim, onun geleceði için emek verelim.
Bu dünyayý ana yüreði gibi sevelim.
Bir an içinde olan her güzellik,
anne sevgisi gibi sevilmeye layýktýr;
Doða, insan, hayvan, ve her birinin kendine öz sanatý, ruhu... "










Sosyal Medyada Paylaşın:



(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.