- 2020 Okunma
- 17 Yorum
- 0 Beğeni
CELEBRAL PALCY+ EPİLEPSİ= MOR RENKTEN NEFRET EDİYORUM.
Sınıfa girip her zamanki gibi öğrencilerime ‘’Günaydın çocuklar’’ dedikten sonra masama oturdum.
Her zamanki gibi dediğime bakmayın siz..Bu sefer her zamanki gibi değildim.
Her zaman düğün evine girer gibi girdiğim sınıfa o gün cenaze evine girer gibi giriyordum. Hoş cenaze evi de çok uzak değildi. Elli metre ötedeki beş katlı okul lojmanın 1 no lu dairesi bir kaç gündür bir cenaze eviydi. Oradan henüz dokuz aylık bir bebek olan ilk evladım Sinan’ın cenazesi çıkalı ve Batman mezarlığında bir badem ağacının altına gömüleli henüz üç gün geçmişti.
1983 te Antalya doğumevinde dünyaya gelen Sinan’ım’a Yüce Rabbim ancak o kadar ömür biçmişti.
1984 Martında yanlış bir iğne sonucu bütün vücudu gazlı kangren olan Sinan’ım Diyarbakır Tıp Fakültesi Hastanesinde, dünyaca ünlü doktorumuz Gazi Yaşargil’in ‘’Yapılacak hiç bir şey kalmamış’’ diyerek üzüntüyle başını iki yana salladığı o günden bir hafta sora inleye inleye, o bakmaya doyamadığım kömür karası gözlerini bu fani aleme kapadı.
Hayatımda ilk kez bir morgtan kendi ellerimle çıkardığım evlat naaşını bir battaniyeye sararak taksiyle Batman’a getirdik. Alt kat komşum , okulumuzun hizmetlisi Ömer Abi banyomuzda bir masa üzerinde yıkadı. Bir diğer hizmetli olan komşumuz Ahmet Abi ile birlikte kefenlediler ve bir yatsı namazı sonrasında Batman şehir mezarlığında toprağa verdik ilk evladımı ( Hanefi mezhebine göre karanlıkta cenaze gömülmez ama Batmanlılar şafi mezhebinden oldukları için onlara göre gömülüyormuş. Ben de itiraz etmedim bu duruma )
Sinan’ımı toprağa verdikten üç gün sonra okulda derslerime başladım yine. İlk gün sınıfa girdiğimde daha önce hepsi taziyeye gelmiş olan öğrencilerimden birinin ders anlatırken ‘’ Hocam bir fıkra anlatır mısınız ? ‘’ demesini hiç unutamam. Alışmışlardı onlara her ders, arada bir tane fıkra anlatmama. Ben ‘’tamam’’ deyip fıkraya başlayacaktım ki diğer öğrencilerin ikazı üzerine o isteği yapan, özür diledi.
Evladını kaybetmek bir baba için ne demektir bunu kelimelerle anlatmak mümkün değil. Günlerce, hatta aylarca onun ölmeden önceki mosmor olmuş bedeninin her gece rüyalarınıza gelmesi…Onun ölümünden bir kaç ay sonra doğan ikinci evladınızı da rüyanızda her gün morarmış olarak görmek ve yataktan fırlamak…Bütün bunlar kelimelerle nasıl anlatılabilir ki?
Bir baba olarak ‘’ Allah’ım al artık emanetini…Çektirme şu zavallı yavrucağa’’ diye dua etmek?
Bir baba olarak bunu ikinci bir kez yaşamak? Yirmi senedir ‘’ Allah’ım artık kurtar evladımı…Al artık yanına ‘’ diye dua etmek? Bu nasıl bir şeydir? Bir taraftan Allah onu yanına alsın diye dua ederken, bir taraftan da eline iğne batsa yüreğinize hançerlerin saplanması?
1992 Yılında ailemizin yaşayan üçüncü çocuğu olarak dünyaya gelen Yunus’um dört aylık oluncaya kadar boynunu tutamamıştı. Bir başka rahatsızlığı için sağlık ocağına götürdüğümüzde doktor:
-Bu çocuğun sorunu şu andaki ateşi değil. Ateşi antibiyotik ve diğer ilaçlarla hallederiz de eğer korktuğum şey ise kötü
-Nedir doktor korktuğunuz şey?
