Allah musta(-ha-)kını versin
Eskilerde ’’Allah mustahakını versin’’ diye bir deyim vardı,aziz okur.
Çok güzel bir anlamı vardır.
Allah neyi hak ediyorsan onu versin, demektir.
Bilen bilir. Açıklamam bilmeyen gençler için.
Bu bir duadır. Beddua değil.
İslamda beddua yasak gibidir. ‘’Şüpheden uzak durun’’ kuralına göre, yasaktır.
Çünkü yapılan her dua önce duayı yapana gelir.
Allah’ın cc. âdeti böyledir.
Bu değişmeyen kaideye Adetullah denir.
Eğer beddua ettiğiniz kimse gerçekten hak ediyorsa, yapacağınız beddua ona da uğrar, size de.
Eğer karşı taraf hak etmemişse (gerçekte, biz bunu asla bilemeyiz. Çünkü ameller niyetlere göredir. Niyet okuru olmadığımıza göre burada da şüphe vardır ve kaçınmak gerekir)o bedduadan yalnız biz zarar görürüz.
O nedenle yine eskiden kızılan yahut kınana kişiye ’Allah ıslah etsin. Allah hidayet versin ’gibi dualar edilir veya yukarıda belirtildiği üzere’ Allah mustahakını versin ’denilirdi.
Mademki laf açıldı, Mevlevi adetlerinden bir hikâyecik; ağızdan çıkan her kelimenin dua nitelikli olduğu kabul edilir; az konuşmak önerilir. Ayrıca zorunlu konuşmalarda da en olumlu kelimeler seçilir.
Örneğin; ışığı yak denilmez. Yakmak kemalde bir esmadır. Çok anlamlıdır.
Yerine ışığı uyandır denilir. Işığı kapat, ya da söndür yerine ‘’ışığı dinlendir ‘’denilir.
Hz Mevlana buyurur ki;
bu âlemde yani dünyada olabilecek her bir olay için misal âleminde sayısız ihtimal uyur. Siz ağzınızdan çıkardığınız lakırtılarla o ihtimalleri uyandırırsınız. Güzel kelimeler(anlam yönünden demek istedim. Çünkü kelimenin güzelliği anlamında gizlidir)söyleyin ki güzel ihtimaller uyansın. İnsanın kaderine müdahalesi buradadır; buyurur.
Bu açıklama aslında bir hadisi şerifin tefsiri niteliğindedir.’Bir organınıza sahip olun, cennetinize kefil olayım’ buyuran Rasuli kibriyaya sordular: hangi organ ya rasülullah.
O, mübarek eliyle kendi dilini tutarak , ‘’diliniz’’ , buyurdu.
Bir de atasözü hatırlatıp bitirelim.
’Dilim, dilim;
Sen ettin beni
Dilim dilim.
YORUMLAR
Sayın hocam..Öyle güzel ifade ediyorsunuzki;anlamamak ve uygulamamak elde değil.Sonsuz saygılarımı sunuyorum.
Hz mevla ve hz.Şems-i tebrizi ,ilham aldığım kitapkarını okumaktan büyük haz aldığım büyük evliya/lardan ikisidir.
Beddua aciz insanın işidir.Dediğiniz gibi dua ister dua olsun ister bed/dua,önce duanın sahibine uğrar.Oyüzden beddua ya asla hayatımızda dilimizde yer vermemeye gayret göstermeliyiz.Olabildiğince de bol bol bütün aleme ve kendimize dua etmeliyiz.
Temiz agızlar'a dua ettiriniz,eğer duanızın tesirinden şüpheniz varsa diye bir zatı muhterem'in kitabında okumuştum hatırlayamadım ama ismini.Kendimizden çok fahri aleme ve cevremize ettiğimizi dualar kesinlikle kabul oluyor.Ama buaradada o duaları RAHMAN eden içinde gecerli kılıyor demişti bir büyük maneviyat insanı.
Bunu sizdende duymak hoşuma gitti.
Haya ediyorum kendim için birşey istemeye ALLAH /tan,dünyada bukadar duata ihtiyacı olan kullar varken.
Okadar çok şey yazmak istiyorumki;adeta dilimin gönlümün kilidini çözüyor yazılarınız.
Okuduklarımın tasdikini sizden görmek gurur verici heyecanlandırıcı.
ve sayın hocam dil gönlün perdesidir .Perde kımıldadıkca arkasındaki güzellikler yada cirkinlikler ortaya çıkar.
Ozaman perdemizin arkasını güzelleştirelimki;perde olur olmadık yerde acılırsa mahcup olmayalım kullara ve RAHMAN/a.
Dil vardır rezil eder,dil vardır vezir eder.vezir olmak varken neden rezil olalım değil mi sayınn hocam.
Ve benim kırıldıgım insanlara en büyük ettiğim dua bu kelamdır hocam
ALLAH MÜSTEHAKINI VERSİN( ALLAH NEYİ HAK EDİYORSAN SANA ONU VERSİN) ANLAMINI TAŞIDIGINI ÇOK ÖNCELERDEN OKUMUŞTUM HOCAM..
ALLAH herkese hak ettiğini versin hocam :) saygılarımla!