Kalabalýktýr akþam yolu bu þehirde
koþuyor kendi peþinde herkesin gölgesi
ne çok kaybolmuþ insan sesiyle
gelir - gider bu hayatlar
güve yeniði ömürle
bir nefeslik saltanat…
vaktiyle gençti dünya
güneþe eþlik ederken umudum
kovalarken saatleri deli dolu
sýrtýmda velveleli bir dünya
eskiyen yüzümde saç sakal beyaz
gülümsemek eski bir gamze
kayýp bir yaz
çukurlarýmý dolduran hüzün
bir dalga sesi bir de sen kulaklarýmda
köhne bir iskeleyim Karaköy’de
gezinen bakýþlardan kalan
taþ üstü konaklamalarým
evim, barkým belki de son tahtým
bir ben bir de sen varsýn artýk yanýmda.
ne zaman dokunsam tüylerine,
bulutlarla süslü rüyalar geçer gözlerimden
sýcacýk kalýr avuçlarýmda zaman
demlenir güneþle yaþananlar
anlatýrým sana bir gün
kuru dudaklarým mýrýldanýrsa dinle
ateþli gecelerdi Ýstanbul bir vakit
sevdalar koylarýmda gizlenir
havai fiþeði ruhum yanardý þehirle
neler geçiyor aklýmdan bilsen
okþadýkça tüylerinin sarýsýný hazla
haziran gecesiydi yastýðýmda kalan
sevdiðim kadýnlarýn saç telleri
koynumda uyuyan anemon tenleri gelir aklýma
dilim susar, düþler uykudan uyanýr
dünleri saklarým delik ceplerime
sonrasý dökülür dilimden
kalan ömür oturur güneþli günle
kaðýttan bir sedirde…
üstümde üþüdükçe giyindiðim yaðmurluk
artýk hüzün yaðsa ne çýkar
yaðmasa ne
gözlerim bulutlarla epeydir dost
akar gider caddelerle…
önce düþlerimi vurdular
sonra yüzüme gömdüler acýyý
bahtým yýrtýk bir çorap
deðneðim sadýk bir dost
bir ayaðým çukurda
bir ayaðým sana yoldaþ…
bir sen anlýyorsun artýk beni
yýllar kururken tenimde
akþama karþý oturuyor hayatlarýmýz
Karaköy’ün orta yerinde…