YÜZ NAKLİNE YÜZEYSEL BAKIŞLAR YA DA AYIBIMIZIN BAŞARIYLA YÜZLENMESİ
Son günlerde basın yayın organlarında ve bütün medyada Uğur Acar’ın yüz naklini yazmakta ve konuşmaktadır. Konu diğer ülkelerin hatta bütün dünyanın ilgisini üzerinde toplamakta ve konuşulmaktadır. Konu ile ilgili bütün haberleri taramış değilim. Fakat rastladığım bütün haberleri okudum ve izledim. Aslında bu konu her yönü ile araştırıp irdelenmesi gereken bir konu. Her şeyi hatta istenmeyen noktalarına kadar irdeleyen basın bu konuda adeta yüzeysel bir bakışla bütün ilgiyi Uğur Acar ve operasyonu yapan ekip üzerinde yoğunlaştırdı.
Elbette çok önemli bir olay dünya da bir ilki başaran bir ekibe bu ilgi oldukça az. Onların daha birçok başarılı operasyonlara imza atmaları için çok ilgi göstermeliyiz ve hatta her türlü desteği sunmalıyız. Bu ekip bütün bireyleriyle bu ilgiyi hak ediyor. Devletin Uğur Acar’ın başarılı ameliyatında görev yapan Ömer Özkan ve ekibine bir birim kurularak, Uğur Acar durumundaki hastalara bir umut dağıtması gerekir. Bu umut’u bekleyen çok hasta var.
Lafı fazla uzatmadan şuraya gelmek istiyorum. Anadolu’da ve özellikle Doğu Anadolu’da birçok köylerde ekmek, tandır dedikleri derin kuyu fırınlarda pişirilmektedir. Bu kuyu fırınlara birçok çocuk düşmekte ve Uğur Acar gibi derin yaralar almaktadır. Gel gelelim; geleneklerine sıkı sıkıya bağlı Anadolu insanı bu ilkel ekmek pişirme yöntemine bir çare bulamadığı gibi ısrarla devam etmektedir. Acısını binlerce Uğur Acar’lar çekmektedir. Uğur gibi birçok insanla karşılaştım. Düşünebiliyor musunuz? Yüzü yanmış bir çocuk bir başka yaratıkmış gibi toplumdan kaçıp cüzamlı gibi yaşamaktadır. Utangaç bir çocuk gibi saklanan bu insanlar bizim birer ayıbımızdır.
Anadolu insanının ilkelliği sadece fırınlarda yaşanmamakta birçok alanda yaşanmaktadır. Bunlardan biri de özellikle Urfa, Diyarbakır, Mersin, Adana gibi sıcak iklime sahip illerde yaşanmaktadır. Gece sıcakta damda yatan birçok kişi uykuda damda düşerek sakat kalmakta ve hatta ölenlere de rastlanmaktadır. Birçok insanı bunlara önlem aldığı yerlerde vardır. Ama önlem almayı ihmal eden birçok yörede bu ilkellikler yaşanmaktadır. Oysa ufak bir çit ve benzeri önlemle bu tip kazalar yaşanmayacaktır.
Bütün bunlar geliyor eğitime dayanıyor. Anadolu insanının eğitime ihtiyacı var. Eğitim var olan potansiyel aklı harekete geçirecek ve insanlar kendilerini bu tip ilkelliklerden kurtaracaktır. Köy Enstitüleri bu olayı çözen en güzel eğitim modellerinden birisiydi. Çünkü burada yetişen insan; bu tip sorunları çözecek pratiğe sahip bir şekilde yetişmekte idi. Kendi okulunu, kendi sırasını, kendi bahçesini oluşturan bir eğitim kurumu bu sorunları çok daha iyi aşacaktı. Ama çıkar sahipleri ve köylünün yaşama standardının yükselmesinden korkanlar bu eğitim yuvalarını yıktılar. Yıkılan bu eğitim yuvalarında Uğur Acar’ların yandığı gibi birçok köy insanı da damlardan düşerek ya sakat kaldı ya da öldü. İşin kötüsü daha da devam edecektir. Çünkü bu ilkellikler çok uzun yıllar varlığını korumaktadır.
Uğur Acar’ın yüz nakli işlenirken neden bu konulara değinilmedi. Çünkü ayni köylülerimizde olan yüzeysellik ve alışkanlıklar bütün ülke olarak hepimizde mevcut olduğundandır. Hala bir köy toplumuyuz ve günü kurtarma kurnazlığındayız. Konunun Köy Enstitülerine dayanması ise hiç kimsenin işine gelmez. Köy Enstitülerine dayandıran benim. Oysa işi Enstitülere dayandırmadan da işlenebilir. Örneğin bir yazar köylerde hanelerde üretilen ekmeğin şehirlerdeki gibi bir fırında üretilmesini önerebilir. Birçok işi imece usulü çözen köylümüz bu konuda da ikna olacak ve bunun çocukları içinde bir güvence teşkil ettiğini kavrayacaktır. Ya da çocukların düşüp yanmayacağı ve diğer yörelerdeki güvenli ocaklara köylüyü yönlendirmek gibi bir işi başarabilmek çokta zor bir şey olmasa gerek. Bütün mesele bir şeyler yapmaya gelip dayanmaktadır. Kaderci anlayışları yıkmanın tek yolu bir şeyler yapmaktır.
Yıllarca bu ülkemiz insanının bu tip sorunları yüzeysel olarak çözülmeye çalışıldı. Yüzeysel çözümler, ayni zamanda bireysel çözümlerdir. Oysa insanlarınızın kitlesel çözüme ihtiyacı vardır. Çözümler toplumsal olursa çözüme dönüşebilir. Yoksa bir iki Uğur Acar’ın kurtuluşu ile avunuruz. Tıptaki başarı ile bu ayıbımızı gizlemek ise büyük bir yanılgıdır. Yazım bu konuda yapılacak çalışmalara bir öneri olsun. Binlerce Uğur Acar kurtulsun
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.