- 837 Okunma
- 7 Yorum
- 0 Beğeni
YAŞANTIMDAN FIKRALAR-10
Oğlum Oldu
Yeni bir bayan arkadaş katıldı çalıştığımız şirkette aramıza. İsmini sordum, “Gamze” dedi.
“Ben çocuğumun ismini Gamze koymak istemiştim ama olmadı.” Dedim.
“Neden olmadı?” diye sordu Gamze.
“Oğlum oldu.” Diye yanıtladım.
O sırada bir diğer bayan arkadaşım da şaşkınlığı geçmesinin rahatlığını yaşıyordu;
“Ben de senin kızın olmadığını biliyordum ve acaba yanlış mı biliyorum diye düşünmeye başlamıştım.” Dedi.
Çamur Değil Sabun Lekesi
Bizim Giresun köyleri çamurludur. Okula gidip gelirken çamur sıçrar pantolonumuza. Kardeşim sabunlu suyla ıslattığı bir bezle çamurları güzelce siler. Ancak pantolon kuruduğunda bu defa sabun lekeleri ortaya çıkar. Merhum dedem görür görmez sorar;
“Ne o, çamurlu pantolonla mı gideceksin okula?”
“Çamur değil onlar, sabun lekesi.” Diye yanıtlar kardeşim.
“İyi!” der dedem. “Çamur değil sabun lekesi… çamur değil sabun lekesi…” diyerek gidersin okula.”
Yemmeşle Almadı
5 ve 10 kuruşların bakır rengi, 25 kuruşların nikel rengi olduğu yıllardı. En küçük kardeşim asla 25 kuruştan küçük paraları kabul etmezdi. Dondurma alırsak da tabi ki mutlaka 25 kuruşluk isterdi. Bir defasında cebimde bütün 25 kuruş yoksa da 2 tane 10 ve bir tane 5’ten oluşan toplam 25 kuruş vardı. Kardeşim dondurma isteyince bu şekilde 25 kuruşluk dondurma aldım. Ama kabul etmedi;
“Ya! Yemmeşle almadı!” diye şikâyet etti anneme.
Kardeşimi o paraların da 25 kuruşa denk olduğu konusunda ikna edemedim.
Durum Kütüğü
Mikroişlemcilerde durum kütüğü (index register) bulunur. Mikroişlemci, işlemler sırasında bayraklara bakarmış. Örneğin, toplama yaparken “elde var bir” olup olmadığını anlamak için durum kütüğüne bakarmış, “elde” bayrağı 1 ise demek ki “elde var bir” . Öyle anlatmıştı bize kursta öğretmenimiz. Teneffüste arkadaşın biri alışkanlık üzere tuvalete girer. Ama sonra çişi olmadığını anlar ve dışarı çıkar.
“Çişim yokmuş. Boşuna girmişim tuvalete.” der.
Muzip arkadaş derhal takılır;
“Durum kütüğüne bakmadan mı girdin tuvalete, oğlum?”
Dondurmayı Sırtıma Değil
Merhum Teyzem ve Eniştem Giresun Kalesindeler. Teyzem kalenin rüzgârı dolayısıyla sırtının üşüdüğünü söylüyor. Sonra da canı dondurma çektiğini söylüyor. Eniştem bu çelişik durum karşısında derhal itiraz ediyor;
“Hem üşüdüğünü söylüyorsun hem dondurma istiyorsun!"
“Dondurmayı mideme yiyeceğim, sırtıma değil.” Diye yanıtlıyor teyzem.
Sıra Kimin Babasında?
Daha önce birlikte çalıştığımız bir arkadaşımızın babasının vefat haberini almıştık. Cenazede uzun süredir göremediğimiz eski arkadaşlar buluştuk. Bir cenaze yanında bir de nostalji buluşması oldu. Acı ile espriyi bir araya getirerek sordum arkadaşlarımıza;
“Tekrar bir araya gelebilmemiz için sıra kimin babasında?”
Bence bu soruyu sormak zorunda bırakmamalı dostları.
Kaç Tane? Ne Marka?
Bazı kelimeler var ki sonları öylesine ilginç biter ve garip sorularla garip cevaplar alabiliriz bu kelimeler için;
“Manavdan kaç tane aldın?”
“Kestane aldım”
“Almanya’nın kuzeyi ne marka?”
“Danimarka”
Ana ve Baba
Saygısı ve sevgisi ölçülemeyecek derecede olan can varlıklarımız. Allah başımızdan eksik etmesin.
“Hangisi daha değerlidir?” diye sormak anlamsız olabilir. Çünkü bu iki varlık da vazgeçilmezlerimizdir.
Ancak dilimize yer etmiş çok sayıda deyim annelere daha fazla değer verildiğini gösteriyor. Onlar hak ediyorlar bunu…
Aklıma gelen deyimler;
Anadolu var, babadolu yok,
Anayol var, babayol yok,
Ana hat var, baba hat yok,
Anahtar var, babahtar yok…
Bir de şehirlerde “Ana Sağlık” var, “Baba sağlık” yok.
