Saklambaç Oynayan Mecnun
hayrettin taylan
*Saklambaç hiçliğin içinde, hoşluğun ebe. Şimdi seni bulmanın deryasında önce damlalarında sobelendim.
*Kimsesiz dalgalar sardı peşi sıralarımı. Köpüklerin dilinde sözsüz
gemiler yürüdü yüreğimde.Islanmış bir geleceğin egoid sınırındayım.
-Sanrılarını şanslara bırakmış derin sızıların ismi oluyorum.İsmimin önünde nazlı bir güzel olarak nitellerini serdikçe bir sıfat tamlaması olarak büyüyecek sevdamız.Sıfatları çıkarsak ben kalır belki;ama senden kalanlar o benin içinde kaldıkça o sıfatına hasret kalır yadım.
*Beklentisini sırlarına bırakmış olağan bir aşk şüphelisiyim.Tutukladılar seni seviyorum diye.
-Gönül hapishanesine aldılar.Gözlerini sordular. Bütün renkleri saydım.Benim için onun gözleri gökkuşağı , onun gözlerine benim dışında kimse bakamaz dedim.
*Yarama yapıştırılmış sevdanın azmiyim, benden sonra başlar azizlik. Azizenin defterinde yazılır kaderim. Kederim bürülür aşkın cihanına.
-Üstüme üstüme kapanır gecenin hecesi.Sayrılarını arar, kendinden geçmişlik.
Kaçıncı ben sayfasında kendimle çatışmaların karalanır. Egolarıma değer diyaframı alınmış algılar.
-Benlik kendi kirliliğini yayar sosyal ağlarda. Doyumsuzluğa ileti gönderilir.
Biz yeni nesil sanal bir ağın içinde içimizin kirlilerini yıkamadan sulandıra sulandıra asarız.
*Her şeyimiz duvarımızda sevgili.Eskiler gibi duvar örmüyoruz .İlişkimizi yaymalar dahil bilir herkes. Balandıra balandıra yazarız.
*Duvarımızda başlar egolar zehirlenmesi. İçgüdüler arasın benlik delinir.
-Kim ile kimlik arasına sızışır gerçekler. Kendimizle kumar oynar dururuz.Kirleniriz isimsiz huzurlarla. Doyuma aç iç çocuğumuz var bilmeden.
-Bilinçaltımız da kirlenmiş olduğundan gördüğümüz rüyaların yorumu yasak.
-Matematik işlemlerinde kalır doğrularımız, yanlışımızı anlatacak felsefi doktrinler yok. Filozofluk yapsam ne yazar ki? Kim anlayacak ki bunca hiçlik kendi uçurumunda insanlığı hastalığa sevk ederken.
Şimdi beni topla benden kaç topladın.Kaç kez nefret edip çıkarma yaptın.Eksilerimi nerede bıraktın en son. Sana çarpılışlarım sayılara sığmazken beni hangi güzeller çarpacaksın.
-Yeni çarpma tablosunda bir kere biri benle çarptın mı? Hangi acının ederinde dört işlemsiz beni bıraktın.
-Birbirleriyle toplanamayan hangi sınırsızlığın sayısında adımı sildin gözbebelerinin büyüme anında.
*Sonsuzu yakan bir araya gelemeyen iki yakanın aşk rengiyiz.
-Yalnızlığımı aşındıran damlalarını hangi vicdanın aritmetiği toplar ki. Beni acılarının muhasibi yapma. Sayamam sensizliğin geliş ya da gidiş vergisini.
-Damlalara soruyorum seni.Hangi damla neden akıyor diye.Susup akıyoruz, bizi bizden sorma.Dilsiz , isimsiz, aşksız akıyoruz onu bil.
Şimdi söyle, hangi kıyının sahisiyiz.Hangi sorunun sonunda cevabımız hazır gelmelere, görüşmelere, özlemlere gülüm.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.