- 657 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Günlük 1-2-3
1. Günlük
Hormonel ergen zamanların ve
Gri, lacivert tonlarda bir hayatın
Maviye çalan gömleğinin içinde
Okulumun 401 numaralı elemanıydım
Ki o yıllarda kaşı çıkılamaz bir zaaftı
Modayı istikrarlı bir biçimde takip etmek
Mevcudun tümü gibi bende
Sivilceli hayaller kuruyordum
Yeşil kaplı bir deftere aynı günde
Aylık aylaklığımı yazıyordum bende
Bu bize verilmiş bir görevdi ve
Renkli ergenliğimizi anlatmalıydık
Düzenli günlük tutmayanlar için
Günün erken boşalma hallerini
Hatırlamanın en uygun yeriydi
Ve orgazmın doruklarındaydık
İyi bir not ortalaması sağlamanın
Kalan tek yoluydu bu bizim için ve
Kurtuluşumuzun kutsal mücadelesi
Bu ödevin yaprakları arasındaydı
İçimde kıçımı kurtarma arzusu
Kafamda defteri imha duygusu
Yaşanmamış bir günlüğün peşinde
Sonuçların açıklanmasını bekliyorum
Derken açıklanıyor, herkes sevinçli
Sırların saklanması gereğiyle
Dikkatlice koruyor herkes defterini
Ve ben aylığına kavuşamayan tek kişi
401 Numaralı suçlarımın kaygısı
Defterime kavuşamamanın telaşı içinde
Hocam benim günlüğüm nerede
Diye sormuş bulundum ve oturdum
Elimde ne suç aleti vardı nede ispatı
Anlayamadığım bir kaygının, korkunun
Eşiğinden inemez haldeydim ve
Tüm gücümle tekrar sordum, hocam
Unutmuşum sonra getiririm dedi
Bense kutsal emanetime yapılan
Büyük bir ihanetin tam ortasında
Eli, kolu bağlı çaresiz beklemekteyim
Tedirginliğimi anlamış olacak ki geldi
Meraklanma onu getireceğim ama sonra
Şimdi acele etme, güzel yazmışsın
Onu sevdim tekrar, tekrar okumak isterim
Kaygılarım daha da artmış, susuyorum
İçimde belli etmeme telaşı, şaşıyorum
Bir yanım mutlu, gururum okşanıyor
Diğer yanım tehlike çanları çalıyor
Yapılacak başka bir şey olmayışı
Beklide merak, bilmek zor ama
Böyle zamanlarda kaçmak erkekliğin
Diğer yarısı deyip sıvışıyorum oradan
İçimde başarmanın ve yüz almanın saadeti
Kıçımdaysa ifşa olmanın esareti var
Kırk tilki kovalayıp değdirmeden kuyruklarını
Evimin yolunu tutuyorum teslimiyetle
Bir kurtuluş ümidiyle yazdığım
Teslimiyetimin yüzlük belgesi oluyor
Ve bir kadının ellerinde kendimi
Yüzde elli erkekliğimle bırakıyorum
2. Günlük
Yeşil kaplıya kavuşma arzumla
Devrolan gündeyim, mektepteyim
Ders aralarında bırakılan boşluklar
Ki oksijensiz teneffüs saatleri bunlar
Kaygılarımı kurtaracak boşluktayım
Hoş, bugün o boşluklardan ibaret
Anlatılanların hiçbirini dinlemedim
Aklım yeşil kaplı akıbetimde çünkü
İşte yürüyor, koridorda, göz gözeyiz
Merdivenleri dönmek an meselesi
Kahrolası kapıyla merdiven arası
Bir bakıştan da kısa bir mesafe
Yinede gözlerim gereğini söyledi
Kafasının içindeki neydi bilmiyorum
Bir gizem var, hissediyorum
Ama yinede ilerleyemiyorum
Öylece süzülüp indi merdivenleri
Gözleri sanki bekle diyordu yine
Aynı şeyleri düşünüyoruz gibi baktı
Oyuna birlikte karar vermiştik
Tek sorun ebe oluşumdu benim
Bir sonraki aralığı beklemekteydim
Sabredilecek 45 dakikam vardı ve
Belirsiz, çekilmez bir ders saati daha
Suçluydum ve kendimi ele vermiştim
Bunu yalnız ikimiz biliyorduk belki
Ya da öyle düşünmekten alamadım
Suça ortak olmak mı asıl derdi, anlamadım
Hoşuma gitmeye başladı bir yandan da
