Günlükler - 1
30 9 2003
Suyun yüzünde görünen ayrı,dip ayrı.İstediği yöne mi akıyor sular ? Ya taşlar,göründükle- rince sert ,kara mı ? Yoksa parlak ışıklı mı ?
Ceplerimi karıştırsam ,ellerimi bulur muyum ? Ve ellerim gül olsa ne çıkar ..
Bütün insanların insanlık suçlarını ayıplıyorum. Bu ayıpları tüm zerrelerimde hissediyorum.
Nasıl güzellikler büyük bir coşku veriyorsa , acılar da aynı oranda acıtıyor.
İkinci dünya savaşı sırasında yahudilerin dramını anlatan bir film gösteriliyordu televizyon-
da .Bakmaya dayanamadım .Hem yahudilerin o zamanki durumuna üzüldüm, hem de şimdiki
durumlarına aynı oranda üzüldüm.. Şimdi yaptıklarının bedelini acaba önceden mi ödediler.
Zavallı insancıklar ,zavallı İsrail’liler, zavallı Filistin’liler.
2 10 2003
Kanun koyucular, işlerini kanuna uydururken, oyunlara baş vurmalar,karmaşıklıklar,bozuk-
luklar. Yok askeri yönetim , sivil yönetim. Demokrasi filân da yok. Kral ve soytarıları..
Mahkeme kararı, açıkta kalan oylar. Gazetecilere yazmak konuları.. Konuşmak için parma-
ğımı kaldırıyorum. Sözlerimi benden başka duyan yok.Bilin ki hepinizi bir hayvana benzeti-
yorum . hayvanlar masum . Masum olmayan, bizim onları adlandırmalarımız. Buna uygun bir
sözcük bulamadım..
13 10 2003
Denizin örtüsü olur mu ? Buz tutar mı deniz .. ama tümden buz..Kim açtı denizlerin üstünü,
kuruttu , göle çevirdi önce , sonra kuruttu çöle çevirdi. Canlanın denizler. Ey gücüm eleri-
nin örtüsünü kaldır. Belki kuru bir toprak değildir.Neden damlacık su deniz olmasın ? Neden
tuzlu suyundan balıklar tutulmasın ?Ey en parlak yıldız ! Hep aynı yerinde misin ? Yakınımda
olduğunu bilmem gerek.Gücüm başka bir güce,başka bir ışığa bağlı. İnsanlar birbirine yıldız
uzaklığında..
4 10 2003
Elimizde mi insanlara yaklaşmak ?Bir evin kapısını açıp çıkıp gitmek ; özgür,çiçekli, yemye-
şil tepelere. Sonra ya bir fırtına kopar da dışarda kalırsanız? Kulübe gibi kadar kapısı önün-
de.Kapı yumruk yemiş bir baş gibi şişerse.Düşler mi gerçek ?Gerçekler mi düş ?Artık bir göl
kıyısındayım , şiir yazacak saatte değilim ama şiirin içinde dinlenmek istiyorum . Söğüt göl-
gesi altında dinlenmek istiyorum.Söğüt gölgesini getiriyor bir dizenin güzel olması.güzellik-
ten öte , gerçeği yansıtması . Hiç bir zaman, tüm bir hayat yaşayamıyor şiirde, alıntılarla
yetiniliyor..
5 10 2003
Yeşil , çiçekli, aydınlık tepeleri çok seviyorum.Ağaçlı , çiçekli bir yolda yürüyorum.çok yük
sek bir tepenin üstünde bu yol. Ağaçlar arasındaki o şirin evlere ulaşmak istiyorum. hiç bir
istediğim olmadığı gibi, bu isteğim de olmuyor. Geniş yol git gide darlaşıyor, kayaların ara-
sından yürüyorum.Kardeşim ve kızım önümden gidiyor.Yanım başka insanlar da vardı oysa
hiç kimse kalmıyor.Korkuyorum çünkü yalnız başıma yolumu kaybetmekten her zaman kork
tum. "Bir kez yolumu kaybettim de kâbus görüyorum sandım ." Dar kayalık yol bitince, bir
düzlüğe indik.Kucağımda iki, üç yaşındaki haliyle kızım vardı.
Burası benim adını bilmediğin bir şehir.Kızım kucağımda düz yolda yürürken bir adamla kar
şılaşıyorum.Daha doğrusu adam yanıma geliyor.Adam kırk yaşlarında, mavi gözlü ve çilli.Or
ta boylu sayılır.Yanıma yaklaşan bu adamdan için için korkuyorum. Korkumu belli etmmeme
ye çalışıyorum.Sürekli beni bir yere götürmekten söz ediyor.Bana kötülük yapmasını önle-
mek için babamın bu şehirde oturduğunu söylüyorum , inanıyor.Yüzündeki düşmanca çizgi
siliniyor.
Bir süre yürüdükten sonra , çirk kokulu bayağı uzunca bir dam gibi kapalı bir geçitten ge-
çiyoruz .Biraz daha yürüyünce kendimi avlusu olan küçük bir evin önünde buluyorum.Ailem
içerdeymiş.Erkek kardeşimi görünce seviniyorum. Yanımıza bir çingene gelip para istiyor.
Yüzümüzü çevirip para vermiyoruz. Kardeşim, çingene ayakkabı çalıyor, dün de babamın
ayakkabılarını çaldı diyor.Bu anlattığım bu gece gördüğüm bir rüya.Yaşadıklarımın simgelerle açığa çıkması.Diliyorum düşümde gördüğüm bütün engelleri aşarım da özgürlüğü
me kavuşurum. Ben almayı değil vermeyi seven bir insanım..
YORUMLAR
hayırolsun gardaş
bizde rüya anlatana böyle denir
o da üşenmez herkese ayrı ayrı teşekkür eder
"hayrın garşı gelsin"
"bunu demezsek ne olur" dedim küçüklüğümde
"çok günah" dediler
"Allah daş eder" deyende oldu
"ebi-ceddi cennet yüzü göremen" deyende
başka şeylerde
ama ateşe dokunmuşum gibi yanar bir yerlerim
böyle cevap vermediğinizde
ben birilerine anlatıp da hani günaha sokmayayım diye anlatmaktan vazgeçtim
şimdilerde hatırlamıyorum artık oysa
yastık cımcılık ıslanmış oluyor sıkıntılarımdan olmalı
tebrikler
glenay
Ama sizi Edebiyat defterinde göremiyorum.
Hala yazıyor musunuz?
Çok teşekkürler,
selamlar saygılar..
İbrahim Çelikli.
Günlükler nesnel icerik tasiyorsa, insanlarin yasamsal hallerde ögrenecekleri
seyler olabilir. Günlükler kurgu olarak yazilmamali. Günlük tutman güzel. Yazimda
kücücük, hatalar olsada, okuyucularin begenisi önemli; Güzeldi sevgi ile.........
glenay
daha doğrusu kim merak ederki...
selâm ve saygımla..
glenay
yazmaya devam etmeyi düşünüyorum ..
sevgiler..