- 1001 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
SİREN SESLERİ
Bu sefer acı acı çalıyor siren sesleri...
Bir evin önünden ağır ağır kalkıyor ambulans. Sonra aralıksız yol istiyor, ölümle yüz yüze gelmiş bir beden yatıyor içinde; kapısının önü kalabalık, iki üç hecelik yer kalıyor
Söylenmeden.
Acı bir inleyiş siren seslerinden dökülen.
"İmdat “diliyor en yakınları, kalabalık evin önünde. Sedyeye uzanmış güçsüz, yarı canlı bir beden...
Yine aralıksız yükselen sesler...
Bir düğün alanından. Patlayan fişeklerin gürültüsü korkutuyor bir an o siren seslerinin korkunçluğundan. Mutlulukları yaşayan, sevgiyi doruklarda hisseden iki yüreğin yarınlar için verdikleri sözün yemin gecesi bu düğün. Ümit edilen yarınlarda birlikte yürümeye kararlı iki yüreğin mutluluğu paylaşılıyor herkesle.
Bir yerde acı acı çalıyor ambulans siren seslerini. Bir yerdeyse bütün acılara inat mutluluklar paylaşılıyor herkesle. Bir yer kaybedişlere hazırlıklı; korkularla perçinleşiyor, Yaşar bir umut. Bir yerdeyse ne korkudan, ne kederden ses vardır. Mutluluklar işlenir her bir notada.
Zıtlıklar yükseliyor iki farklı yerden de...
Birinde; bir yerlerde ayrılık korkusu, acının sirenleri çalıyor; diğer yandaysa mutlulukların habercisi fişekler patlıyor. İyi dilekler sözde kalsa da isteniyor en umutlusu hiç bıkmadan.
Sokağın başlangıcından sonuna dek bir kalabalık görünce onun kötü şeylerin habercisi olmasından daha korkunç bir şey olmasa da uzaktan gelen mutluluğun sesleri buruk bir sevinç bırakıyor.
"Hayata bak" diyoruz. Hâlâ bir hayat taşıyor omuzlarında dünya. Bir yerde korkulu bekleyişler sürse de bir yerde daimi mutluluklar var yarın için. Sonuç hep aynı olsa da gidişlerin en acısız olanını istiyor, bekliyor insan. Hangi ayrılık acıdan yoksun, katıksız huzursuzluklardan; Hangi gidiş daha umutlu, daha bir hayata bağlayan? Bugünü yarına ulaşılmaz yapan zaman olsa da "bu an" zamanın bize kendisinden verdiği bir şanstır yalnızca.
Bir yerde acının sesleri yükseliyorken, diğer yerde mutlulukları paylaşılıyor iki insanın.
Hayat böyle.
Bir gidiş, bir bekleyiş, bir korku bugünden. Acı acı çalan siren sesleri bir kaç dakika öncesinden.
Fişeklerin sesi daha yüksek çıksa da siren sesinden hüzünleri daha çok bırakıyor, hayatla daha bir yüzleştiriyordu siren sesleri. Sonucun o olduğunu biliyorken başka korkulara gebe dünyalara katıyorsun kendini. Patlayan fişeklerin sesi daha büyük bir gürültü bıraksa da geriye siren sesleri daha bir acımaklı çaldı bu gece. Her saniye başı bizi bekleyen bir sonu hatırlatıyor ve bir daha düşünüyoruz öylece.
Siren sesleri çaresizliğimizi belgeliyor bize. Acı acı kabulleniyoruz biz de.O hala içindeki bedeni iyileştirmenin peşinde. Yalnızca bir an bunu düşündüren, yalnızca birkaç sözcük bunu yazdırmaya sebep.
Ondan ötesinde hiçbir şey yoktu çünkü.
Siren sesleri çoktan çalmış, fişekler patlamıştı.
Ve her birimiz aynı yolun yolculuğunu kabullenmiştik artık.
YORUMLAR
Özlüyorum Sihirli kalemi:))Hasret dindi:)
Yüreğin sıcacık ayak izleriyle kendini belli eden bir yol gibiydi. Kum üzerinde yalınayak bir kalp ve çeversine yayılmış güneşi susturan avuç avuç su. Her şey hayata tutunmaya çalışmayı bir alışkanlık haline getirmemizle başladı. Rutin ve tatsız gelmeler zamanla kelimelerimize bile sirayet etti. Sesleri çoğalttık ama zenginliklerini soyarak, çıplak bırakarak manayı. İşittiklerimiz bir mecburiyetti çoğu zaman tıpkı uykudan uyanmak gibi. Hiçbir şeyin sonsuz kalamadığını algıladıkça korktuk ama korkuyu da bastıran bir şey vardı içimizde.
Çok güzeldi sihirli eller. Dünyayı sizin gözünüzle kuşattık:)Tebrikler.