ALLAH AFFETSİN 19.BÖLÜM
Gülümser ne yapacağını bilemez halde divana çöker gibi oturdu.Hatice Hanım iyice endişelenmişti .Masadaki sürahiden su doldurup yanına oturdu.
"Komşum şunu içiver; içine limon sıktım,kendine gelince anlat ne oldu ?"
Göz pınarlarında biriken yaşlar yağmur gibi iniyor ,yüreği hızlı hızlı atıyordı zavallıcığın.
"Aradılar ,telefonla aradılar beni."
İyice afallamıştı o da.
" Kim....? Kim aradı söylesene meraktan öldüreceksin beni."
Dilinde sözler ürkek ürkek çıkıyordu.
"Hani mektup yolladık ya; oğlum için;kayıp aranıyor programına...işte oradan aradılar."
"Yaaaaa....!!! Eeeeeeee ?"
Avucundaki kağıt mendil ıslanmış, neredeyse parça pincik vaziyetteydi.
" Çocuğunuzu araştırabilmemiz için sizden bazı bilgiler daha isteyebilirz ,dediler."
İkisi de bir maceranın mı ? Yoksa iyi bir başlangıcın mı içine girmişlerdi ; kim bilir zaman ne gösterecekti ?
" Sonra ...sonraa."
" Nerede ve hangi caminin avlusuna bıraktınız ? diye sordular."
Hatice Hanım başındaki tülbenti düzeltip iyice sıkıp bağladı heyecanla onu dinliyordu.
" Allahtan benim adam yoktu evde;daha ona anlatmadım bile. Şimdi ne yapacağımı bilemiyorum; işler iyice kariştı."
Bir süre öylece susup kaldılar.
Gülümser hepsinden ürkütücü olan içindeki kedere teslim olup dibi karanlık kuyuya düşer gibiydi.
Hatice ise kafasında çözüm arıyor ve düşüncelerinin ayırmına varmaya çalışıyordı.
" Umutsuzluğa kapılma bir çaresini buluruz komşum."
( Bilmelisin hayat sana borçlu değil Sen ise ister istemez onun oyun alanına girdin ; peki o zaman oyuna var mısın ? )
" Adam beni parça parça ederse hiç şaşırma şimdi.Ama herşeyi göze aldım ben."
Kararlıydı,geçmişinle yüzleşip ; kendinle hesaplaşması gerekiyordu.Belki üstesinden gelecek,belkide yenik düşecekti; ama ne olursa olsun bir yerden başlamalıydı.
" Bak ne diyeceğim ...Yavaş yavaş anlatmaya başlasan eşine .Kızsa da herşeyden önce babası .O da bulunmasını isteyecektir eminim."
Uzaklara çok uzaklara daldı yine kadıncağız.Yavrusunu o camiye bırakırken ,hayatı da sönmüştü onun için.Eşinin zorla oradan çekip götürmesi ve koşarak kaçmaları.
Anlattıkça yüreği derinden kanıyordu.Zaten yarası hiç kapanmamıştı ki...
" Sen de olmasan ben ne yapardım ? Allah razı olsun.Hoşçakal ."
" Senden de...Hadi gene buyur gel."
Hatice Hanım evin işini yapmaya koyuldu.Bir yandan da aklı ondaydı." Offf bu akşam inşallah kadını hırpalamaz bu adam. Acaba kayıp aranıyor programını komşuma söylemekle hata mı yaptım ?" Çoçuklarının okuldan gelmesiyle kaygılarını bir kenara bıraktı ister istemez.
Azmi dağıtımda aynı birliğinde kalmış; yavaş yavaş teskere gününü sayıyordu artık.
Annesi,babası veee Ebru onun yolunu özlemle bekliyorlardı. Evlilik için hazırlıklarına başlamışlardı bile.
Esin ile Ayhan her zaman yaptıkları gibi çocuk yuvalarını,huzur evlerini dolaşıyor, derneğin etkinliğinde faal olarak çalışıyorlardı. Yaptıklarından öyle mutluydular ki...Şimdi ise tek arzuları biricik oğullarının mürüvvetini görmek.
Azmi dönüşte tekrar görevine başlayacaktı.Gerçekleştireceği çok hedefleri vardı.
( Çalışmak ,hayatın ta kendisidir; ya düşünmek ...? Beynimizi aydınlatan manevi ışıktır; Yoksa farkında değil misin ?)
