- 1104 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
“HOCALI” ERMENİ KATLİAMI UNUTULMAMALI!
Dünyanın büyük sahnesinde ve sahnelenecek oyunda, karanlık güçler figüran bulmakta hiç zorlanmazlar. Bazı devletlerin ve milletlerin oynayacakları rolleri çoktan biçilmiş, ya da zorla verilmiştir...
Dünya tiyatrolarında Ermenilerin gösterimi devam ederken yaptıkları göz ardı ediliyor. Ermeniler Türkiye ile teke tek görüşme yerine, tüm meselelerini ABD ve AB baskısı altında halletmek istemektedirler. Ancak, daha dün kadar yakın “Hocalı katliamı” Ermeni saldırganların yaptığı vahşet ve katliamlar unutulmadı, unutulmamalı…
’Hocalı, insanlık tarihine Ermenistan tarafından yazılmış kara bir sayfadır.” Azerbaycan’ın Karabağ Bölgesinin Hocalı kasabasında 26 Şubat 1992 tarihinde Ermeniler tarafından planlı olarak düzenlenen alçak saldırı ve yapılan katliamlar sonucunda 106’sı kadın, 63’ü çocuk, 70’ten fazlası ise yaşlı olmak üzere toplam 613 Azerbaycan Türkü işkence yapılarak katledilmişti. 487 kişi ağır yaralanırken, 1275 kişi ise rehin alınmış, geri kalan nüfus da bin bir zorlukla canını kurtarmış, 150 kişinin ise kaybolduğu resmî olarak açıklanmıştı. Ancak kayıp sayısının bu rakamların çok üstünde olduğu bilinmektedir.
Dağlık Karabağ Bölgesi’nde bulunan Hocalıda yapılanları, şahitlerin anlattıklarını dinleyenler önce kulaklarına inanamamışlardır. Çocuk, ihtiyar demeden cesetler üzerinde yapılan incelemelerde cesetlerin birçoğunun yakıldığı, gözlerinin oyulduğu, başları kesildiği, 56 hamile kadının karnı yarılmış durumda olduğu tespit edilmiştir. Katliam sonrası bölgeye giden batılı gazeteci ve gözlemciler Hocalıya girdiklerinde ise, görgü tanıklarının abartmadıklarını kısa sürede anlamışlardır.
Hocalı stratejik bir amaç olmaktan ziyade, aynı zamanda bir öç alma eylemiydi. Hocalıda yaşananlar insanlık tarihi için büyük bir ayıp, uluslararası hukuka göre, insanlığa karşı suç kapsamındadır. Hocalı katliamı, insanlığın bugün ve gelecekte dersler çıkartması ve bugüne kadar gösterdiği tepki konusunda bir vicdan muhasebesi yapması gereken önemli bir olaydır. Hayatta kalanlar bu olayın tahribatından ruhlarını ve hafızaları bir daha asla kurtaramamışlardır. Bu katliamın kurbanlarının çektikleri acıların tüm dünya halkları tarafından anlaşılması gerekmektedir. Kanayan bir yürek, feryat eden bir millet, bir tarihse, bahis konusu olan şehitlerin mübarek emanetiyse, bu çığlıklar duyularak bu ızdıraplar sonlandırılmalıdır.
Azerbaycan Türklerine karşı yapılan bu katliamın acılarını kardeş Türk milleti olarak yüreğimizde hissediyor ve her zaman bu katliamı kınıyoruz. Tez elden Karabağ’ın Azeri toprağına dâhil olmasını ve barışın başlangıcına vesile olmasını diliyoruz.
Türkiye, en temel insani ve vicdani değerleri yok sayan böyle bir hukuksuz eylemin giderilmesine ve faillerinin adalet önüne çıkartılmasına yönelik haklı mücadelesinde Azerbaycan’a destek vermeye devam etmelidir. Azeri toprağı olan Karabağ Ermeni işgalinden, bir milyon Azeri Türk’ü de sürgün hayatından kurtulmalıdır.
Bu gün yüce Türk milletine yakıştırılmaya çalışılan “soykırım” suçlamasını yapanların tarihten günümüze eli kanlı ve zanlıdırlar. Bu gün kendi yaptıklarını görmezden gelip kamuoyu oluşturmaya çalışan Ermenilerin karşısında duran en yakın tarihli belge bu vahşet ve işgaldir. Bu gün Türk düşmanlığı yapanların, dünyayı kandırmaya çalışanların hile, tuzak ve iğfalleri fark edilerek oyunlarının bozulması milli, tarihi bir görevdir.
Yeni neslin tarih bilincinden, milli ruh ve heyecandan yoksun bırakılmaması gerekir. Batının yürüdüğü yollara ayak basalı, kendi yürüyüşümüzü yeni nesillere unutturduk. Yabancı kafasıyla bakmaya ve düşünmeye başladık. Geleceğinden emin, kendine güvenen, kimliğini bilen, yaşadığı coğrafyayı farkında olan gençlerimiz ve neslimiz bu milletin sigortası, geleceğidir. Milli kimliğimizi ve bilincimizi yaşatmak, düşman oyunlarına fırsat vermek istemiyorsak millet olarak birliktelikle uyanık olacağız.
Birikimli, insancıl, tarihe duyarlı Ermeniler tarihleriyle, yaptıkları zulümle ve kendileriyle yüzleştiğinde yaptıklarını gözlerinin önüne getirip, taşları önlerine döktüğünde o taşların kendilerine zarar verdiğini göreceklerdir...
Bu gün bölgede şehitlerin kanıyla sulanmış kuru çimenlerin yeşermesi, esen rüzgârın sesi özgürlüğü çağrıştırıyor… Karabağ vatan toprağına dönmeyi bekliyor…
Ermenistan işgal altında tuttuğu Azeri topraklarından bir an önce çekilmelidir. Yukarı Karabağ sorunu elbette çözülmelidir…
Türk-Ermeni ve Azerbaycan ilişkilerinin normalleşmesi Karabağ sorununun halledilmesi hem Kafkasya’da istikrar ve barış açısından, hem de bu üç ülkenin ABD ve AB ilişkileri açısından olumlu bir gelişmenin adımı olacaktır.
YORUMLAR
Maalesef, yaşananlardan ibret alamıyoruz ki, tekerrür edip duruyor. Dünyaya nizam vermeyi kendine misyon edinmiş görünen kuruluşların yaptığı, ancak güçsüze had bildirmek. İslam alemi acılar içinde, başımızı ne yana çevirsek, bir başka acı... Anlaşılan o ki, kendi yaramıza kendimiz merhem olmalıyız.
Unutmamak, unutturmamak ve uyanık olmak zorundayız. Tarihiyle hemhal, dostunu düşmanını bilen nesillerle ancak düze çıkabiliriz,
Bu vesileyle, tüm şehitlerimize rahmet, sağlarımıza basiret diliyorum. Selam ve dua ile...