- 474 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
eşitsizliğin çözümsüzlüğü...
paydaları bir turlu esitlenemeyen matematik denklemleri gibiydik..
eşitligin iki yanını da istedigin sayıyla carp yada böl
bilinmeyeni bir türlü bulamayan iki buyuk dehaydık biz..
kendi kaos ortamımızı yaratıp icinde kaybolan
ve bir turlu tanımlanamayan o iki bilinmeyenli denklemin bilinen karsılıklarıydık
biliniyor olmamız bu sorunu cözmüyordu artık...
karsılıksıs cıkan bir cek gibi
hesabımıza yazılan her lekeden muzdarip
belkide işlemedigmiz sucların zanlısı olmaktan yorgunduk
cekildigmis sorgularda birbirmizin adını vermemek icin
kendi adımızı unutuyor
kendimize geldigimizde yeni bir sehre uyanıyorduk
ne kadar yabancı kalsakta
aynı kadına ve aynı adama asık oluyorduk...
ne sen benden uzakta yasayabilecek kadar gucluydun
nede ben sensiz bir hayali kurabilecek kadar özgur
sahip oldugumuz bedenlerin ötesinde bir sevdaydı bu
ne sen yetebiliyordun kendine
nede ben bu bedenden cıkınca seni unutabiliyordum...
simdi alıp basını gittigin sehirlerin kokusunu düşleyip
bir basıma kalmanın hasarlarını hesaplıyorum..
hangi enkazın altında kac gun kalırsan yasarsın...
yada yeterince uzun yasamak icin ne kadar enkaz gerekli insana?
ictigi son sigarayla birlikte topraga gomulen bir silüetten baska neyim ki ben...
verdigim son nefes yuzunde gezinen rusgar olsun diye
tuhaf hayaller kuran...
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.