Gün yeni aðarýyordu eski sokaklarýn keþmekeþine
aç bir kedinin gözleri gibi sarýydý þafak
ve karanlýðý parça parça yýrtarak.
Þaþkýnlýk dolu gözlerime yazgýsý dönük buruk anýlar parladý
yüzüme hüzün yanýklarýyla karmaþýk çizgiler býrakarak.
Yine hüzünle dinledim ýssýzlýðý iç geçirerek
kuþluk vaktine deðin
odanýn donuk yalnýzlýðý içinde.
O küçük rüzgârda ilkyazýn kokusuyla dalgalanan ýssýzlýk
çiçek açtý birden eðrelti
çýðlýk çýðlýk ýþýða karýþýrken bir gece kuþunun sesinde.
Her þafakta bir aným ölür eski sokaklarýn keþmekeþinde
aç bir kedinin gözleri gibi sararýrken þafak.
Daðlar yine duman altýnda kalacak ve yoðun sefalet olacak çamlarýn gölgesinde
vadilere kayarken ýssýzlýk ayaklarýmýn altýndan
amber renkli yeni þafaklarda.
Bilir misin yosundan kanatlarý vardýr ölümün
öyle sýký sarar ki seni havada tek bir kýrlangýç gölgesi kalmayana dek
çýðlýk çýðlýða aðlatarak.
Bu þafakta canlansýn diye anýlarým eski sokaklarýn keþmekeþinde
aç bir kedinin gözleri gibi sararýrken þafak.
Yýkayacaðým sözlerimi çime düþen çiyle
dilimi tuzlu yaðmurlarla yakýp susacaðým yeni þafaða dek
gün dönene kadar kuklacý bulutlarla.