Gülümser o akşam eşi geldiğinde onu kapıda karşıladı.Ceketini elinden alıp asarken terliklerini önüne koydu.
" Hatun hayırdır ?"
O ise kekeleyip durdu sadece.
" Hiç beyyy içimden geldi "
Hemen mutfağa giderek sofrayı hazırlamaya koyuldu.Bir yandan da nasıl söyeleceğini düşünüyordu umarsızca.
Yemekte herkes sus pus tabağındakilerle ilgileniyordu.Çocuklar biraz dersler hakkında konuştuktan sonra içeriye gittiler.
Gülümser hemen kahve yapıp getirdi ve yanına oturdu.
" Ne bakıyorsun öyle hatun ? Bir şey mi diyeceksin ?"
Ellerini ovuşturup duruyordu ; yüreği ağzındaydı.Ama bin kere ölmektense bir kere ölürdü.Veee...
" Sana sormadan bir iş yaptım ama ne olur bana kızma ve dinle ."
Kocasının yüzü sinirden kıpkırmızı olmuş ,gözlerini hiddetle açtı .
" Ucu çapanoğlu çıkacak yaa .Madem sinirleneceğimi biliyordun niye yaptın?"
" Hani kayıp aranıyor programı var ya..." Sesi kısılmıştı korkudan.
" Ne olmuş ?"
Hem titriyor, hem de ağlıyordu.
" Bir vurdum mu bir de duvar çarpar.Doğru dürüst zırıldamadan anlat şunu."
" Biliyorsun...Oğlumuz...Offff."
Adamın gözlari faltaşı gibi açılmıştı...
" Yoksaaa....Yoksaaa...?"
Yanından hızla kalkıp kapının oraya gitti kaçarak.
" Evet mektup yazdım,bana araştıracaklarını söylediler."
Gülümsere bir tokat atmak için ayağa kalktı ,o elinle başını sakladı.
" Sen eceline mi susadın .Başımız belaya girecek şimdi.Niye bıraktınız diye sorgulayacaklar bizi."Tam vuracaktı ki vazgeçti. Beti benzi atmıştı.İçerden çocuklar da gürültüye koşmuşlardı.
" Ne halin varsa gör ; ben yokum bilesin." Bu kez taş gibi sert olan yüreği paramparça olmuş koskoca adam ağlıyordu.
" Anne...baba neler oluyor ?"
" Kayıp olan kim ?"
" Neden ikiniz de ağlıyorsunuz ?"
" Daha sonra anlatacağım size yavrularım ne olur şimdi soru sormayın bana ."
( Gerçekler o kadar acı ki ; sadece ağzın değil ,yüreğin de yanar.)
NEŞE KIZILYAR
SEVGİLİ CAN DOSTLARIM ÖYKÜM SİZLERLE DEVAM EDİYOR...
.
YORUMLAR
Merakla takipteyim Neşe'ciğim, Rabbim hiç bir çocuğu anne babasından ayrı düşürmesin, sevgilerimle.
GÜLDESTE
her bölümde bir merak
her bölümde ayrı bir heyecan
kutlarım arkadaşım
yine akıcı bir bölümdü
sevgilerimle
GÜLDESTE
Taşlar yerine oturuyor yavaş yavaş.Merakla kendini okutturan bir paylaşımdı.Tebrik ediyor, gönül dolusu selam ve sevgilerimi sunuyorum...
GÜLDESTE
GÜLDESTE
ablam parantezleri açıp kapatırken ben o parantez aralarında kaldım.hüzün yüklü bulutlarda gezinen gözlerim kayıplara karışmış bir karnın içinden çıkıp annesinden, bir annenide karnındakinden çok atan yüreğini okuttun bana şimdi elimde olsa inanki onu bende aramaya çıkardım....
YÜREĞİNE SAĞLIK ANNEM
ELLERİNDEN ÖPTÜM.....
(bu arada ayşe annem neden çok üzgün ? )
GÜLDESTE
DİLEK YILDIZI
ilk defa sizin yazınızla karşılaştım ve beğenerek okudum yazınızı güzel bir konuya değinmişsiniz kutlarım yazan kaleminizi
saygılarımla
GÜLDESTE
Şimdi işler karışacak desene arkadaşım, çocuğunu bulan aileye mi yanmalı, o çocuğu kendi çocuğu gibi büyüten aileye mi bilemiyorum. Kalem ne yazsa okuyacağız. Tebrikler.
Sevgilerimle.