- 640 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
HER ŞEY BİZDE SAKLI
Bugün her zamankinden daha fazla sevgiye, hoşgörüye ihtiyacımız olduğu aşikârdır. Olumsuz davranışların birçok sebebi, yeterince hoşgörülü olamadığımızdan kaynaklanmaktadır. Evde, işyerinde, sokakta, okulda, trafikte, kısaca insanın olduğu her yerde eğer hoşgörü, birbirine sevgi, saygı yoksa orada bencillik ve olumsuzluk adına her şeyi görebilmek mümkündür…
Hayat yaşanırken birçok şeyin sebebi, seçimi yapacak olan insanla başlar… Hayat tercihler üzerine kurulmuştur. Hayatta en büyük dostumuz kendimiz olabileceğimiz gibi, en büyük düşmanımız da yine biz olabiliriz.
Yaşamdaki tüm olumsuzluklara göğüs gererek katlanabilir sabırlı, inançlı olabilirsek her şeye rağmen mutlu olmayı başarabiliriz.
Sağlıklı insan hayatının ve beşeri münasebetlerin temelinde hoşgörü vardır. Kendiyle barışık olmayan, anlayışsız ve kanaatsiz insanlarda hoşgörüsüzlük daha fazladır. İnsanlık tarihinden beri var olan, tarih boyunca yüce milletimizin hasletlerinden olan bu davranışı, bugün yeterince neden gösteremiyoruz? Bunlardan birkaçı kanaatimizce insanın kendisi ve inancı ile barışık olamamasından kaynaklanmaktadır.
Bu gün insan yeterince yaradılış gayesini bilmiyor ve kendisini yeterince tanımıyor. Başta insanımız, kendisine inanacak güvenecek. En önemlisi kendisini sevecek, saygı duyacak. Eğer insanın kendisine saygı ve sevgisi kalmamışsa, kendisi ile barışık olması da mümkün değildir. Görülen odur ki bugün insanımız kendisi ile barışık değil. Her gün, haberlere baktığınızda olayların birçoğunun sebebinin hoşgörüsüzlükten kaynaklandığı görülmektedir.
Hoşgörü, birçok sorunların, doyumsuzluğun, sevgi yoksunluğunun, güvensizliğin ve olumsuzlukların çaresi olabilecek bir anlayış tarzıdır. İnsan kendisi ile barışık olamadığı zaman, toplumla da barışık olamıyor. Sonra da suçlu kendisi iken bir başkasında suçu arıyor, bir başkasını suçluyor. Böylece işin kolayına kaçıyor, fakat problem çözülmüyor.
Toplumsal bunalımların, kavga ve dövüş ortamlarının en güçlü doğuş sebebi, sevgi ve inanç eksikliğidir. Bunun en doğru tedavi yolu ise sevgiyi aramak, hoşgörüyle yaşamak,”yaratılanı yaratandan dolayı hoş görmekte” yatmaktadır… Hoşgörülü olursanız seversiniz, sevilirsiniz. Size bakışlar başka bir farklılık arz eder.
İnsanın sözü hikmet, birbirine bakışı, davranışı ibret ve susması ders olmalıdır. Yaşamı anlamaya başladığımızda ayaküstü durabildiğimizde sorunlarımız azalır, mutluluk yollarımız açılır… Sorun ve çözüm; kendimizde, hayata bakışımızda saklıdır… Başkası gibi olmak, ya da başkasının gibi düşünmek değil, kendimiz olmak, kendi başına başkalarıyla olabilmektir…
Toplumda hoşgörüye dönüşün, hoşgörüyü davranışa dönüştürmenin yolu, hoşgörünün yayılması, insanın sevgiyi yaşamasına, kendisine saygı duymasına, kendisi ile barışık olmasına bağlıdır.
Yarın bambaşka bir insan olacağım diyorsun. Niye bugünden başlamıyorsun? (Epıktetos)
Kalpten kalbe, gönülden gönüle sevgi ve hoşgörüyle köprüler kuralım, sevgileri yerleştirelim, sevgililer olalım. Yüzümüz tebessüm kalbimiz sevgiyle dolsun. Kapımızı hoşgörüye ve her sevgiye açık bırakalım. Hayatımız anlamlı bir melodi olsun…
Yaşantımızda neleri kaybettiğimizi, neleri geride bıraktığımızı bilerek yeni güne merhaba diyelim.
Hayatta neyin doğru olabileceğini kalbimizin sesine kulak vererek bulalım. Hayatımızın sırları, gizemi, mutluluğu bizde saklı. Mutlu yaşanılacak bir ömür ve tadına varılacak bir hayat düşünüyorsak, umut penceremizi açık tutarak, hoşgörü ve sevgiyle yaşamanın tadını çıkaralım ki, hayat bize daha güzel şeyler sunsun. Hayatta güzel olan her şeyi yaşamanız dileğiyle…
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.