- 450 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Yarım Kalmış Gibi
Ne yazsak yarım kalmış gibi gelir hani,
ne yaşasak yarım kalmış gibi.
Ölen savaşçıların gelinciğe benzetilmesi mesela ve insan kanının iyi geldiği gelinciğin uyutulmak istenenlere verilmesi sert rüzgarlı bir tokat gibi çarpar suratımıza, yarım yarım. Ne kadar da ince bellidir oysa, ne kadar da narindir kızıl yaprakları. Bir hafif rüzgar dağıtıp atacak sanırsınız. Ama siz devrilirsiniz de fırtınalardan,
o şaşkınlığınıza gülümser gibi çınar,
Çin Seddi gibi duvar,
dimdik ayaktadır.
İşte o an, yine dimdik duran ama hiç barış yüzü görmemiş dağlar gelir aklınıza. Kendiliğinden geçer içinizden, sızı sızı, kanata kanata bir ok. Ne gelincikler kanla beslensin artık dersiniz, ne insanlar uyutulsun, ne savaş görsün dağlar. Ama dünyanın bütün ağaçlarını dilek ağacına çevirseniz de, bütün kayan yıldızları tek tek görüp, her birinde gözleriniz kapalı seslerinizi içinize gömseniz de yetmez
ve yetmediğini anladığınız anda sevdalanırsınız
barış görmemiş dağın
savaş görmemiş gelinciğe sevdasına.
Ak ve kararlı ve dimdik alınlarınızla, hep beraber bir yürüyüş türküsü tutturursunuz, gecenin orta yerinde. Geçmişten bugüne taşıdığınız ve sadece tuzlamaya vakit bulabildiğiniz yaralarınız vardır, umurunuzda olmaz.
Okyanusu yaran rüzgar,
bir deli fırtına.
Mutlaka
ama mutlaka
tekrar görüşmek üzere,
dersiniz.
Bozkırın bütün gelinciklerini
öper de geçersiniz;
yanıbaşınızdadır deniz.
Ama ne yazsak yarım kalmış gibi gelir hani,
ne yaşasak yarım kalmış gibi…
YORUMLAR
...ne varsa bütün , eksiklerin birleşimi değil midir...puuzle gibi... rengarenk boyalardan oluşmuş muhteşem bir tablo ya da... hatta mükemmel insan bile hücrelerin birleşimi...eksiklerin yani...kertenkele mi olsak naapsak) kopsa da kuyruğumuz geliverse yeniden.öyle bi şey işte...