İç çekici bir gizemin ortasındaydım
Derken birçok aranın hakkından geldik
O kaçtı ben kovaladım, hiç yol alamadım
Zamanını bekliyordu oda ve sabırsızdı
Aslında bir farkı yoktu durumumuzun
Beklemekte aynıydı, bekletmekte
Geri sayımın papatyasıydım, bekledim
Ne yapmak istediğini biliyordu
Seçilmiş 401 numaralı elemandım
Emin olmak mı istiyordu acaba
Okuduklarına kapılmış, inanmışmıydı
Zil çaldı, günün son zili git diye bağırdı
Artık yapılacak hiç bir şey kalmadı
Bir gün daha bitti ve bende bittim
Yorgun, sıkkın ve şaşkındım, toplandım
Çoktan az, azdan çok saatler geçirdim
Beklide vazgeçmeliydim yeşil kaplıdan
Hafızamdan çekilmiş bir kopyaydı günlük
Ben o günü hiç yaşamadım, demeliydim
Koridordaydım, neredeyse herkes gitmiş
Aynı kahrolası kapının dönümündeyim
İşte yine karşımda süzülmek üzere
Bir kızgın bakış eşliğinde yürüdüm
Kimseye görünmeden yanıma geldi
Tedirgindi, çıkıyor musun diye sordu
O zaman anladım, beni bekliyordu
Sıra bana gelmişti ve bozmadan istifimi
Birazda umursamaz, evime gidiyorum
Odanın kapısı açıktı, büyük bir masa
Üzerinde de küçük bir koli görünüyor
Beklide büyük bir tuzak, kolide saklı
Taşıyamadım bana yardım edermisin
Umursamayışıma iştahla devam ettim
Beni bekletmesinin kızgınlığı var içimde
Gitmeliydim ama yinede evet dedim
Aslında çok ağır değil dediğinde bile
Sadece niyetinin beni yormak olmadığını
Kendisinin de taşıyabileceğini anlatıyordu
Bense oyunun sonunu görmek istiyordum
3. Günlük
Bu kez merdivenlerden birlikte süzüldük
Her zamankinden farklıydı, ikimiz içinde
Bir öğretmen nezaretinde yürüyordum ve
Hiçbir disiplin suçu işlememiştim
Kitap taşıyordum, kalın, sıkıcı kitaplar
Yürüyüşümde bana eşlik ediyorlardı
Yada, yeşil kaplı kurtuluşumun nedeniydiler
Bunu anlamak zor olmadı, yol kısaydı
Konuşmak için bir neden bulmak istiyordu
Ama önce aradaki resmiyetten kurtulmalıydık
Ara, ara yolla ilgili saçma sapan sorular soruyor
Beni cevap vermek zorunda bırakıyordu
Asıl mevzunun adresi, bu yolculuk değildi
Bunu anlamak hiç de zor değil, tedirgindi
Önce kendisini güvende hissedeceği yere
Kendi mabedine gitmek istiyordu
Yolda gereksiz bir sürü konu konuştuk
Niyeti beni az zamanda, çok tanıyabilmekti
Anlamak için bir çaba göstermiyordum artık
Sonucu görmek için heyecanlanıyordum
Zurnanın zırt dediği yerdeydik, kapının önünde
Suskunluğun başladığı yer nedenini açıkladı
Elini çantasına attı, anahtar sesleri geliyor
İyice karıştırdı çantayı, nefesi, kalbi hepsi orada
Anahtar sesleri, kapı gıcırtısı, ikimizin nefesi ve
İçeriden hafif bir nem kokusu geliyor, havasız
Sigara kokusu keskin, belliki biraz pasaklı
Ayakkabılarını içeride çıkardı, bana bakıyor
Kapı önünde dikildim, koliyi almasını bekliyorum
İçeriye bakmamaya çalıştım ama baktım
Bana bakıyormuş gibi ama dışarı bakıyor
Bir gören odlumu diye düşünüyor olmalı
Belliki bir yasağı çiğniyoruz, koli elimde
Koridoru işaret etti, iyice içeri doğru parmağı
Elimden almak istemediğini, beni içeri çektiğini
Bunu girmem için yaptığını anladım
Koliyi ona doğru uzattım, alması gerekirdi
İçeri girmek istemediğimin bir ifadesiydi bu
Şuraya bırakabilirsin dedi, koridor dardı
Yerler eskimiş marleydi, salon kapısı açıktı
