HALİN NEDİR BÖYLE DERYA ?
Hâlin nedir böyle deryâ, ne bu dalga sabah sabah…?
Bak, senin bu hâlin var ya, hep cezbelilerde olur;
Meczûba döndün be deryâ; cezbe neye sabah sabah…?
Böyle davranýrsan var ya, herkes gerilerde durur.
Delirmiþ bu, derler sana; hiç bilmezler coþtuðunu;
Biraz sâkin ol be deryâ, Allâh aþkýna ne olur?
Bilseler aþkýndan var ya, tâ sâhile koþtuðunu…
Hakkýnda çýkar bin þâiyâ, yerden tâ göklere vurur…
Belletme hâlini, dur ya…! Bildirme âþýk olduðunu;
Onca görenler olur ya, âþýk-ma’þûk olur durur…
Bir de anlarlarsa var ya, kimin ma’þûk(!) olduðunu!...
O dem nice âþýk furya… Mantar gibi çýkar durur…
Tabi, nasýl âþýksa…?! Der, Hakk’tan gayrisi maþûksa…!
Kimin âþýk, kimin ma’þûk olduðu karýþýp durur…
Karýþtýrmaða alýþýk, Hakk’tan gayriye âþýksa,
Vay hâline…! Öyle þaþýk, görene âþýk olur durur…
Ýpliði pazara çýkar o dem bu aþkýn bî bahâ;
Alan-satan caný sýkar, âââþk…!.. diye baðýrýr durur…
Alanlar âþýk mý çýkar, þaþýk mý, belli olmaya;
Sonra alan-satan býkar, bedavâ piyasada durur.
Yazar mý aþkýn kânûnu böyle, satýn beni diye?
Bilakis yâr onurunu madde madde yazar durur…
Aþkýn tek çýkar yolunu yazar, Hakk’ý bil, sev… diye;
Hakk’ý bilen, seven, ilmi ma’na ma’nâ sezer durur…!...
Aþk ile bilmek a’lâymýþ, bilinir ferâset diye;
Ma’þûk Allâh taâlâymýþ; sevilir, gönülde dürûr;
Âþýklarý ulâmaymýþ, yanarlar feraðât diye;
Geçtikleri can-û cihânmýþ; seçtikleri cânân dürûr...
Sýr verme be deryâ, dur bir…! Biliyorum duramazsýn;
Sýr nasýl verilmez, sor bir; sorduðun o saklar durur…
Aþkýn kânûnunda yol bir, yok olmazsan olamazsýn;
Aþk ýþýðýnda sað bir, sol bir; hem aklar, hem pâklar durur…
En üste çýkar giderek aklanan pâklanan aþkla;
Zeytinyaðý(!) sanki mübarek, en üstünde parlar durur…
Ol nûrdan bir pâre direk âþýka gelen ol þavkla,
Gönül daðýna giderek, yane yane çarpar durur…
Sen de cam gibi olup da parlasana sabahlarý!
Çünki, kam filâc kýlýp da elvânýný saklar durur…
Maviye dönüp durup da kabartma hiç tamahlarý,
Senden mavi çok olup da, özce nice aklar durur…
Aslýnda mavi akktandýr, ama sýr kalsýn elvânýn;
Sabýrlýlar tâ çoktandýr hiç kýrýlmaz, saklar durur…
Dalgadýr, tabi aþktandýr; mavilenir be her yanýn;
Ehh, köpürmen de Hakk’tandýr; aslýn bu diye aklar durur...
Maviliðin riyâ senin; iyi mi sanýrsýn bunu?
Rengin var gûya senin; âþýklar renk atar durur…
Aslýn-özün bu ya senin… Açýp durma þunu-bunu…!
Açýp duran var ya, senin gibi, sýrrý satar durur…
Geldiðinde zilzâleler(!), görürsün sen açýlmayý…!
Yedi rengin velveleler verip, gökte uçar durur…
Oluþursun þel’aleler, öðrenirsin saçýlmayý;
Tâ özüne sülûk eder, buhar buhar salar durur…
Otur oturduðun yerde, berrâk ol sýrçalar gibi;
Ol olduðun gibi seherde; bakan sana bakar durur…
Kalsýn elvânýn içinde, sýr verme fýrçalar gibi!...
Boya kalmasýn üstünde, iþi bilen çakar durur….!...
Çaktýrmadan sev Mevlâ’yý, böylesi a’lâdýr aþkýn;
Eh senin gibi deryâyý anlayanlar, …anlar durur…
Sýr verenlerse bayaðý, olur da olur tâ þaþkýn,
Mevlâ gözünde dayaðý hak eder de, eh yer durur…
Sahil denen kirpiðinde varsa nem, aðladýn demek;
Nem denen mevc geldiðinde, sahil, mahil… batar durur…
Dalga geri gittiðinde pisliðe bulandýn demek;
Dalga durup bittiðinde, berrâk olup parlar durur…
ALÝ o kirpik dibinde her tarafý murdar bir çöp;
Temizlendi eh, sayende; her tarafý parlar durur…
Bir dahaki geldiðinde tâ gözüne gir, yýka, öp…
Sonra geri gittiðinde, sýrýlsýklam olur durur...
Sosyal Medyada Paylaşın:
ali mehmet türkoğlu Åžiirleri
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.