Elli ( 50 İ ) ve Demokrasi
Yaşamımızı törpüleyen onca kavramlar vardır. Doğup büyüyen çocukluk çağından delikanlılık evresinden orta yaş sendromlarından yaşlılık merdivenine dayanan insan yaşamış olduğu muhtemel acıların izlerinde sıralamaya tabi tutmadan yaşamındaki olası evreleri de şöyle olabilir. İzân, İzdivâc, İzmihlâl, İzzet, İzzetinefis, İzâe, İttizân, İttika, İttihâm, İttibâ, Îtizâr, Îtiyad, Îtisaf, Îtirazât, Îtinâ, Îtimâd, Îtilâf, Îtilâ, Îtidâlidem, Îtidâl, İştikak, İstizhâr, İstirhâm, İstinad, İrtisam, iclâl, İltika, İblisâne, İbâ, ihkak, ihrâz, İhtimam, ihtisasat, ictinâ, iddihâr ,İkrah, ikrar, îdâd, inkâr, iflas, ihlas, iftira, istirahat, illet, iffet, izzet, ifrit, ilmi, illallah ve iflah* dönemlerini de atlatmış olması nedeniyle yaşamından seçilmiş hüzün perdelerine 50(elli) İ nin geçmişine acımsı olarak bakar. İlk yıllarındaki bebeklik çağında yaşamı ağlamakla geçen insan ailesine o küçücük haliyle bile eziyet vermekten zevk alır. Yaş ilerler de delikanlı olduğundan sevinmekte olan ailenin muhtemel olarak beklediği nice entrikalardan evladını arındırmaya çalışmakta olan aile istemediği durumlarla karşılaşması halinde yıkılır kalır. İstenmeyen durumlar. Öncelikle en üzücü olay onlar ve çevresi için ölümdür. Sonraki evreler kötü arkadaş edinmesi illegal örgütlere katılması. Ailenin canı gönülden istemesine rağmen okulunda başarılı olamaması veya okuluna ilgi göstermemesidir. Bir ailenin en büyük arzusu neslini sürdürecek evladının en iyi şekilde yetişmesidir. Biricik olarak nitelediği evrensellik duygusuyla el üstünde tuttuğu kişi kendi neslini devam ettirecek objesel nesne evlattır. Bütün ışıkları aydınlatmaya açtığımızda atasözlerine kulak asmamak doğru olmaz. Atasözlerimizden bu konuda kulak asacağımız söz. “Anne baba evlat için, evlat kendi baş için”dir. Evlat yetişir. Kendine özgü öz güveni yakaladığında elini eteğini toplayarak sessizce kendi hayatına çekilir. Zamanla kendisini bu hale getiren ailesini unutur gider. Ancak, aile onu öyle yine serbest bırakmaz. Evladı için yine özensel olarak üzerine titrer durur. Hayatın gerçek ölçüsünde evlat her şeydir. Bizler insan yaşamının evrenselliği yönünden konuları irdelemeye çalışmaktayız. İnsan yetişme tarzının çelişkilerinden arındığında belli bir şekillenme ile bir duygu hazında kurgulanmış olarak deyim yerinde olursa “Bir baltaya sap” olur. Bütün bu işlevlerin ardından mutluluk duygularıyla şekillenenler için sorun olmamakta ancak, üzüntülü durumlar ise aileleri bir yeis biati sürecine sürüklemesi işten bile değildir.
Fani dünyada her insanın doğal hakkı yaşamaktır. Bunu kimse kimsenin elinden alamaz. Bunu inançlarla uluslar yasaklamıştır. Demokratik ülkelerde insan yaşamı en üst standartlarla donatılmıştır. Demokratik ülke demek demokrasiye inanmış insan topluluklarının kendilerine özgü olarak uygulamaya koyduğu kuralların hoş görü içinde ve kanunlar dâhilinde yürütülmesidir. Topluluklar halinde yaşayan ve bu kuralları kendilerine ilke edinmelerine rağmen uygulamayanların demokrasiden bahsetmesi o toplumlarda kişilik bozuklarının yaşandığı anlamını taşır.
Sahi demokrasi gerçek anlamda nedir.????
