- 467 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
IŞIK SAÇANLAR VE GÖLGEDE DURANLAR
IŞIK SAÇANLAR VE GÖLGEDE DURANLAR
Yüce Yaratan, toplumlarda adaletin, hoşgörünün, barışın, emniyetin, hak ve hukukun tecelli etmesini arzu etmiştir. Hiçbir zaman zümrelerin, kişilerin veya ırkların birbirine tahakküm etmesine müsaade etmemiştir. Yüce Yaratan, arzularını yerine getirmesi için yarattığı insanların kendisinin halifesi olduğunu bildirmiştir. Bu vasfından dolayı insanoğluna, “Eşref-i Mahlûkat” denmiştir.
Yeryüzünde yaratılanların tamamı insanların emrine verilmiştir. İnsan olduğunun far-kına varıp, insanlığını gerektiği gibi yaşayabilenler; önüne çıkan aslanlardan, kaplan-lardan ve diğer yırtıcılardan korkmazlar. Zira Yüce Yaratan, insanoğlunu hayvanlar-dan daha üstün vasıflarla yaratmıştır. Vahşi canlılar, doğası gereği insanlara itaat edebilecek tarzda tasarlanmıştır. Günümüzde pek çok yırtıcının insan elinde nasıl ehlileştiğini ve nasıl insanlığın hizmetinde kullanıldığını rahatlıkla görebiliyoruz.
***
İnsanın gayesi; düşünülen ve eyleme geçirilen fiillerin insanların onurunu, izzetini ve şerefini yüceltmek olmalıdır. Buna “İnsan Merkezli Hal ve Davranış” denir. Yaratılış gayesinin ne olduğunu bilen insanlar kuşkusuz ki bilgisiyle, tecrübesiyle, adaleti ile ve ahlaki davranışlarıyla etrafına ışık saçarlar. Bu insanları ulu çınarlara benzetebiliriz. Zira etrafında pek çok karanlığa gömülmüş olan; yani ne maksatla yaratıldığını bile-meyen insanlar, bu ulu çınarın gölgesinde dururlar. Zamanla ulu çınarın ahlakından, insan merkezli faaliyetlerinden ışık alarak, ışık insan vasfına bürünebilirler. Bu defa onun gölgesi, karanlığa gömülmüş insanları bir mıknatıs gibi kendisine çekmeye baş-lar.
***
Sünepelik, insanlık tarihi kadar eskidir. Bu tür insanların ne eyleminden ve ne de söy-leminden insanlara fayda gelmez. Sünepeler, menfaatçi yaklaşımlar içinde olduğun-dan daima faydalanabileceği ışık insanlar ararlar. Onlar için ışık insanlar; fayda elde edebileceği varlıklı insanlardır. Sünepeler, gölgesine sığındığı insanların emrine gir-mekten, ömür boyu hizmetkârlık yapmaktan gocunmazlar. Onlar, kendilerine buyru-lan buyrukların ahlaki veya gayri ahlaki olmasına bakmazlar. Onlar için tek bir amaç vardır, o da gününü gün etmek ve rahatının devamını temin etmektir. Bu bakımdan, bu tür insanlara gölge insanlar demek sanırım doğru bir tanımlama olacaktır.
***
Bazı insanların liderlik vasfıyla yaratıldığını biliyoruz. Bu tip insanlar, zor şartlar altın-da bile liderliğin gereğini yerine getirebilirler. Ancak liderlerin de eylemleri itibariyle sınıflara ayrıldığını göz ardı etmemeliyiz. Lider vardır; niçin yaratıldığının farkında olarak hamle yapar ve hamlesini gerçekleştirir. O hamle, mensubu bulunduğu insan-lara büyük bir ışık olarak yansır. Lider vardır; etrafındaki insanlara zulümle hükmeder. Saltanatını kan ve gözyaşı üzerine tesis eder. Bu bakımdan, tarihin tozlu sayfalarını aralayıp baktığımızda, kan ve gözyaşıyla beslenen zalim liderlerin zulmünden bıkıp, gerçek lider arayan insanların olduğuna şahit oluruz. Zalimlerin de gölgesi olur; ancak o gölge kin ve nefretten başka bir şey ifade etmez. Bu tip zalimlere “Hayvan Tipler” demek yerinde olur.
