Üþüdüm, kanatlarýnýn rüzgârýnda çýplak ayaklarýmla yaðmurlarda yürürken; sen üþürmüsün diye düþünmelerimle.
_ unutuluyor
sen hep hiç korkma diyordun
Bir titreme geliyor birden tuhaf karartýlardan ve sevdanýn içinden geçip göðsüme saplanan yalnýzlýðýmdan, gözlerin þimdi göçebe bakýyor pencerelere.
_ keþmekeþ
yorgun baharlarda titreyen müjgan gibi
Kýzamýk çýkýyor yanaklarýmda, üþüyorum kaçamak bakýþlarýndan ve kurdeþen döktüm hep bu sonbaharda; dökülen küllerinden boz bulanýk olan odamda.
_ hâlbuki
veda saatlerine gelmiþtim
Çekip giden bir düþ gibi yangýnlarýma bakarken “benim için yaþadýðýn anlarý da sakýn unutma” diyordun, nedense sürekli aðlamaklý bir hal olduðum aynada ve umarsýzlýðý üstüme giymeden az önce; “hiç de kolay deðil” diyordun “böyle bir þeye göðüs germeyi öðrenmek elbette”.
_ git
öyle bir git ki beyaz kanatlý kelebeðim
Kolay kolay vermeyeyim gözlerini hiç kimseye ki ihaneti hiç düþünmeyeyim diye hayat çizgime ve uçup gittin avuçlarýmdan öylece...