Doktor sevk kağıdına yazdı ‘’ Down Sendromu’’.Yanına da koskoca bir soru işareti koydu. Ben de sordum:
-Down Sendromu mu. O da ne?
-Hocam benimki sadece şüphe. Zihinsel bir rahatsızlık diyeyim senin anlayacağın şekilde.
-Yani benim oğlum geri zekalı mı olacak?
-Hocam dedim ya benimki şüphe..Sizi Çapa Tıp Fakültesine sevk ediyorum. Orada kesin teşhis koyarlar.
Ben içimden ‘’ Ulan sensin geri zekalı ‘’ diye doktora hakaret ve küfürler yağdırarak sağlık ocağından çıktım hanımla beraber. Aslında bana kalsa Çapa’ya filan gideceğim de yok.
Hanımın ısrarlarıyla Çapa’ya gittik. Doçent Doktor Hülya Hanım Yunus’a bakar bakmaz ‘’ Bunda Down sendromu yok ‘’ dedi…Hatta iki de profesör çağırıp onlara da gösterdi. O profesörler de ‘’ Bu çocukta kesinlikle Down Sendromu yok ‘’ dediler. İşte o zaman ben döşendim bizim sağlık ocağı doktoruna Hülya Hanım ve o iki profesörün yanında.
-Sayın Doktorum. Bizim köyde bir sağlık ocağı doktoru var. Bilip bilmeden böyle milleti yolluyor sizlere ve boşu boşuna sizin vaktinizi, bizim de paramızı harcatıyor…Down sendromuymuş…Geri zekalı herif.
-Hocam doktora kızmayın. Eğer korktuğumuz şey ise ‘’Keşke down sendromu olsaydı diye dua edersiniz ‘’
-Allah Alah daha kötüsü de mi var bu Down sendromundan?
-İnşallah yoktur. Ama görünüş öyle demiyor.
Aylarca süren tahliller neticesinde teşhis kondu: CELEBRAL PALCY…Bir kas hastalığı…Öyle bir illet ki Down Sendromunu öp de başına koy. Down sendromlular eğitilebiliyor. Bunda ise öyle bir şansın yok. Ya da Down Sendromlulara göre çok daha az.
Yıl 1998...Yunus’um altı yaşına gelmişti...Bir gün baktım annesi feryat figan bağırıyor ’’Yetişin Yunus ölüyor ’’ diye...Hemen fırladım..Onların olduğu odaya girdim ki Yunus nefes alamıyor....Gözleri dışarı fırlamış vaziyette ve rengi mosmor...Bildiğim az buçuk ilk yardım bilgilerimle hemen suni teneffüse başladım. Ben...Yani neredeyse her gün ’’Allah’ım al artık bu emanetini’’ diye dua eden ben...Yunus’u yaşatmak için suni teneffüs yaptırıyorum...
Az sonra Yunus normale döndü. Aldık doktora götürdük. Uzun tahliller sonrasında teşhis kondu: Epilepsi...Yani ’’Sara ’’ Derdim bin bir iken bin beşyüz oldu ’’
Yunus ve biz yirmi senedir Celebral Palcy’i, on dört senedir de epilepsiyi birlikte yaşıyoruz.Her epilepsi krizinde onun nefessiz kalıp mos mor oluşunu da...
Yunus’un yapabildiği tek şey evin içinde yürümek. Bir de susadığı zaman eğer bir bardakta her hangi bir sıvı varsa (ne olursa olsun içindeki ) onu kafaya dikip bardağı kaldırıp atmak.Ve en büyük zevki: Çay kaşıklarını bükmek, tesbih ve kolye türü ipe bağlı boncuklu maddelerin ipini koparmak. Bunun dışında bir fonksiyon yok.
Bu gün Sinan’ımın ölümü üzerinden tam yirmi sekiz sene geçti. Ondan mıdır nedir böyle zırvalıyorum işte. Yaşlandıkça bir tuhaf oldum galiba.
Yok yok arkadaşlarımdan Eray’ın da dediği gibi elimin kantarı yok benim. Kantarın topuzunu kaçırdık yine.
Selam ve muhabbetlerimle
YORUMLAR
Ağlamak zayıflık değil, değil mi :(
Çünkü bu yazıya saatlerce ağlayabilcek biriyim ben. Çok kötü oldum ya çok kötü :(
Ah güzel cümleler kurabilseydim size...
