þehrin üzerinde
gece
hakim rüzgarlar eser soðuk
her kaldýrým kendi köpeðini koklar
hepimizin içinde durur
bir ebe
çocuklarýn oyuncaðý olan
körebe
derken
tam þurada kendime rastlarým
resim defterimdeki ev
su nanesi yetiþir etrafýnda
çok
aynýsýný çizmesi için
beklerim elimi
mutlu olmaya acelesi yok
resimdekilerin
hepsi gittiler
mum ýþýðý ve dostlar
dilimin ýsýnmasýndan belli
yanýmda kalem kaðýt
ve kaðýdý kalemi bilmeyen
eski öyküler
gül sandýklarý açýlýr bakarým
unutulmuþ muyum orada
genzimi kavuran dumaný
alýp götürsün de
bakayým uzun uzun ardýndan
kendine uluyan daðlar
gece babasýdýr eski evlerin
bazen
bazen de üzerini örter
üþüyünce yorganý düþmüþ yollar
haberin yok
saç telinde gezen
rengi yakut kelebekten
topraksýz gömülür kimi güzellik
kimin rüyasý olursa olsun
dizelerin gözlerinden öper sýk sýk
simyacý gece
çaresizliðin göðermesi
ibadet þeklidir þairlerin
veya içlenmiþ çimen kokusu
kalp yuvarýna saplanan
þiir oku deler geçer
kandillerin fitilinde dönen ateþi
savrulur, dünya
akordunu bozup durduðun
ruhumun yorgun sesi
suyu çekilmiþ deðirmen taþýsýn
/soðuk