Demokrasi kendi tanımlamalarıma göre bir yönetim biçimi olmakla birlikte bir ilkedir. Belirli kuralları olan ve bu kuralları uygulayan insanların ihlaller karşısında sığındığı sığınaktır. Bir zırhtır. Güvencedir. Korkuların yok edildiği yaşam düzenidir. Teslimiyet mahreminde özgürlüktür.
Peki; aslında demokrasiyi tarihsel, fiziksel, anlatımsal yönleriyle edebi tanımlamayla insanlar nasıl bilmektedir.
Araştırmalar sonucunda elde ettiğim bulgular demokrasiyi şöyle tanımlamaktalar..
Türkçe bilginin ansiklopedik notunda demokrasinin tanımı şöyle yapılmıştır.” Demokrasi, bir yönetim biçimidir. Bir kurum, kuruluş ya da topluluktaki ve genellikle bir ülkedeki tüm üye veya vatandaşların, organizasyon veya devlet politikasını şekillendirmede eşit hakka sahip olduğu bir yönetim biçimidir. Genellikle devlet yönetim biçimi olarak değerlendirilmesine rağmen, üniversiteler, işçi ve işveren organizasyonları ve bazı diğer sivil kurum ve kuruluşlarda demokrasi ile yönetilebilirler.”
Demokrasinin bir de kelime anlamıyla dağarcığımıza girişi vardır. Yine, Türkçe bilginin ansiklopedik notunda demokrasinin tanımı şöyle yapılmış ve kelime dağarcığımıza girişi de şöyle anlatılmıştır. “Demokrasi kelimesinin aslı, Yunanca dimokratia (δῆμος, yani dimos, halk zümresi, ahali + κράτος, yani kratia iktidar) sözcüğünden türemiştir. Türkçeye, Fransızca démocratie sözcüğünden geçmiştir. Demokrasi halkın yönetimi, halkın kendi kendisini yönetmesi anlamına gelen siyasi yönetim biçimi. Genel olarak, temsil, çoğunluğun yönetimi, partiler arası karşıtlık ve yarışma, alternatif hükümet şansı, kontrol, azınlık haklarına saygı gibi temel kavram ve düşüncelerle belirlenen politik sistem. Genel anlamı, yöneticilerin yönetilenler tarafından seçilmesidir.”
Öte yandan demokrasi nedir diye araştırma yaptığımızda “demokrasi” adlı bir bilgi genellemesi sunan hizmet sunucusunda. Demokrasi,” Halkın kendi kendini yönetmesi. Eski Yunancada demos halk ve kratos otorite demektir. İkisinin birleşmesinden demokratia sözü meydana gelir. Buna göre, demokrasi, "halk idaresi" anlamındadır. Ancak, bu söz, çok çeşitli anlamlarda kullanılmaktadır.”
Bu hizmeti sunan tanıtımcı demokrasiyi bir de sınıflara ayırmış ve esaslarını da sıralamıştır.
Sınıfları:
Doğrudan Doğruya Demokrasi
Siyasi kararların, çoğunluk esasına göre, yurttaşların oy çokluğu ile doğrudan doğruya şehir halkı tarafından alındığı yönetim şekline, doğrudan doğruya demokrasi denir.
Temsili Demokrasi
Yurttaşların siyasi haklarını doğrudan doğruya değil de, kendi seçtikleri ve kendilerine karşı sorumlu olan temsilciler yoluyla kullandıkları yönetim şekline temsili demokrasi denir.
Yarı Doğrudan Demokrasi
Temsili demokrasinin bazı mahzurlarından kurtulmak ve doğrudan demokrasiye yaklaşmak için yarı doğrudan demokrasi sistemine gidilmiştir. Bu demokrasi türü referandum, halkın kanun teklifi ve halkın vetosu gibi yollarla sağlanmaktadır.
Liberal Demokrasi
Çoğunluğun meydana getirdiği iktidarın, azınlığın da haklarını (kişisel ve kamu haklarını-söz hürriyeti, din hürriyeti vs.) güvence altına alan ve anayasa hükümleriyle sınırlanmış demokrasi çeşidine "liberal demokrasi" denir. Bunun bir diğer adı da "anayasal demokrasi"dir.
