- 627 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
MADAM SOPHİE (HÜZÜN’LE SÖYLEŞİ)
Gördün mü Madam Sophie, dalga geçiyorlar bizimle;
‘Çiçeklerimi kedi yemiş!’ Pencereyi de açık bırakmadım
oysa ki! Peki ya sen kapıyı aralamış mıydın o gangsterlere?
Gülüyorum sadece, ne kadar da dar bu insancıkların pencereleri! Ya da biz de bir tuhaflık var, fazla geniş kanatlarımız; uçakların pervanelerine takılıyor uçmaya çalışırken!
Yorgo’nun eski, köhne meyhanesinin yolunu da unuttuk nicedir, ne içtik de çarptı dersin böyle gündüz gözüyle?
Efendim? Hayat mı çarptı bizi diyorsun? Haklısın belki de, hadi biz geliyoruz buralara, hayallerimizi hiç sürüklemeyecektik peşimiz sıra!
Ne oldu, üzdüm mü seni yoksa? Sarardın birden, rengin attı! O adam geldi aklına yine biliyorum; erik kurusu gözlerinin ardında koca bir uçurum olan, o adam! Hatırlıyorum, belki çocuktum ama bilirsin hafızam iyidir; mutluydun o adamın kollarında, o da mutluydu sanki. Gülerdiniz hep şen kahkahalarla! Siz birbirinize bakarken hep vals ediyormuşsunuz gibi ayaklarınıza tempo tutardım; çocukluk işte! Yalanın anlamını sana hayranlıkla bakan o adam seni terk ettiği gün öğrenmiştim ve ilk kez bir insan şaşırtmıştı beni; hayal kırıklığı bu olmalıydı! Artık insanlara şaşırmayı bıraktım ve yeni kırgınlıklara yelken açmamak için hayal kurmayı da!
Çok mu üzdüm seni? Özür dilerim güzel Madam! Ben seni saçlarında günışığı, eteklerini bahçemizde sürükleyerek neşe içinde dolaştığın hallerinle anımsıyorum hep! İçimiz kıpır kıpır olurdu, bahar gelmişçesine çiçek açardı kalbimde rengârenk! Kıskanırdım da seni, ne asil kadındın sen! Hala da öylesin ya, hüzünlü bakışlarının ardında bambaşka bir dünya saklı!
Sen öğrettin bana unuttun mu, yaşadığımız dünyadan farklı bir dünya daha olduğunu ve canım her acıdığında o dünyaya sığınmayı…
Aşk biter; şefkat ve merhamet kalırdı insana ve herkesi sevmek gerekirdi hesapsızca, en başta kendini sevmeliydi insan! O kırmızı cumbada az mı dinledim senin öykülerini! Yine anlatır mısın bir gün yağmur altında yürüyen sevgilileri, iskelede el ele tutuşup güneşin doğuşunu izleyen aşıkları, göz göze dans eden adamla kadının aşkını! İnanmaya ihtiyacım var Madam, bu dünyada hala güzel duygular olduğuna inanmaya ihtiyacım var. Ne için yaşıyoruz bilmeliyim ve aynaya baktığımda gülümseyebilmeli içimdeki çocuk! Elbette ki bir tek sen kırgın değilsin bu hayata; ben de kaybettim, hayat kazandı! Belki herkes kaybetti de kimse fark etmedi!
Huzur bir gün kapımızı çalacak mı dersin?
YORUMLAR
Sen öğrettin bana unuttun mu, yaşadığımız dünyadan farklı bir dünya daha olduğunu ve canım her acıdığında o dünyaya sığınmayı…
Aşk biter; şefkat ve merhamet kalırdı insana ve herkesi sevmek gerekirdi hesapsızca, en başta kendini sevmeliydi insan! O kırmızı cumbada az mı dinledim senin öykülerini! Yine anlatır mısın bir gün yağmur altında yürüyen sevgilileri, iskelede el ele tutuşup güneşin doğuşunu izleyen aşıkları, göz göze dans eden adamla kadının aşkını! İnanmaya ihtiyacım var Madam, bu dünyada hala güzel duygular olduğuna inanmaya ihtiyacım var. Ne için yaşıyoruz bilmeliyim ve aynaya baktığımda gülümseyebilmeli içimdeki çocuk!
..
Yazının kurgusu çok güzeldi, favori listeme ekliyorum. Bana göre yazıyı eklerken ufak hatalar yapılmış, siyah üzerine, mavi okunabilecek renk değildir, düzeltirseniz okuyucu kitleniz artar. Yazının bazı yerlerinde boşluk bırakılması gerekiyor, eğer onlara da dikkat eder tekrar düzenlerseniz, Madam Sophie (HÜZÜN'LE SÖYLEŞİ) kusursuz bir yazı olur.
SEVGİMLE.