- 1508 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
UŞİ ŞATOSU....
1922 nin Kasımı oldukça ılık geçiyordu Lozanda...Soğuk sayılabilecek bir ayın son günleri olmasına karşın,üşüten bir durum oluşmamıştı...
Batı Anadolunun özellikle yüksek alevli havası,sanki buralara kadar vurmuştu.....
Bir hayli kalabalık sayılacak,Avrupada yüksek tahsil görmüş,ya da bu ülkelerde önemli memuriyet görevlerinde bulunmuş;Ankaralı bir heyetide misafir ediyordu bu tarihi kent..Nede olsa bir İmparotorluğun tasfiyesine başlanmıştı...Şark İşleri Konferansının açılış konuşmasını da yapan Ekselans Hab,Büyük Salonda Yürürken,Fransızca söylediği ’Türkler istemesini bilirse buradan alamıyacakları yoktur,çünkü biz büyük bir gücün,bu gün defterini hukuken kapatıyoruz.’Mürahhas Heyetler endişe ile bu sözleri dinlediler......
Türk heyetinden sadece Hasan Bey,gülümsiyerek karşıladı duyduklarını..
Uşi Şatosunun bahçesinde hızlı ve tedirgin adımlarla yürüyen üç bay,aralarında hararetle tartışıyorlardı..
-’Bak dedi doktor’ kısa boylu zayıf yapılı görünen.Batı Trakya meselesinde ısrarcı olmayalım..Yapmamız gerekli olan Pontusu Kradenizden çıkarmak olmalı...
Diğer ikisi soğuk duşa girmiş gibi oldular..Misak-ı Milliden daha ilk gün taviz veriliyordu..
Doktor söze başladı:
-Tamam Paşam! Pontusu Karadenizden çıkaralım da bazı gerçekleride gözardı etmeyelim...
Derinden ohhhh çekti,başını öne eğdi doktor; yutkundu ve devam etti:
-Paşam! Batı Trakyanın yüzde doksan üzeri Türk, buraları terk etmek çok büyük bir vebal olur..Bakın Yunanlılar Batı Anadoluyu yaktılar,yıktılar..Batı Trakyanın savaş tazminatı olarak istenmesi müzakereci devletlerden Yunanistan hariç tepki görmez..Onlarda birkaç gün panik yaşarlar,Rodosu ve birkaç adayı vererek işi başarırız..Hasan Bey , doktoru destekler sözler söyledi..Paşa sert bir şekilde gözlerinin içine bakınca,oda geri adım attı..
Doktora bakarak seslendi kısa boylu olan..’Daha devletimizi bile kurmadık..Yapılacak çok iş var, böyle teferruatlarda takılırsak,hedefe ulaşamayız..’
Oysa Mudanya Müterekesinden önce müzakereler sırasında,
Rumeli Müdafa ve Hukuk Cemiyetinin hedefi olan Usturma Nehrine kadarki bölge Yunanlılardan alınabilirdi...Ama madem bu kaçırıldı Mudanya Antlaşmasına göre İhtilaf Devletleri kontrolüne bırakılan;Bükreş Antlaşması gereği sınırları belirlenmiş Batı Trakyanın Türk Yurdu ilan edilmesi hayal değildi diye düşündü doktor...
Bunun teferruat olmadığını hatta,hatta Türkiye Büyük Millet Meclisinin de görüşü olduğunu söyledi Paşaya ..Rodopların kuzey yamacından Karasu istikametinde,Saros körfezine iniyorz;işte size Türk-Yunan sınırı..Yani Meriç Nehri değil,Karasu Nehri oluşturacak sınırı..’Bir müddet daha aralarında hararetle tartıştılar konuları...Paşa,ben meclisi bilgilendireyim diyerek telgrafhaneye geçti...Hasan Beyle,Doktor bir süre birlikte bahçede yürüdüler.....Fikir teattisinde bulundular...
Yabancı heyetlerle gülerek selamlaştılar....Yürüdüler ve tartıştılar...
Ertesi günü, hava Lozan için gerçek iklimine bürünmüştü..Parçalı bulutlu ve hafif yağmurlu...Belliki o gün olacaklara gökyüzü, gözyaşları ile katılıyordu..Şatodan, Otele çevrilmiş tarihi yapının konferans salonunda çıt çıkmıyordu...Oturum Başkanı İngiliz delege Lord Curzon;Türk heyetine döndü..Tarihi sorusunu sordu:
-Batı Trakya ile ilgili bir talebiniz var mıdır..?
Heyet başkanı İsmet Bey söz aldı , birazda titrek sesle:
-Yoktur Lord hazretleri....Statüsünün ne olacağına bölge halkı karar versin...
Lord farkettirmeden istediği cevabı almıştı.Zaten Harbi Umumi sonrası Bölge Yunanlılara verilmişti..Savaş Tazminatı bahanesi ile alınabilecek bir vatan parçası elden kaçırılmış, yüzbinler zulme terkedilmişti o gün..
Trabzon Mebbusu Hasan Beyin gözlerinden birkaç damla yaş akmıştı yanaklarına...Belli etmeden mendili ile sildi..Oysa daha 1913 sonlarında Yunanistan Devletinin bile tanıdığı ’Batı Trakya Türk Cumhuriyeti’kurulmuş 56 gün ömrü,Bayrağı ve Milli Marşı olan bu devlet,Balkanların ilk Bağımsız Türk devleti olmuştu..İttihat ve Terakkinin baskıları ile geri adım atılmıştı..Çok şey düşündü..Acaba Batı Trakya bu 56 günlük bağımsızlığa mı kurban edilmişti..?
Anlaşmadan sonra Batı Trakyanın varlıklı aileleri,bir yolunu bulup Anadoluya geçtiler ..Kalanlar da birçok zorlukla karşılaştı..Çok acılar yaşadılar..Bugün malesef etnik yapısı Yunanlıların lehine değişti..Lozan Anlaşmasını takan olmadı Batı Trakyada..
Uşi Şatosu o günkü toplantının rüzgarı ile Batı Avrupanın en fiyakalı konaklama merkezlerinden oldu..
Ha!!Unutuyordum anlaşmanın imzalandığı üç ayaklı masa bir kaç yıl önceTürkiyeye gönderildi..Çankayada sergileniyor..