***
Aile, bir toplumun temel taşlarıdır. Anne-baba ve çocuklardan meydana gelir. Niçin yaratıldığının farkında olan ebeveynler, insanın yaratılış gayesine uygun bir şekilde çocuklarını eğitip, yetiştirirler. Ailenin en nadide nimetlerinden olan çocuklar, ailesinin şerefli gölgesinde gölgelenirler. Anne ve babasının ve hatta dede ve ninelerinin ışık saçan sözleriyle ve güzel hareketleriyle mayaları şekillenir. Çocukların kişiliği işte bu aile ocağında şekillenir. Çocuklar, eğitilip büyütüldükten sonra kendi yuvalarını kurar-lar. Buna elbette anne ve babalar öncülük ederler. Çocuklar, ailesinden aldığı terbiye ile kendi ailesinin temellerini atarlar. Onlarda atalarından aldığı ışık ile evlatlarına ışık olurlar. Burada gölge insan konumunda olan evlatlar, günü geldiğinde kendileri ışık olacak ve evlatlarına ışık saçacaktır. Şayet, aile reisleri niçin yaratıldığını bilmiyorsa ve gayri ahlaki ve gayri insani haller içinde debeleniyor ise; (istisnalar kaideyi boz-maz) yetiştireceği evlatları da kendileri gibi olacaktır. Onlarda kurduğu veya kuracağı aile ocaklarında evlatlarına ışık saçan atalar olmak yerine, kötülük saçan ebeveynler olacaktır. İşte bu tip aileler bir ömür boyu gölgede beklemeye mahkûmdurlar. Çünkü bu tip insanlar veya bu tip aileden yetişenler sünepe tiplerden olacaktır. Sünepe tiple-rin gayesi insan merkezli olmayıp, menfaat merkezlidir. Kendi gayelerine hizmet ede-cek bireyler bulup, onların gölgesinde rahatının ve menfaatinin bekçiliğini yapacaktır.
***
Kukla tiplerin tarihi de insanlık tarihi kadar eskidir. Bu tür insanların kendilerine ait akılları, fikirleri ve projeleri yoktur. Bu kategoride anlamaya çalışacağımız insanların bazen yöneticilik, bazen devlet adamlığı yaptığına şahit oluyoruz. Kukla tiplerin ipleri egemenlerin elindedir. Egemen kişiler, kuklalarını istediği yönde hareket ettirerek ba-zen menfur, bazen meşhur amaçlarına hizmet ettirirler. Günümüzde global ve ege-men güçler, dünyanın dört bir yanından temin ettiği kuklaları sayesinde sömürgecili-ğin ve vahşetin temsilciliğini yapmaktadırlar. Egemen güçler, bölgesinde lider olarak görülen “Gölge Liderler” ini, siyaset uzmanlarıyla ve toplum bilimcilerin terbiyesi ile öylesine cilalayıp parlatırlar ki, bakanların adeta gözleri kamaşır. O kuklalar, egemen-lerin cilalama ve parlatma yöntemleriyle adeta insanların gözünde Devr-i Lider oluve-rirler. Gölge liderler yalan söylese de insanlar bunu fark edemez. İnsanların veya yö-nettiği ülkenin menfaatlerine aykırı projelere çanak tutsa da insanlar bunu anlayamaz. Zira toplum bilimciler ve siyaset uzmanları, yalanları ve talanları büyük bir ustalıkla kamufle ederler. Geliştirilen projelere bakanlar, yapılanların kendi menfaatlerine ol-duğu zannına kapılırlar. Ne acıdır ki; insan merkezli bir projenin şu ana kadar gerçek-leştiğini göremiyoruz. Bu noktadan hareketle şunu söyleyebiliriz. “Gölgede duranların gölgesi olmaz…”
Halit DURUCAN
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.