Sosyal veya Ekonomik Demokrasi
Doğrudan doğruya, temsili liberal demokrasiyi ve bunların öne sürdüğü ilkeleri dikkate almaksızın, toplumsal ve ekonomik farkları azaltma, servet dağılımındaki eşitsizliklerden doğan farkları en azına indirmek gayesini güden demokrasiye, sosyal veya ekonomik demokrasi denir.
Esasları;
Demokrasi günümüz anlamıyla bir hükümet şekli olduğu gibi, toplum hayatını düzenleme bakımından bir kurallar bütünüdür. Demokraside soy, sop, servet, ırk ve benzeri özellikler hiçbir şahsa, başkalarına karşı üstünlük sağlamaz. Gerçek bir demokratik yönetimlerde, fertler arasında büyük çapta ekonomik farklılıklar olmaz.
Demokrasi, diğer taraftan, fertlerin hükümet baskısı altında kalıp ezilmelerini de önler. Demokrasi yönetiminde, herkesin konuşma, basın-yayın ve din hürriyeti vardır. Ayrıca, kanunlara aykırı olmamak kaydıyla yürürlükteki hükümete muhalefet etme, icraatlarını serbestlikte tenkit ve tasvib etme hakkı da vardır. Tek partili sistemde, doğu bloku halk demokrasilerinde (komünizmde) ve totaliter demokrasilerde bu haklar yoktur. Demokratik yönetimde, kanun karşısında herkes eşit sayılır. Kanunlara aykırı olmamak şartıyla, herkes görüşlerini serbestçe açıklayabilir.
Demokrasinin tarihine bakamadan geçmemiz doğru olmaz.
Demokrasinin Gelişimi ve Tarihi
Demokrasinin başlangıcı çok eski zamanlara kadar ulaşır. Fakat bugünkü, anlayış şekline göre demokrasi, eski Yunanlılar zamanından sonra başlamış sayılır. Eski Yunan şehir, devletlerinin (sitelerinin) yönetim şekli, asıl demokrasiye örnek gösterilir. O devirde henüz temsili sistem bilinmiyordu. Diğer taraftan nüfus da azdı. Bu sebeple doğrudan doğruya demokrasi uygulaması yapılıyordu. Fakat, bunlarda tutsaklara (esirler) ve kölelere, diğerlerine verilen demokratik haklar verilmediği için, ayrıca kadınlara oy verme hakkı tanınmadığından bu devir demokrasisine, gerçek manada demokrasi denilemez. Bu demokraside, köleler, tutsaklar ve kadınlar hariç herkes oylamada hazır bulunur, yönetime de seçilebilirlerdi. Bu tür demokrasi, özellikle M.Ö. V. yüzyılda Yunanistan’da uygulanmıştır. Sonradan eski Yunan şehir sitelerinin ortadan kalkması neticesinde bu demokrasi akımı da durmuştur.
Yıkılan demokrasinin yerine aristokrasi geçmiştir. Bu ise, ülkeyi en seçkin kimselerin yönetmesi esasına dayanıyordu.
Demokrasi ile ilgili bilgi hizmeti sunan bir başka sunucu bilgi spotta demokrasinin tanımını kısaca anlatmaktadır.
Demokrasi, bütün üye ya da vatandaşların, organizasyon ya da devlet politikasını şekillendirmede eşit haklara sahip olmuş olduğu bir yönetim biçimidir. Yunancada dimokratia yani halk zümresi kelimesinden türemiştir. Türkçeye ise Fransızca bir kelime olan democratie kelimesinden gelmiştir. Genellikle devlet yönetim şekli olarak tanımlanmaktadır. Ancak üniversitelerde, şirketlerde ve bazı sivil kurumlar da demokrasi ile yönetilir. Demokrasi yaşatılırsa yaşayan için demokratik olgular içerir. Eğer ki bu olgu lafta ve rafta kalırsa sadece bizim irdelediğimiz şekliyle kalır.
Demokrasi hürriyeti adına her yönümüzle demokratik olabilme duygularıyla esenlikler dilerim
Yararlanılan eserler ve kaynaklar.
1.Türkçe bilgi notu.
2.Demokrasi nedir? com.
3.Bilgispot com.
4. * kelime anlamları için bakınız. /#!/profile.php?id=1185442644
5. kevser.org
08.02.2012- Düzce
Zekeriya Çavuş
(Şair Araştırmacı Yazar)
the state is lecturer at the University of
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.