Tansiyonunu Nasıl Yükselttin?
Komşularla birlikte eşim için bir doğum günü sürprizi hazırlıyoruz. Ama bunun için eşimin evde olmaması gerekiyor. Komşular apartmanımızın en üst katında yalnız oturan yaşlı teyzeyle anlaşmışlar. Bize telefon ediyor ve kendisini biraz rahatsız hissettiğini söylüyor ve tansiyonunu ölçmemizi rica ediyor. Eşimle birlikte çıkıyoruz yanına. Teyze rolünü iyi yapıyor. Yüzü tam bir hasta yüzü. İşin garibi de şu ki, tansiyonu da gerçekten yüksek çıkıyor. Komşulardan telefon geliyor, telefona ben cevap veriyorum, her şeyin hazır olduğunu söylüyorlar. Eve geldiğimizde lambalar sönmüş durumda. Sözün kısası, filmlerde olduğu gibi bir sürprizle karşılaşıyor eşim. Bir süre sonra yaşlı teyzemiz de teşrif ediyor. Teyzenin elini öpüyorum ve şunu soruyorum;
“Teyze, hasta rolünü çok güzel yaptınız. Teşekkürler. Ancak rol icabı bile olsa şu tansiyonunuzu nasıl yükselttiniz?”.
Tabi ki nedenini bilemediğimiz bir rastlantı idi.
Sınavdan Önce – Sınavdan Sonra
Büyük oğlumun üniversite giriş sınavında ona moral olur diye İstanbul’da oturduğumuz halde başka bir şehri, Çanakkale’yi seçmiştik. Oğlumla birlikte Çanakkale’ye gittik ve sınavdan önce güzelce gezip moral depoladık. Sınav sabahı güzel bir kahvaltı ve sonrasında sınav…
Sınav çıkışı otobüse binip İstanbul’a döneceğiz. Oğlum;
“Baba karnım aç, bişeyler yeseydik!” diyor.
“Al şurdan bir simit koş arabaya.” Diye yanıtlıyorum. Çünkü artık morale ihtiyaç yok…
Anti parantez, bu son konuşmalar aslında olmadı. Yalnızca şaka konuşmaları sırasında bu senaryo konuşuldu.
Ekmekten Başka
Oğlum fırına gidiyor. Fırıncı soruyor;
“Ekmek mi alacaksın?”
“Burada ekmekten başka bir şey var mı?” diye soruya soruyla karşılık veriyor oğlum.
Bu fırın her türlü unlu mamul yanında meşrubatlar ve dondurma satılan modern fırınlardan değil, yalnızca ekmek satan bizim zamanımızın fırınlarından.
(devam edecek)
Kadir Tozlu
YORUMLAR
Sınavdan Önce – Sınavdan Sonra
Büyük oğlumun üniversite giriş sınavında ona moral olur diye İstanbul’da oturduğumuz halde başka bir şehri, Çanakkale’yi seçmiştik. Oğlumla birlikte Çanakkale’ye gittik ve sınavdan önce güzelce gezip moral depoladık. Sınav sabahı güzel bir kahvaltı ve sonrasında sınav…
Sınav çıkışı otobüse binip İstanbul’a döneceğiz. Oğlum;
“Baba karnım aç, bişeyler yeseydik!” diyor.
“Al şurdan bir simit koş arabaya.” Diye yanıtlıyorum. Çünkü artık morale ihtiyaç yok…
Anti parantez, bu son konuşmalar aslında olmadı. Yalnızca şaka konuşmaları sırasında bu senaryo konuşuldu.
Dondurmayı Sırtıma Değil
Merhum Teyzem ve Eniştem Giresun Kalesindeler. Teyzem kalenin rüzgârı dolayısıyla sırtının üşüdüğünü söylüyor. Sonra da canı dondurma çektiğini söylüyor. Eniştem bu çelişik durum karşısında derhal itiraz ediyor;
“Hem üşüdüğünü söylüyorsun hem dondurma istiyorsun!"
“Dondurmayı mideme yiyeceğim, sırtıma değil.” Diye yanıtlıyor teyzem.
Komedi dükkanından gene gülücük satın aldım...çok hoş anılar hocam .Bakalım Kadir babam daha neler anlatacak bizde gülmeye devam edeceyiz. :) yüzünüzden tebessüm eksik olmasın. saygı ve selamlarımı sunarım hocam.
superbaba
Teşekkür ediyor ve gözlerinden öpüyorum Melda Kızım.
Umarım gülmeye devam edersin.
çok güzeldi yine sizin hazır cevapda kime çektiğiniz belli oldu teyzenize
ana ilgili yazınızda çok güzeldi
tebrikler
saygılar
superbaba
Maalesef o teyzemi kaybettik.
Yorum için teşekkürler...
superbaba
Teşekkürler değerli yorum için.
efendim o güzel fıkralarınızla eğleniyoruz gülüyoruz sayenizde kutlarım sizi yzan kaleminizi saygılarımla selamlar
superbaba
teşekkürler değerli yorum için.