Kafamı içeri doğru uzattım, girmeyeyim
Rahat davranmaya çalışıyordu, gir lütfen
Hızlı bir hamleyle bırakıp çıkmaya çalıştım
Bırakmamla kapının kapanması bir oldu
Çok teşekkür ederim, seni yordum diyordu
Önemli değil, bunu oda biliyordu, ama söyledi
Kapının önünde bir engel gibi duruyor
Rica ederim, görüşürüz diyerek yöneldim
Kapıya gitmek ona gitmekti, bekledim
Gitmemi hiç istemiyordu, biliyorum ama
Yapılacak başka bir şey kalmamıştı
Yeşil kaplıyı dedi, istiyor musun, unutmuştum
Oysa beni oraya çeken şeydi yeşil kaplı
Şaşkın, salak saçma bir adamdım
Bir yetişkin ustalığı bekliyordu benden
Bense bir salaklık abidesiydim, öylece baktım
Derken kurtarıcı hamleyi yaptı, kahve dedi
Yok, gideyim benle sıcak bir kahve arası
Çekişmenin ardından kendimi salonda buldum
Bir sandalyeye oturmuş kahvemi bekliyordum
Eski bir çekyat açık duruyordu, belliki kapanmıyor
Küçük bir sehpa, bir iki sandalye ve teyp vardı
Camın tam karşısında koca bir masa duruyor
Üzerinde baştan çıkartıcı mezeler ve rakı
Karafakiye su koymuş, rakı şişesinde istirahatte
Misafirleri gelecek belliki, bir sürü hazırlık yapmış
Bir şişede roza pembe şarap, hiç içmemiştim
Radyoda Müzeyyen fikrimin ince gülünü söylüyor
Ruhuma hitabeden bu masa yaşımı aşıyordu
Biran önce gidip rahatsızlık yermemek istedim
Kahveyi kabul etme pişmanlığı içerisindeydim
Perdeler kapalıydı, kirliydi ve içerisi loştu
Kitaplarını taşıdığım kadın öğretmenim bana
Kahve yaparak teşekkürlerini sunuyordu
Sade ve sert severim kahveyi, biliyor gibiydi
Ardı ardına kaç kahve getirdi hatırlayamıyorum
Artık gidip kurtulmak istiyordum üzerimdeki yükten
Misafirleri her an gelebilirdi, karşılaşmak istemiyordum
Yeşil kaplıdan, benden, hakkımda duyduklarından
İlk öğretmenlik deneyimi oluşundan konuşuyorduk
Sınıfta göründüğünden farklıydı, daha zarifti
Benimle hayranlık duyar gibi konuşuyordu
Ben heyecanla yeni şairlerden söz ediyordum
Bir edebiyatçı olarak fikirleri benim için önemliydi
Ara sıra durup gitmem gerektiğini söyledim
Bu dileğimi fazlaca dile getirmiş olmalıyım ki
Bir ara yüzüme baktı, salaklığımı anlamıştı
Aptal dedi, kimse gelmeyecek, sen geldin
Günlerdir düşündüren, korkutan anın ortası
Tüm taşlar yerini buldu, kurtuluş yoktu
Onca hazırlık, onca bekleyiş hepsi benim için
Kendimi hiç bukadar önemli hissetmemiştim
Sohbetin en edebi yerinden ellerimden tuttu
Beni kışkırtan, susatan rakının önündeydim
Artık geri dönüşü olmayan bir muhabbetin
Öğretmen, öğrenci sohbetinin çok ötesindeydim
Rakı bitince üzülmedim, pembeyi ilk kez denedim
Oysa rakıyla şarap arası bir yerde sarhoştu yada
Sadece hoştu, banyoya götürüp yüzünü yıkadım
Ben ayılsın istiyordum, o gücünü topluyordu
Benden biraz önde yürüyordu, öylece durdu
Gülümseyerek baktı gözlerimin içine
Yüzüme dokundu, elleri şefkatli değildi
Nefesi burnumun ucundaydı, sarıldı
Öyle sıkı sarıldıki bana o an anlayamadım
Başka hiç kimsesi yokmuş gibi sıkıyordu beni
Yada yıllar sonra kavuşmuşta hani
Bir daha kaybetmek istemiyormuş gibi
Geri dönüşü yoktu biliyorum, artık yoktu
İkimizde eskisi gibi olamazdık artık
Elmadan birer ısırık aldık, yasaklandık
Elmada elma değildi tüm vitamini biz aldık