Ben teselli edebilme özürlüsüyüm.
Bir şey de diyemiyorum ki.
Keşke o yazıyı hiç yazmasaydım.
Çok özür dilerim çook.
sami biberoğulları
Senin o yazının rengi mor olsa da , ben mor rengi sevmiyor olsam da senin kalemnden çıktığı iiçin, yüreğinin sesi olduğu için güzeldi o yazı. Özür dilenecek bir durum yok ortada yani...Müsterih ol.
Selam ve sevgilerimle.
Basiniz sagolsun hocam.Allahim baska evlat acisi göstermesin insallah.Gözlerinizin önünde evladinizin eriyip bitmesi cok aci verir,hissettim bunu 4 cocuk anasi olarak.Allahim yavrunuza saglik sihhat bahseylesin insallah,yüzünüzü güldürsün hocam.Allahim büyükdür gün dogmadan neler dogar bilinmez.Dualarim sizinle sevgili abicim.Allahim sabrinizi versin ve sinamasin insallah.Eli öpülesi kocaman yürekli ana gölgesi can hocam benim..sizinle yazdigim bir siirimi paylasmak isterim.Benimde teyze oglum benimle yasitti.Bebekken atesliyken vurulan bir igne ile hayati mahvolan iSMAYiL.Anasinin gözleri önünde akilsiz fikirsizce dolanip durdu.Ahirlarda kilitledi zapdedemedi.Aslan gibi bir delikanliydi ama konusmasi ve akli yokdu.iki sene önce birden yemeden icmeden kesilmis ve hakkin rahmetine kavusmus.Bu siirimi hasa oldugu anlarda duyup yazmisdim.Siirimden bir kac ay sonra göcdü bu yalan dünyadan.Anasi yani teyzem aglarken; Allahim ne büyük aciymis evlat acisiii,bendne önce onun cani al,alki kimselere ihtiyaci olmasin ben yokken diye NiYE DEMi$iMMMMMMMMMMM! Allahim al canimi ismayilimin yanina al beni..diye aglamis.Evlat isde gölgeside yeter hocamm.Allahim sevgili yavrunuza sifalar ihsan eylesin insallahh.aminnnn.Dayan hocam dayannn:((
iSMAYiLiMiZ YOK ARTIK!!!
dünyada varsin ama yoksun sen ismayil
ne konu$ursun nede annem dersin
kendi kendine aglar gülersin
sen yalan dünyada tek gerceksin ismayil
bebek oldun ama inga diyemedin
konu$mayi bile ögrenemedin
kendi kurdugun dünyada yapayanliz büyüdün sen ismayil
annem babam bacim kelimesi hic cikmadi agzindan
sessizce agladin ama cikmadi avazin melek ismayil
ne acikdim nede yoruldum diye bildin
anca kendi kendine gülüp eglendin sen ismayil
ne hayallerin vardi, nede gelecege dair korkularin
konu kom$unun baginda bahcesinde ku$lar gibi özgür oynadin
iki kelimeyi bir araya getirip bir kere BENDE iNSANIM diyemedin
ya$itin cocuklar gibi yaramazlik yapip anneni sinir edemedin melek ismayil
kendine ait mavi boyali odan olamadi
genclik ya$larinda A$K nedir bilemedin
sevdicegim deyipde bir güzele gönül veremedin
derdin daglar kadar yüregimde,yavrum ismayil seni normal bir cocuk gibi göremedim
evlenme caglarin geldi gecdide ,seni damat olarak göremedim ismayil
ellerine kina yakip askere gönderemedim
bir kerecik annem dedigini duyamadim karabahtli yavrum ismayil
gözlerimizin önünde yillar seni insafsizca harcadi
saclarin beyazladi,agrilarin ba$ladida, gencligine doyamadin sen ismayil
ne yuva kurabildin,nede bak annem buda torunlarin dedin
senin ugrunda ben ölürüm melek yavrum ismayil
takim elbise,siyah boyali kundura giydiremedim sana
anam deyip ko$arak bir kereceik gelemedin yanima
senin icin el acdim dua ediyorum Allaha
senin yoklugunu göstermesin ismayilim diye bana
bir aydir yemez icmez oldun
gözlerimizin önünde susuz kalmi$ güller gibi soldun
bilki yavrum ismayil sen benim tek ya$ama hevesim oldun
iyile$ lütfen yavrum,hic pi$man degilim iyiki seni dogurdum
birgün seni ellerimden karatopraklar alacak sezmekdeyim
avare bicare ismayilime $ifa ver ALLAHIM diye gezmekdeyim
kendine gel yalvariyorum ismayilim sana ,bilki seninle bende ölmekdeyim
yerdemiyim gökdemiyim bilemiyorum,
döngel bana canim yavrum, birkerecik annem diyecegin ani dört gözle beklemekdeyim
Allahim alma ismayilimi benden
yakma cigerlerimi bir daha yeniden
ismayilimin acisiyla ya$ayamam ben
ALMA ALLAHIM ,ALMAAAA MELEK iSMAYiLiMi ELLERiMDEN
sami biberoğulları
Bir arkadaşın da dediği gibi Allah hiç kimseyi evlat acısıyla imtihan etmesin.
