- 809 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
Sabredin ve Bağışlayın
İnsanların hatasızlık arayışı içinde olması yanlıştır; her insan hata yapabilir, günah işleyebilir. Kur’an ayetlerinde Allah’ın kutlu peygamberlerinin de hata yaptıklarından söz edilir. Hiç kimse kusursuzluk iddiasında bulunmamalı, kendini hata yapmaktan müstağni görmemelidir.
Kötülük karşısında öfkeyi yenerek sabır göstermek, intikam duygusuna kapılmadan kötülük yapan kişiyi affetmek samimi iman eden insanlara has bir özelliktir. Ve bu davranış karşılığında Allah’ın hoşnutluğunu ve sevgisini kazanırlar. İnanan insanlar affedici, merhametli, hoşgörülü davranırlar ve Kuran’da haber verildiği gibi onlar, “…bollukta da, darlıkta da infak edenler, öfkelerini yenenler ve insanlar (daki hakların)dan bağışlama ile (vaz)geçenlerdir…” (Al-i İmran Suresi, 134)
Bir Kuran ayetinde, “Arş’ı yüklenmekte olanlar ve çevresinde bulunanlar, Rablerini hamd ile tesbih etmekte, O’na iman etmekte ve iman edenlere mağfiret dilemektedirler: "Rabbimiz, rahmet ve ilim bakımından her şeyi kuşatıp-sardın, tevbe edenler ve senin yoluna tabi olanlara mağfiret et ve onları cehennem azabından koru." (Mü’min Suresi,7) ifadesiyle, meleklerin, Allah’ın buyruğuna uygun olarak hem arşı taşıdıkları, hem Allah’ı tesbih ettikleri, ayrıca iman edenler için de bağışlanma diledikleri haber verilmektedir. Birinin bağışlanma diliyor olması, bağışlanma dilenenin riskli durumda olduğu anlamına gelir. Meleklerin bağışlanma dilemesi ise insan için büyük bir lütuftur. Onlar göğü tutup, hamd edip, bağışlanma dilerken, insanın büyüklenerek yüz çevirmesi büyük gaflettir. İnsan, tatmin bulmuş olan bu varlıkların bağışlanma dilemesine de layık davranışlar içinde olmalıdır.
Bilimsel araştırmalar sonucunda, yaşadıkları olumsuzlukları zaman içerisinde fark eden insanların, bozulan ilişkilerini düzeltmek, sorunlarını çözmek için affetmeye karar verdikleri ortaya çıkmıştır. İnsanlar yaşamlarını öfkeyle geçirmek istemediklerinden, affetmeyi seçtikleri de belirtilmektedir. Diğer yandan bir başka araştırmada, dindar insanlarda depresyon, stres ve akıl hastalıklarının daha az olduğu görülmüştür. Araştırmayı yürüten bilim adamları, bu durumu dinlerin ‘affetme’ye yönlendirmesine bağlamaktadırlar:
Dinler, insanlara diğer kişileri affetmeyi öğütler. Bu yüzden dini inancı olanlar, sorunlarını içlerinde biriktirmez ve hayatla daha kolay başa çıkar. Bu da depresyon ve stres gibi rahatsızlıklarla daha az karşılaşmalarını sağlar.
Kötülüklere karşı iyilikle karşılık vererek affeden kişi, hem kendisi ve hem de çevresi için barış ve huzur dolu bir hayata vesile olur. Bu elbette ki, sürekli kin, nefret, düşmanlık ve intikam duygularının hakim olduğu zor bir hayatla karşılaştırılmayacak kadar kolay, huzurlu ve rahat bir yaşamdır. İnsan, ilk an öfke hissetse de ardından sabrederek gösterdiği güzel ahlak, onu sevgi, saygı, dostluk ve barış dolu bir yaşama kavuşturacaktır.
“İyilikle kötülük eşit olmaz. Sen, en güzel olan bir tarzda (kötülüğü) uzaklaştır; o zaman, (görürsün ki) seninle onun arasında düşmanlık bulunan kimse, sanki sıcak bir dost(un) oluvermiştir. Buna da, sabredenlerden başkası kavuşturulamaz. Ve buna, büyük bir pay sahibi olanlardan başkası da kavuşturulamaz.” (Fussilet Suresi, 34-35)
Bağışlayıcı davranmayan kişinin etrafında, ondan nefret eden insanlar olması kaçınılmazdır. Yüce Allah, bağışlayıcı olan kuluna bu üstün ahlakının karşılığında huzur ve barış dolu bir yaşam ve yakınında sıcak dostlar sunar…
Bağışlamak, öfkelenmenin getirdiği olumsuzlukları ortadan kaldırır; insanın fiziksel ve ruhsal açıdan sağlıklı bir yaşam sürmesine yardımcı olur. Affetmek, herkesin yaşaması gereken üstün bir ahlak özelliğidir. İnanan insanlar bu olumlu özelliği Allah’ın hoşnutluğunu kazanmak amacıyla yaşarlar. Bilirler ki, bağışlarlarsa, bağışlanacaklardır…
"Kim sabreder ve bağışlarsa, şüphesiz bu, azme değer işlerdendir." (Şura Suresi, 43)
Fuat Türker
YORUMLAR
Tebrikler Fuat Bey, çizgisinden kaymayan yazılar yazan bir kaç değerli yazarlardansınız..Sizi canı gönülden tebrik ediyorum...Allah razı olsun sizden ve sizin gibilerden...Selamlarımla
Fuat Türker
Elbette sabretmek zor bağışlamak daha da zor. Fakat siz sabrettikçe üstünüze gelinirse, bağışladıkça daha çok rencide edilirseniz, buda istismar olur ki onu Allah ta affetmez artık kulda. Tusünanmi olmuş denizi nasıl geri çevirebiliriz. Bir bardak düşünelim dolmuş taşıyor. Ömrü affetmek ve sabretmekle geçmiş, hep kullanılmış iyi niyeti ve istismar edilmiş.
Affetmek ve sabretmek nedir? Allah bunun anlamını anlayan affedildiğinde bunu farkeden insanlar çıkartsın tüm imanlı kardeşlerimin karşısına.
Başına çok ağır imtihan gelmeyen insanlara kolay gelebilir, sabır tevekkül. Çok acı çekerek tahammül sınırı zorlanarak hasta ettirilmiş insanlardan artık beklenemez bir noktadan sonra. Sabır af bu devirde zor. Ben bunları beklemiyorumda artık, yeterki zarar vermesinler öylesine korktum. 500 sene önce arslandan kaçar gibi insanlardan kaçın demiş Seyyid Abdülkadir Geylani H.Z. Ben ne zulüm zarar gördüysem insanlardan gördüm. Çok affeden herşeye pembe gözlükle bakan romantik biri idim hala herkese acıyorum işte sonuç meydanda panik atak oldu ödülü şimdi şükür iyiyim ama zordu .Saygılarımla kaleminize sağlık...
Fuat Türker
Paylaşımınız yine çok güzel bir konuyu ele almış.Teşekkürler.Gerçekten biz insanlar AFFETMEK ten aciziz.Rabbim gaflete düşürmesin.Sabır ve şükür ihsan eylesin inşaAllah!!!