- 2145 Okunma
- 16 Yorum
- 0 Beğeni
Şeytan Bunun Neresinde?
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Yakın tarihten küçük bir anekdotla cümleye başlayalım;
Süleyman Demirel ile Bülent Ecevit’in birbirlerine küs oldukları bir dönemde, bir etkinlik için bir araya gelmeleri gerekmiş ve ortam gereği iki küs parti lideri tokalaşarak birbirlerine selam vermişler. Bunu gören zamanın gazetecilerinden biri Süleyman Demirel’e dönüp "sayın Demirel siz sayın Ecevit ile küs değil miydiniz, niçin elini sıktınız?" sorusunu yöneltmiş. Bunun üzerine pratik cevaplarıyla tanıdığımız Demirel şu yanıtı vermiş gazeteciye "Elini sıkmayacaktım da neresini sıkacaktım?..."
Neresini sıksak, nasıl karşılasak da ağırlayıp gecenin boşluğuna doğru uğurlasak yaşadığımız ülkenin çeşitlenen gerçeklerini. Bu gerçeklerden biridir medya ve televizyon, yayın ve yayım... Görsel sunum araçları diye genelleyebiliriz aslında televizyonculuk ve yayın-yayım sektörünü. Gittikçe gelişen çeşnisiyle aslında medya ve televizyonculuk ülkemizde büyüyen, büyüdükçe de gücünü hissettiren bir konumdadır. Aynı zamanda ülkenin aydın yüzü olmaya, gelişimin önemli bir parçası sıfatına da namzet olmalıdır.
Gelin görün ki televizyon yayıncılığında eleştirilecek ne çok şey vardır. Sıralamayı denesem uzun bir liste oluşacak önümüzde. Uzun listenin içinden yalnızca bir tanesini getiriyorum şimdi beyaz kağıdın üstüne kalemin ucuna.
"Sihirli yaşamların sözcükleri, sihirli sanılan yaşamların sözcükleri, sihir sanılan yaşamlar, sihir ve yaşam."
sihir, gerçeklik, yaşam ve çocuklar...
Bir pazar dinlencesinde televizyon izlerken kanal değiştirme hakkımı sonuna kadar kullanırken üç televizyon kanalının üçünde de sihirli hayatların işlendiği çocuklara yönelik hazırlanmış dizilere rastladım. Kanalı değiştirdim, herkes gibi seçeneklerin arasında gezinme tercihimi kullanmış oldum. Oldum da orda bırakmak istemedim konuyu.
Belki de her kişi farklı düşünecektir bu konuda ama ben bu tarz dizilerin küçük dimağları olumsuz etkilediğini düşünüyorum. Ne yazık ki hayat sihirli değneğinizle ya da ağzınızdan çıkan bir sözle birlikte değişmiyor ya da yaşamı güzelliştirmek, organize etmek için sihre ve büyülü bir yakınınızın yardımına ihtiyaç duymuyorsunuz. Gerekli olan yalnızca kendi benliğinizle, oluşmuş bilincinizle biçimlendireceğiniz, çabalayacağınız bir hayattan ibaretken üstelik. Bu dizilerin küçük beyinleri gerçeklikten alıp götürdüğünü, salt hayalden ibaret bir hayat sürme fikrinin beyinlerine kazındığını ve ne yazık ki izlenebilirlik uğruna farklı kanalların bir birinin kopyası "çakma" diye tabir edebiliriz yapımları çocukların önüne sürdüklerini düşünüyorum. Taze zihinlerin yaratıcılık ve hayal gücünü geliştirici yapımların olduğunu da inkar edemeyiz ve diğerlerini nasıl eleştiriyorsak faydalı olanları da aynı seviyede yüceltmeliyiz.
