Can sıkan mektuplar-10 / Henüz nefsi emaredesin.
Can sıkan mektuplar-10 / Henüz nefsi emaredesin.
e ( 2/9/2012 )
Üstadım bu gece 03:00 sularında bi rüya görmüştüm...
"rüyamda bir köy evinde oluyoruz. İki küçük oğlan çocuğu yani 7-8 aylık falan bebekler kucağımda oluyor. Onlarla ilgileniyorum, onları oynatıyorum falan, üzerlerinde açık mavi giysileri var. Seviyorum onları, yalnız köy evinin ocağından (şömine) acayip rüzgâr esiyor içeriye, ben de kalın bi perde ile kapatmaya çalışıyorum orayı"
Rica etsem yorumlar mısınız?
Tarih:09 Şubat 2012 Perşembe 19:55:10
RE:.....
Allah rüyalarınızı hayra çıkarsın.
İki önemli muradın yakında zahire çıkacak.
Ancak zannettiğin gibi işler sütliman olamayacak.
Çünkü rüyaların hala köy evlerinde geçiyor.
Nefsin henüz, ‘’nefsi emare’ ’de olduğundan,
Cennete konulmuş olsan bile,
Havva anamız gibi,
Çevrende ve nefsindeki sayısız nimeti yok bilip,
meraklarına yenik düşerek,
yasak meyveye yönelecek,yiyecek,
cehennem derelerindeki çukurlara yeniden yeniden düşeceksin,allah korusun.
Sorun;
Allah’ın şenlerinde değil,
sende, emare nefsinde,
rabbinle küsmende,barışmanda,
olup bitene doğru bakış açısı ile bakmanda,
eldeki nimetleri ( şükür / isyan gözlüğüyle) görememende, görmendedir.
Henüz ulaşamadığın isteklerin
zamanla kazanılacağını,
her şeyin bir bedeli olduğunu,
sabırla ve gayretle bazılarını elde edebileceğini,
ibadetlerle zikirlerle geliştikçe fark edeceksin.
Bir imtihan yeri olan dünyada,
elde edilen hemen her şeyin,
külfeti olduğunu zaman içinde öğrenecek,
geliştikçe birçoğundan gönüllü vazgeçeceksin.
Bu arada uzun zaman geçecek,
giderek yorulacak, yaşlanacaksın.
İhtimalen,
Tecrübe açısından çook zenginleşecek,
karşılığında enerji kıtlığına düşeceksin.
Öğreneceksin ki,
kimi sevdiysen zamanla terketmiş /sin.
Kazandığını harcamış bitirmiş/sin...
Eski dostlar/a düşman olmuş,
yaptığından pişman olmuşsun.
Sevmem dediğini sevmiş/sin,
yapmam dediğini yapmış/sın.
Kınadığın şeyleri ton farkıyle işlemiş/sin.
Sonunda;
Dayanıp, güvenmeye bir Allah varmış diyeceksin.
Her güne şükürle başlayıp,
her geceyi istiğfarla sonlandırarak uyuyacak,
şafaklarda yeni bir güne uyandırıldığında
şükürle karşıladığın sabahın son sabah olması ihtimalini akledip,
<meğer sevilecek ne çok şey varmış> diyeceksin.
Rıza makamına taht kurup,
sık sık yaratanı,
sayıya gelmeyen nimetlerini,
inşalalah ebedi geleceğin cenneti hatırlayacaksın.
Bazen umutların öylesine cömert / gönül dolusu olacak ki,
‘’ölüm meleği randevuyu unuttu mu ne’’ diye,
kendi kendine söyleneceksin.
Ancak yolun henüz başındasın
güzelim,
gençliğinde insan Allah’a çok yakın olmalı,
O’nun
nefsinde eksikliğini farkettiğin sıfatlarını zikirlerle,dualarla kazanmalısın.
Gencin bir vakit namazı,
yaşlının yetmiş vaktine bedeldir.
Selam es selame
e( 2/10/2012 )
---------------------------------------------
Teşekkür ederim üstadım tabir için, cidden bir insanın nasıl rıza makamında olabileceğini çok merak ediyorum. Rıza makamında olduğunu düşündüğüm kişilerin yaşantısına bakıyorum, nispeten bazı muratlarına ulaşmış kimseler, yani büsbütün istediklerinden uzaklaşmış kimseler değil, yani onların yaşamlarını dışardan yorumlamaya çalışıyorum. ama bu arada dünya dönüyor ve hep söylediğiniz gibi istekler ve ayrılıklarla geçen bir ömür ve ben hep nefsi emaredeyim maalesef.
Cehennem derelerindeki bi takım çukurlara düşmek istemiyorum asla...
Allahım muhafaza etsin.
Bir de hani siz bana, duamı değiştirmekle ilgili istihare rüyasında, (muhabbet kuşlu olan) rüyada neredeyse hangi duayı okuyacağım gösterilmiş demiştiniz, ben "inna fetehna leke" ayetini okumayı istemesem siz bana ne vermeyi düşünmüştünüz, neye ihtiyacım olduğunu düşünmüştünüz üstadım selam es selame.
El cevap
Selam üzerinize olsun.
O geçti... Sen şimdi okuduğuna odaklan. Kendini bize bırakmış olsan, akademik eğitilirsin. Sürekli nefsi dileklerinle gelirsen ara sıra faydalananlar gibi olursun.
Hocalar, öğrencinin kendilerine güvenen, teslim olanını elinden tutar, hoca yaparlar. Not dilenerek alel acele sınıf geçmek isteyenlerini birkaç yıl içinde mezun edip kurtulurlar.
Selam es selame
Tarih:10 Şubat 2012 Cuma 10:23:06
Evet, çok haklısınız üstadım, ben hep nefsimin peşinden gittim, yani ne istedimse Allahtan nefsim için istedim. Mutlu olmak için istedim, herkesten çok istedim, herkesin elde ettiği nimetler için ilk sıraya girenlerdenim. En çok kapıları tıklatan benim, ben hep "es" geçildim nimetler diğerlerine dağıtıldı. Ben hep bu taksimata takıldım, bakakaldım, isyan ettim, fakirliğin şiddetlisi insanı günaha sokuyor, mahrum olmak insanı günaha sokuyor, bu noktada sürekli isyan ettim. İsyanım bana istediklerimi ne elde ettirdi ne de muradıma kavuşturdu, ama seninle tanıştıktan sonra tekrar deneyebileceğimi düşündüm. Maalesef ihtiyaçlarım noktasında takılıyorum ve diğer şeylere konsantre olamıyorum, önce ihtiyaçlarımın giderilmesi gerektiğini düşünüyorum, bu nefsi emare mi bilmiyorum, bundan nasıl kurtulacağımı da bilmiyorum. :(((((
Selam es selame