Selam ve saygılarımla.
acıttı
gerçekten çok acıttı yüreğimi okuduklarım
gözlerimden sicim gibi inen yağmur eşliğinde yazıyorum hocam
Allah kimseyi evladı ile imtihan etmesin
saygılarımla
sami biberoğulları
Selam ve saygılarımla.
Hocam akıcı kaleminizi okumak,biraz neşelenmek,biraz da karakaplıdan adımı sildirmek için geldiğim sayfanızda hüzne bulandım.Kaybettiğiniz evladınız benim kızımla yaşıtmış,kızım benden uzakta okuyor,çok özlüyordum O'nu,sizin hikayenizi okuyunca bir an gözümün önüne getirdim kızımı,,ve sizi düşündüm...Rabbim size Eyüp Peygamber sabrı vermiş,her iki evladınız için...bunları bizimle paylaşmanız ,paylaşabilmeniz çok güzel,yapabileceğimiz bir şey yok belki,size sabır ve sağlık dilemekten öte.selam ve sevgilerimle...
sami biberoğulları
İnşallah tez zamanda kızınıza olan özleminizi giderirsiniz. Siz dostları her zaman yanımda görmek benim için büyük mutluluk. Allahtan gelene boynumuz kıldan ince...Katlanmaktan başka çare yok.
Güzel dilekleriniz için teşekkürler.
Selam ve saygılarımla.
sami biberoğulları
Selam ve saygılarımla.
Bu kez üzüldüm yazınızla. Allah kimseye evlât acısı göstermesin. Onların küçük bir rahatsızlığı bile
hayatımızı karartmaya yetiyor. Sizi çok iyi anlıyorum. Hastalığın tedavisinin olmaması hele, insanı
kahreder.
tebrikler,
selâm ve saygılar..
glenay tarafından 3/17/2012 10:21:05 PM zamanında düzenlenmiştir.
sami biberoğulları
Selam ve saygılarımla.
İçim acıdı..
Tevekkeli..Bu kadar güzel bakış açılarını yakalayan birisi, mutlaka çok görmüş geçirmiş olmalı der dururdum sizin için...Yanılmamışım..
Feleğin çemberinden geçmiş birisi ile nasıl olursa olsun bir şeyler paylaşmak bence çok iyi...
Zırvalama konusuna gelince; keşke bu kelimeyi yazmasaydınız yazınızın sonuna..
Yaşam hep lay lay lom değildir ki...
Her şey var içinde tatlı,acı...
Bence her yazınız gibi bu da insanlarda derin izler bırakıyor....
Siz insansınız ve insanı anlatıyorsunuz öğretmenim..
Ben kendi adıma her zaman değer verdiğimi belirtiyordum,ancak bu kez daha derin saygı duyduğumu belirtmek isterim..
Küçük "kartala" da şifalar dilerim...
sami biberoğulları
Allah Razı olsun...O gülen yüzünle seni yanımda görmek beni çok mutlu etti.
Kara kartalım ve kendim adına çok çok teşekkür ediyorum.
Selam ve saygılarımla.