Ne söylenir çoğunlukla televizyon programlarını eleştirenlere ’kanal değiştirirsin olur biter...’ Hayır efendim kanalı değiştirince olup bitmez. Çünkü televizyonculuk/medya dediğiniz unsur misyon yüklenir sırtına. Onun toplumun önünde görevleri vardır, nasıl ki hitap etmeyi bilir, fikir çoğaltmayı fikri yaymayı bilir, bunun içindir içinde barındığı bütünün ışıldayan yüzü, bağımsız, yansız yayın yapma anlayışı, çok izlenebilirlik uğruna, rating uğruna değerler heba edilmemelidir. Bana kanal değiştirme hakkını sunan sistem aynı zamanda eleştirme hakkını da sunduysa, gördüğüm ve kendimce yanlış bulduğumu eleştirmeliyim, eleştirmeliyiz...
Görüntülü kutunun karşısından ayrılarak kendimize düşeni yerine getirmiş olmuyoruz. Sormalıyız kendimize ve herkese şimdi acaba
"Şeytan bunun neresinde?"
.
YORUMLAR
Şeyten bunun her yerinde.
siz ideal olan yayın ahlakından bahsetmişsiniz yani kitabi bilgilerden ama gelin görün ki teori ile pratik şu sevilesi ülkemde hiç ama hiç bir zaman uyuşmaz. ' Elin Alamanyasında' uyuşur amma velakin oradan buraya gelinceye kadar işler tersine döner. Döner ama kimse de yadırgamaz, yadırgayan yadırganır ama olayo kimse görmez, duymaz üzerine bile alınmaz...
Saygılarımla...
Necla Kezban Turan
teşekkürler.
Necla Kezban Turan
Sizi tebrik ederek yazınız ve düşünceniz hakkında, ilk aklıma geleni yazmak istedim.
Bende sizin gibi çocuklara yönelik bir çok filmi ve eğlence programını onaylamayarak ve üzülerek izledim..Başta sizin dediğiniz gibi sihirli diziler, bez bebek vede sihirli annem gibi saçma sapan ve o çocuk dimağlara yanlış öğretinin dışın bişey bırakmayan diziler..Ayrıca hayvanların filimlerde asıllarına uygun olmayışları, konuşmaları ve bunun çocukların üzerinde ki etkisinin oldukça yanlış ve de doğru olmadığını düşünüyorum. ..
.....aslında televizyon en iyi zihin kontrol cihazlarından bile işlevseldir,artık bir anne bir baba ,bir öğretmen olarak zihinleri istenilen tipte sürü klonlayan bir makinadır,mutsuz kadınlar ve erkekler için
hiç bir eğitim televizyon gibi kople ,spantone ,yaygın ve toplumun değer yargılarını kökten değiştiremez,vel hasıl ayakta rüya gördüren zihin uyuşturan afyon tabletidir,iktidarın şakşakçısı ,bilgi defarmasyonu, yapan egemenlerin her gün 24 saat evimize soktuğu propaganda cihazlarıdır,
sadece dizi değil ,her şeyiyle toplumu yeniden istedikleri gibi dizayn etmek isteyen ,korkak pısırık zihni uyutulmuş bir neslin totemi olmuştur,parayı bastıranın istediklerinin alenen yanlış olduğu ortada bile olsa sözde satılmış prof,dr ,gazeteci çıkararak sabahtan akşama bangırtatan yeni toplum düzenin devamını ve gelişmesini ve yerleşmesini sağlayan oligorkların,pülütokratların
baskı ve yalan aracıdır, beslenmek için nasıl çöplüğe gidilmezse bilgi almak içinde çöplüğe gidilmez televizyon eşittir,bilgi çöplüğü alınan bilgiler ancak zihinleri ve fiziksel vücudu hasta eder,
hastalanmak istiyenler ,uyutulmak istiyenler, televizyonla kendilerini ve ailelerini beslesinler,
yazı anlamlı yazarını kutlarım.
Gelin görün ki televizyon yayıncılığında eleştirilecek ne çok şey vardır. Sıralamayı denesem uzun bir liste oluşacak önümüzde. Demişsiniz bencede en önemlisini ele almışsınız yazınızda. Şeytan işi değil bu kul işi. Kapitalist düzen o kadar güçlü bi şekilde çarka sarıyor ki tüm insanlığın duygularını düşüncelerini.büyükleri bankalarla kredilerle bahis vs şeylerle sömürürken küçücük körpe beyinleride bu tür programlarla alt üst ediyor... Saygılar...
