- 1342 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Güzel ve güzellik kavramları
Güzellik kutsallık ihtiva eder bundandır ki böyle isimlendirilmiştir.Güzellik unsurlarını üzerinde taşıyan varlığa da güzel diyoruz. güzelik bazan bir insanda, bir kuşta bazen gökyüzünde, yıldızlarda veya yağmurun yağışında, bir çiçeğin arzı endam edişinde, ve dahi bir şiirde, bir nağmede kısacası yaşadığımız her yerde her an karşımıza çıkabilir. Güzellik Allahın (c.c) kullarına iman ve sağlıktan sonra armağan ettiği en derğerli hediyedir nasıl öyle olmasın ki kâinat sevgi ile kurulmuş Hak habibini yaratmış, onu en güzel kılmış. Habibine karşı olan sevgiden âlamler vücut bulmuş yani kainatın mayası sevgi ile yoğrulmuş.
Kardeşlerim güzellikten sevgi zuhur eder sevgiden ise mutluluk ve huzur meydana gelir.Yunus ve Mevlana gibi büyük Mutasvvuflar mütefekkirler boşuna mı sevgiden söz ediyor sanıyorsunuz.
Aslında bu âlemdeki güzellikler yüce yaratanın güzelliğinin varlıklara yansımasından başka bir şey değildir. Efendimizin Salallahu aleyhi vesellem bir hadis şerifte bildirdiği üzere:" Allah güzeldir güzeli sever." sözü bu düşüncemizi doğrulamaktadır.
Kardeşlerim bu âlemde güzellikler de çirkinlikler de vardır. Güzellik var iken niçin çirkinlikler de var edildi? diye bir soru gelebilir aklımıza buna cevabımız şudur. Allah Celle Celaluhu Kâinatta hiçbir şeyi boşa yaratmamıştır.Her varlığın bir görevi vardır. Çirkin gördüğümüz şeyler de böyledir onun görevi de güzelliği, güzeli ortaya çıkarmaktır. Şöyle düşünelim eğer gece olmasaydı gündüzün kıymetini bilebilirmiydik? Elbette bilemezdik.İşte çirkinin sayesinde güzel ortaya çıkmakta kıyaslama imkanımız olmaktadır böylece en güzeli bilme ve bulma imkanı doğar. Nasıl her bilenin üstünde bir bilen var ise her güzelden daha güzeli vardır.güzeller güzeli ise sadece ve sadece yüce Rabbimizdir.
Kardeşlerim Rabbimiz göz vermiş yarattığı güzellikler temaşa edilsin diye Gönül (kalp) vermiştir sevgi ile dolsun diye bize düşen yer ve gökteki varlıkları seyretmek ve tefekkür etmek böylece eserden müessere doğru giderek İlahi sevgiyi elde edebilmek ve sonunda onun güzel cemalini seyredebilmek. bütün gaye bu olmalı; çünkü yaradılış gayemiz budur.
Kardeşlerim elbette bu gözler her şeyi her güzelliği temaşa edecek diye bir kural yoktur.Nasıl insan hürriyetinin sınırı bir başka insanın hakkının başladığı yerde bitiyorsa bakmanın da bir sınırı ölçüsü vardır.Bu sınırı koyan kainatın biricik sahibi yüce Rabbimizdir.Mülk onundur. dilediği gibi tasrruf etme hakkına sahiptir.Onun mülkünde olan bizler de mülk sahibinin koyduğu kurallara uymak zorundayız.Bunun için Rabbimiz helal ve haram dairesini çizmiş Kuranı kerimde bildirmiş ve Resülullah sallahu aleyhiselam de hadisi şeriflerle bir müminin nasıl davranmsı gerektiği hakında gerekli bilgileri vermiştir. Bakmanın sınırını belirten bir ayet ve bir hadise burada yer vermek istiyorum. Rabbimiz buyuruyor: Ey Habibim.
"Mü’min erkeklere söyle Gözlerini bakılması yasak olandan çevirsinler, mahrem yerlerini korusunlar. Bu onların arınmasını daha iyi sağlar. Allah yaptıklarınızdan şüphesiz haberdardır. Mü’min kadınlara da söyle: Gözlerini bakılması yasak olandan çevirsinler, iffetlerini korusunlar." Nur suresi 30,31 ayetler.
Bakmanın ölçüsü nedir sorusuna Resul-i Ekrem Efendimiz şöyle cevap vermektedir. Hz. Ali’ye hitaben buyurlar ki:
“Yâ Ali, arka arkaya bakma! Birinci bakış hakkındır, fakat ikinci bakışta hakkın yoktur.” Ebû Davud, Nikâh: 43; Tirmizi, Edeb: 28.
Kardeşlerim gözlerimizin etki alanı kalplerdir göze gelen görüntü kalpte şekillenir ve iyi yada kötü tesir bırakır elbette ki iyiliği ve kötülüğü haram ve helal oluşuna bağlıdır. Eğer kul helal ve harama dikkat emez ise kalpte kararma meydana gelir.ve kul kalp aynasını paslandırmış olur ve böylece maneviyattan nasibi kesilir artık iyiyi ve kötüyü ayıramaz hale gelir.işlediği günahlardan da üzüntü duymaz, duyarsızlaşır.Günah bataklığına saplanıp kalır Allah bizleri böyle olmaktan korusun Kardeşlerim Bir bakış deyip geçmeyelim eğer kişi gözünü haramlardan korursa kalbi nur ile dolar ve dili hikmetli sözler söylemeye başlar ona hayır verilmiştir.Hak ve hakikat ilham olunur.Doğruyu bulur huzura doğru yol alır.
Kardeşlerim bu âlemde yaşamdan aldığımız haz ve zevkler yanı güzel olan her şey tadımlıktır. doyumluk değil. onun için bu fâni diyarda sonsuz huzuru tatma imkanımız yoktur; Ancak Allah celle celaluhu bizleri bu âleme getirmekle şunu bildiriyor ve diyor ki: "Ey kullarım bu âlem fanidir burada tattırığım nimetlerin tamamı ve devamı cennetimdedir. Bu eşsiz nimetler sizleri bekliyor. Bana itat edin (emir ve yasklarıma riayet edin,) helal dairesinden yararlanın, haramlara sapmayın sizler için akla ve hayale gelmeyecek nimetler hazırladım.siz beni itaatinizle razı etin ben de sizi cenneti âlada türlü nimetlerle ve cemalimle müşerref eyleyeyim." demekte Ebedi sadet yurduna bizleri davet etmektedir. Allaha ve Rasulün bu devetine icebet edelim dünyada da ahrette de güzellliklerle içi, içe olalım inşallah. Allaha emanet olunuz.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.