Sami Bey,
Bu siteyi ilk sizin yazınızla tanıdım ve iyi ki de tanıdım. Hatta o kadar gülmüştüm ki, hayretle bakan eşime de yazınızdan bölümler okumuştum ve o da hak vermişti. (Evet, bazı insanlar her an karşılaştığımız şeyleri bile ağzına baktırarak dinletmeyi -pardon, okutmayı- beceriyor. Bu da, ayrı bir Allah vergisi işte... Siz de o insanlardan birisiniz, gördüğüm kadarıyla.) O günden beri, zaman zaman önceki yazılarınız da dahil, okuyorum. (Bakmayın yorum yazmadığıma, biraz üşengecim.)
Bir anne olarak, kelimelerin aciz kaldığı yerdeyim. Hayat, hep güneşli günler getirse, keşke, ama mevsimler gibi: Kışı da var, yazı da, güneşi de var, ayazı da...Bize düşen, emanet olarak verilen evlatlarımızı, elimizden geldiğince güzel donatarak ve muhafaza ederek, asli sahibine teslim etmek, bunun için gücümüz ve ömrümüz yettiğince mücadele etmek. Gerisi? Gerisi, O'nun takdiri... Tüm olumsuzluklara rağmen, çınar gibi ayakta kalıp, çocuklarınıza gölge olmanızı, içiniz yanarken, etrafınıza neşe ve enerji vermenizi tebrik ediyorum.
Allah, evladınıza şifa, size hayırlı ve uzun ömür versin ki, evladınızın düşünen beyni, gülümseyen yüzü ve hayata tutunan eli olabilin. (Tabii ki, bizlere de gülümseten yazılarınızı yazabilin!)
Selam ve dua ile...
sami biberoğulları
Sizleri hep yanımda görmek ne kadar güzel...Sağ olun var olunn.
Selam ve saygılarımla.
ah! hocam ne kadar üzüldüm bilemezsiniz..
siz bir kahramansınız..
kahraman bir baba..
dilerim rabbimden gönlünüzün neşesi hiç bozulmasın evlatlarınız ahirette size şefaat eylesin..
hocam yazmayın bir daha böyle üzücü şeyler..
sizin güldürmenize biz alıştık..
o şimdi cennette sizi izliyor..
üzüldüğünüzü gördüğünde ne yapacağını biliyormususunuz..
gözyaşından bir damlası yuvarlanıp sizin yüreğinize düşecek..
hürmetlerimle hocam..
SEVİLAY DİLBER tarafından 3/17/2012 10:40:37 PM zamanında düzenlenmiştir.
sami biberoğulları
Selam ve saygılarımla.
Eğer bu yazı ile zırvaladığınızı düşünüyorsanız o zaman istediğiniz zaman istediğiniz sıklıkla zırvalayabilirsiniz hocam çünkü o zırvalardır bizim gerçeklerimiz :(
yunusa acil şifalar sizde sabırlar diliyorum hocam .
Selam ve sevgilerimle.
Not: sevgili eray haklıymışsın yazıyı okuduktan sonra bir kez daha düşündüm çok teşekkür ederim arkadaşım.
sami biberoğulları
Selam ve sevgilerimle.
Hocam;birgün güldürürken bugün düşündürdü yazınız.İnanan biri olduğunuzdan Allah sabır ve kolaylıklar göstersin olsun duamız.
Siz öyle milleti güldürürken içiniz kan ağlıyor,yine de mutluluk oyununa devam diyorsunuz.Öğretmenliğin verdiği mi diyeyim mum olup yanıyorsunuz eriyen siz faydalanan biz oluyoruz..
Tebrik ederim saygılarımla.(her ne kadar üzsede BJK seviyoruz siyahıda karayı da)
sami biberoğulları
Bu gün bir yangının acısı var...Yarına normal ayarlarıma dönerim her halde.
Güzel yorumunuz ve içten dilekleriniz için çok teşekkür ederim.
Selam ve saygılarımla.
Sabah okuduğum bu ikinci yazınız...Tüm hastalıklar , sıkıntılar, iyilikler ...Hep yaşantımızın içinde üstelik bunlardan kaçma şansımız hiç yok....
Ama bunların üstesinden gelecek kadar sabır ve cesareti Tanrı tüm insanlara vermiş..
İşte yine mutlu olmanın en kolay yolu sağlık...Eğer sağlıklıysak en büyük zenginlik bu diyorum...