şeytan dünyadan ve insanlardan korkuyor artık
belki yeryüzünüde terk edip gitmiştir kim bile
o bir yanlış yaptı ve her şeyi kaybetti
ya insanlık ya bizler.
doğru olan kayda değer hangi marifetimiz var.
haz Ömer birini görevlendirmiş ve ona demiş ki
sen her gün aklşama dönünce "bu gün Rabbin için ne yaptın" diye soracaksın bana.
ve gece olunca bunu düşünüp saatlerce ağlarmış ben hesabımı nasıl vereceğim Allaha diye.
sihir büyü fal gibi bu çirkinlikler Rabbimiz tarafından Kuran ayetleri ile kesin ve kesin yasaklanmıştır ve yapıp yaptıranlarda lanetlenmiştir.
bunun şakası veya rolu ne yazık ki yok.
böyle olunca da düşünmek lazım tabi kaçta kaçımız bu lanetten kurtuluyoruz.
yapmasak dahi yaptırmasak dahi ortak oluyoruz izleyerek veya aman öylesine bir fincan çevirde anlat bakım diyerek.
kişi okuduğu ile şekillenir ve çocuklar yeni hazırlanmış bir çamur gibidirler.
hangi iz basılırsa zihinde o kalır.
görsel hafıza çok enteresan ve sırlı bir sahnedir aslında. sözler unutuluyor belki ama görüntü daha çok yaşıyor insan hayatında. bu tür çirkinlikler maalesef toplumu günbegün çileli bir sona sürüklüyor.
çok yazıp çok çok fazla konuşsakta önemli olan aile içindeki bireylerin bu tehliikeden haberdar olup yapmamaları. ve çocuklarınada bunu emredip seyrettirmemeleri olmalıdır...
ne kadar çirkindir bir babayı(k...)sıfatına sokmak...bu insan olan yüce varlığa yapılacak en ağır hakarettir...
Rabbimiz ben sizi en şerefli olarak yarattım diye nasılda öfkeleniyordur bu rezalet karşısında...
ve çirkinliğe susanda dilsiz şeytandır yine aynı zamanda...
ve ayrıca bir de kısa yoldan ünlü olup bol para kazanma hevesi uyanıyor genç zihinlerde..
yarının büyükleri bu gün akıl süzgecinde elenmedikçe asla bir emaneti ihanet etmeden taşıyacak olgunluğa erişemeyeceklerdir.
yükümüz çok ağır yol çok uzun..Rabbim yardımcımız olsun..
hz Ali buyururki
Hızlı yükselenlere imreniliyor. Oysa en hızlı yükselenler toz duman saman ve tüydür.
evet yükselmek değil yücelmektir önemli olan...
çok sevgimle...kalın dua üzre...
Lodoš
Necla Kezban Turan
Haklı bir eleştiri.
Diziler birbirinin çakması hep:)
Bu da taklitçilik yeteneğimizden kaynaklanıyor.
Hele de bahsettiğiniz sihirli dizilerin çocuklar üzerindeki olumsuz etkisi tartışılmaz.
Hani vatandaş haksız gelir dağılımı sebebiyle çoğu hayalini gerçekleştiremiyor ya, 'sizin hayallleriniz ancak böyle sihirlerle gerçek olur, en iyisi unutun' demeye çalışıyorlar sanırım.
Kutlarım yaraya parmak basan kalemi.
Selam ve sevgimle.
Necla Kezban Turan
aynı derten muzdaripim:(
adamı köpeğe çevirmiş ve inatla 3 senedir o adam it şeklinde yansıtııyor kızım bana birgün dediki
baba sen neden köpek değilsin dedi!!!
7 yaşında bir kız çocuğu babasına bunu dedi..
meselenin özünde ö z e n t i var..
anlamlı yazı okunması gerek..
sevgiler Saygılar.