- 970 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Takvim Yaprakları
Sizi bilmem ama benim bir sürü takvim yapraklarım var...
O kadar ilginç ve toplumda hiç konuşulmayan konularla dopdolu yapraklar.
Bâzen şaşıyorum; ner’den bulup- çıkarıyorlar bu kadar apayrı konuları...
İlgimi ençok çeken konu ise, ev kadınlarının uyguladıkları aşure günü; ‘İlknâmaz Pidesi ile Helvası’nın birlikte dağıtılması, ‘Mübârek Geceler’ için, önceden yapılan programlar...
Pekçoğunun evine, ne gazete girer ne de okumaya meraklıdırlar. O’nlara, gazetelerin ne yazıp- yazmadığı sorsanız; bi-haberdirler. Ancak, balın kokusunu uzaktan alan arılar gibi, bir bakmışsınız ki; mahalleli birden, al sana bir hazırlık ki sorma, birbirlerinden bağımsız yaşayan bu insanlar nasıl olmuşta, aynı günü aynı anda biliyorlar! Yıllardır, bu bunu gözledim ve hâlâ şaşkınlığım gitmedi, inanın...
Trabzon’lu gazete sâhibi, Ayhan Kıyak âğabeyin, bana söylediği gibi: “ Kadir bey, biz gazetelere yazıp- dağıtana kadar, ayaklı gazeteler; haberi dağıtıyorlar”Demişti. İşte bunun engüzel örneği: Takvim yapraklarında okunup- eşe-dosta telefonla ya da sözle ulaştırılmasıdır. Pekçok gazete manşet haberi, şehrimizin ‘Sota’ dediğimiz kenar mahalle semtlerine ulaşamadığı bir gerçek.
Gazeteler, bugün gerçekten çok ucuza satılıyor... yâni, bir veyâ yarım bardak çay fiyatına... okuma alışkanlığı olmayan insanların gazetelerin tamâmını okuması gerektiğini bilemeden ve zaman kaybı olacağını düşünerek, üşengeçlik yapıp göz gezdirip- bir kenara bırakıyorlar!.
Eskiden, Gazeteyi elde etmek o kadar kolay değildi. Bir de bir esnaf gazete aldı mı, öteki ondan ödünç gazete istemesi ayıp sayılırdı... insanlar şimdi, gazete almamak için kahvehânelere ve çay ocaklarına neredeyse abone oldular. Bizim gazeteden ya da okuduğum gazeteleri, okuduktan hemen sonra komşu kahvehâneye ve çay ocağına veriyorum ya da garsonla gönderiyorum... Gün boyu durup da ne olacak... Bir zamanlar ayakkabıcı, Selâhattin Barutcu’ya herkes ’Merhaba’ der, gazetelerine bir göz atardı.
Şimdi, hemen bitişiğinde çay ocağı açılınca, o’nun da ‘Pabucu, dama atıldı!’ Çünkü, en az üç gazete giriyor çay ocağına. Sabahları burası görülmeye değer... Bizim, TÜRKSESİ’ne üç gazete birden abone oldum. Fiyatı da çok ucuz... birini kendime, diğerlerini komşulara veriyorum... ha, yanımdaki fotoğrafçı da abone oldu bu yıl. Karşı berberde ise, bir zayıflıktır gidiyor! Farkediyorum. Mahallî gazetelere pek değer vermiyor- görünüyor; genç esnaflarımız. İlgisi olan ise, genellikle Futbol ağırlıklı... Ne yâni, at yarışı tâkibi ile esnaflık mı yapılır...
Bana, bi’ tuhaf geliyor... Esnaf dediğin, kültürlü olmalı... kültürlü. Dükkânlarımızda; Öğretmenleri, Doktoru, Hâkimi, Mühendisi, Âlim İnsanları, Yazarları ve daha nice değerli dallarda uzmanlaşmış Müşterilerimizi karşılıyor- sohbet ediyoruz çoğu zaman... Her birinden bir kelime öğrensen, geride yetişmekte olan elemanlara, komşuya ve çoluk- çocuğuna öğretirsin... Futbol sevdâsı, bizi öyle cıvıttı ki; hani, kıskanıyorum sanmayın ama, Trabzon’da sanki iki konu var: Hamsi ve futbol...
Esnaflar olarak öyle geri kaldık ki, sormayın... Ev kadınlarımız, okudukları takvim yapraklarından öğrendiklerini; bilgiçliğimizden- kazak erkekliğimizden çekinip- bize öğretemiyorlar... İnanıyorum ki: Geçmiş nesillerimizi olduğu gibi, gelecek nesillerimizi de takvim yaprakları yönlendirecek... Bize, öncelikle, ortak amaçlara hizmet eden bir, TRABZON TAKVİMİ lâzım. Her şeyi içinde ve her eve her işyerine ulaşabilen mini gazeteler gibi... Sayfalarımıza yazık! Geçen gün, bir haber tâkibi için aldığım gazetenin, sayfalarının toplamını sekize katlayıp- kitap sayfası hâlinde getirdim ve hesapladım... Ne kadar biliyor musunuz? 48x8:384 sayfalı bir kitap! Fiyatı ne olabilir dersiniz?
Sâdece, 200 000 TL. Yazık ki, kâğıdına değmez... Devâsa fotoğraflarla bezenmiş... Tam bir Kâğıt-Ağaç katliamı... Bu kadar kağıt ile bir yıllık, yapraklı takvim de basılabilir. Nice faydalı bilgilerle, nitelikli hâle getirilebilir... Çok yazık! İşte bu gibi savurganlıkları, Devlet desteklemesin... Ancak, görevini tam yapanların hakkını, ezdirmesin... Mahallî gazetelerimizi destekleyelim... Tam Altı ay size ulaşacak gazetenizin abone bedeli sâdece, bir boş tüp dolum ücreti kadardır. Mahallî Basınımızı desteklemek, biz okuyucuların borcu olmalıdır.
Kimliğini taşıdığım Gazetemin; 20 yıllık okuyucusu ve abonesi olmaktan gurur duyuyorum... Çocukluğumda, satıcılığını yaptığım bu gazeteyi, lâyık olduğunca destekleyelim...
Bu yazım; kesinlikle ısmarlama değildir... Bunda, samîmiyim. Belki de bu kısmı kesilebilir ama ilk defâ yazmak ihtiyâcını duydum, karar sizlerin...
Kültürle kalınız, Efendim. Saygılarımla.
Kadir Yeter. TRABZON.
Fotoğraftaki gazete arşivi: Trabzon İl Halk Kütüphânesi.
Fotoğraf: Kadir Yeter.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.