Güzel ve etkileyici bir yazı....Tebrikler, sevgi ile....
sami biberoğulları
Selam ve saygılarımla.
//Altın ateşle tecrübe edildiği gibi,salih kullarda sıkıntı ve imtihanlarla denenirler.HZ.ALİ (s.a)//
//Hafif acılar konuşulabilir ama,derin acılar dilsizdir.SENECA//
Değerli öğretmenim;
İnanınız ki yazınıza yorum yazarken akıl tutulması yaşadım.Önce,cennet meleğiniz evladınız Sinan'a,Allah'tan rahmet diliyorum,nur içinde uyusun.Üzülmeyin bu kadar lütfen diyebilmek
isterdim ama,belleği vardır yaraların,kapandıktan sonrada işleyen.Yunus, içinde şifalar
diliyorum,görebiliyor,nefes alabiliyor,biraz olsa da yürüyebiliyor buna da şükür diyebilmeliyiz.
Biliyorum ki,acı ve acı çekmek,duyarlı bir yüreğe sahip kişiler için her zaman çok çok zordur.
Ne yazsam tesellisi yok.Saygı ve selamlarımla.
sami biberoğulları
Bu sayfada yorumlarınızı görmekten daha güzel teselli mi olur? Çok teşekkür ederim.
Selam ve saygılarımla.
oyyy dedim ve çok üzüldüm
kader mi denir alın yazısımı
çocuk acısını bende bilirim dört yıl çocuğum olmamıştı çok üzülüyordum rabbim verdi nihayet nasıl geçti dokuz ay bazen hüzünlü bazen mutlu ilksancılrda hastaneye gitseydim yaşardı çocuğum ömrü yokmuş dedim evde doğum yapmaya kalkınca ebe hatası yüzünden kaybettim yavrumu
hala aklımdan çıkmaz acısı yüreğimdedir Allahım daha dört evlat verdi ama ilkinin özlemi başka
rabbim sizede sabırlar versin
ne denir yarve yardımcınız olsun Allahım
sami biberoğulları
Allah hiç kimseye böyle acılar yaşatmasın.
Selam ve saygılarımla.
Hocam siz benim duvarımsınız ve bugün bu duvara çok kötü tosladım. ben gerekisiz alınganlıklar salak saçma kaprizler yaparken luzumsuz şeyler yaparken ve düşünürken size yani duvara çarpıyorum onun için siz benim duvarımsınız size yine fena tosladım bir benim değil bu yazıyı okuyan herkesin kafasına o kantarın topuzu düşecek ve insanlar biz ne yapıyoruz diye düşünecekler. Ben kendi adıma söylüyorum şükürsüzüm Allaha şükrediyorum her zaman ama bazen ne oluyor bilmiyorum insancık oluyorum sizin bu yazınızı okuyunca insan değil insancık olduğumu düşünüyorum. Ne kadar şükretsem ne kadar Allaha dua etsem az
Size ne diyebilirim bilmiyorum ne denir onuda bilmiyorum. bir evladımı karnımdayken kaybettim kürtajla aldırdım bir hafta boyunca rüyamda onun gözümün önünde parçaladığını gördüm size ne denir bilmiyorum ne kadar tesellidir bilemem ama evladı ölen anne baba cenletlik derler.
Allah güç kuvvet versin size ve ailenize Yunus da sağlık
Fena toslattınız duvara hocam çok fena
sevgiler selamlar
kızım Gizem benden önce yazıyı okudu o da çok etkilendi yunusa geçmiş olsun diyor sizede güç ve sabır diliyor
ERAY ÖZGÖR SARIKAYA tarafından 3/17/2012 10:09:25 AM zamanında düzenlenmiştir.
sami biberoğulları
Allah kimseleri duvarlara toslatmasın...Hele de o tosladıkları duvar ben olmayayım.
Bu gün yürekteki bir yangının acısıyla az biraz feryat ediyorsam da yarın normale dönerim inşallah.
Gizem'e, Berat'a, Aslı'ya çok çok selam ve sevgilerimi söyl4ersen memnun olurum...Recep'i de unutma tabii ki.
Selam ve sevgilerimle.
ERAY ÖZGÖR SARIKAYA
Recep unutulurmu hocam Aleyküm selam