Robinson ve Cuma veya siz ile biz!
Robinson dedi ki, tanrım şu batmakta olan gemiden beni kurtardın ya sağolasın, var olasın.. sonra o gemiden robinsonun ihtiyaçları birer yada tümü kıyıya vurdukça vurdu.. neler yok ki.. buğday domates vs tohumlarına varana kadar, çekiç keser testere..
Robinson kendine bir mülk kurdu, düzenledi.. sonradan adaya kurtulanlardan biri geldi.. ve dedi ki.. selamün aleyküm.. robinsonda dedi ki, aleyküm selam.. adam dedi ki.. ben gemiden kurtulan adam ve adım long johnson.. robinson dedi ki, gemide ne iş yapardın? o da dedi ki, ben gemide ameleydim.. tamam dedi robinson.. şimdi buraya yani benim mülküme geldin.. barınma ısınmamı istiyorsun.. long johnson dedi ki evet.. o zaman Robinson dedi ki, madem benim kurduğum düzene geldin o zaman bana uyacaksın.. tamam dedi long johnson.. Robnson dedi ki, önce adından başlayayım.. senin adın artık long johnson değil.. ya nedir dedi long johnson.. robinson dedi ki, senin adın bundan sonra cuma.. ayrıca görüyorum ki boyun benden uzun.. bu kabul edilemez.. bundan sonra benim yanıma geldiğinde dizlerini kır ve benden kısa olarak konuş yanımda.. ve sana ne verirsem o.. ve gel zaman git zaman Robinson erzak deposundan birşeylerin eksildiğini sezdi.. takibe koyuldu.. cuma, cuma günleri kimselere görünmeden Robinsonun erzak deposuna yöneldi.. aldı alacağı kadar ve dedi ki, sezdirmeyeyim o sebeple yetecek kadarını gasbı iade edeyim.. Robinson yarın, cumayı sabah içtimasında sıraya dizip şöyle dedi.. içtimamı alayım.. cuma, hemen sayıp döktü ve dedi ki, komutanım üç şeytan, bir akıl, 4 ecinni ve 1 ben olarak 9 kişiyiz.. ecinnilerden 2 si rahatsız revire gittiler, şeytanlarında hepsi burada, akıla gelince o da yıllık izne gitti.. yani şimdi hepsi bu kadar..
Robinson yoklama kağıdını eline alıp epey inceledi ve dedi ki..
diğerleriniz dağılın sadece sen kal cuma.. cuma kaldı..
Cuma dedi Robinson... senin benim mülkümden birşeyler çaldığını gördüm.. ve gördüm ki, tc lirasıyla 1001 liralık mal çalmakla yetmemiş aynı zamanda 1 değil belki 105 sefer mülkümden çalmışsın.. şimdi sana şeriatımın emrini uygulamam lazım yoksa tanrının hükmüyle hükmemiş olurum.. cuma dedi ki, ben tanrının hükmüne razıyım.. peki dedi Robinson, öyleyse getir elini bilekten keseceğim.. bunu duyan cuma dedi ki, manyakmısın ulan sen, elimi kesersen bir dahakine nasıl çalacağım mülkünden?
Robinson, cumanın bu tepkisi karşısında hemen teşhisi koydu ve dedi ki,
-ey cuma, sen günahkarsın tevbe et belkim Allah affeder.. Cuma dedi ki, ben beni günahkar görenin ne yanında ne yöresinde olamam, şimdi senden ayrılıyorum ve adanın diğer tarafına yerleşmeye gidiyorum ve giderken senden hakkım olan geçimliklerimi de istiyorum.. Robi vermek istemese de verdi, cuma adanın öte tarafında ekti biçti kurdu düzenledi..
balık tutmak için hiçbir gereci yoktu ve uzun süredir de ondan yoksundu.. robinin memleketine gitti ve ondan balık tutabilmek için araç gereç istedi.. Robi dedi ki, elbette veririm vermesine de sen bana ne vereceksin.. o dedi ki, ekmeğim var, unum var, patatesim var, soğanım var.. güzel deyip listeyi cumaya verdi.. ve dedi ki, bana 2 ton un, 200 kilo patates ve her nebattan 100 er kiloluk getireceksin.. getirirsen bende sana hem balık tutmayı öğretir hemde gereçlerini veririm.. cuma dedi ki, robi sen bunları bende istiyorsun ama bunları hesap etsen kişi başına düşen gayri safi milli hasıladan çok.. ee bende tek kişiyim bunu ben karşılayamam.. robi düşündü ve dediki, o zaman şöyle yapalım, ben sana araç gereç vermeyeceğim ama istediğin balığı vereceğim, sen ise bana yine bu şartlarla borçlanacaksın.. günü geldiğinde de senden bunları alırım ne dersin.. ? cuma kabul etti.. robi hemen sözleşmeyi ortaya çıkarıp otuzsekiz adet imza ile sevindi..
cumaya söz verdiği balıkları da verdi..
Cuma o vakitler yedi içti.. ve borcun kalanı için daha fazla çalışmaya başladı.. vadeyle beraber robide geldi..
ve dediki, cuma.. vade geldi.. şimdi borcunu ödeme zamanı..
cuma işlerin kesat gittiğini borsanın sallantıda olduğundan vs bahsetti.. ve süre istedi.. robi elbette dedi ve her salise için ek mal isterim dedi ve cuma da kabul etti.. cuma çok çalıştı.. epey çalıştı ve vadeyke beraber robi yine geldi..
cuma dediki, istediklerinin ancak yarısını verebileceğim bana da 3 te 1 i kalıyor bu durumda.. yani borcun yarısı kaldı anlayacağın.. robi, verileni aldı ve ekledi, kalan borcun için ne vade istersin? cuma da dedi k.. şu kadar zaman.. peki deyip ekledi ve dedi ki, borç tamamı ödenemezse yine üzerine ek gelecektir anlıyorsun değilmi. bak bizde ekmek kavgasındayız.. anlıyorum dedi cuma ve o eki de kabul etti..
gel zaman git zaman bu böyle epey sürdü.. cuma robiyi ziyarete gitti.. baktı ki,robi havaii sahillerinde sanki, şezlonga eşek gibi uzanmış kokteylini yudumluyor.. cuma robinin tarlalarını gezdi ve bomboş olduğunu gördü.. tek bir soğan dahi ekilmemiş dedi kendince ve pis pis güldü.. demek fakir kalmış.. selam robi.. selam cuma.. robi görüyorum da halin bin perişan gibi.. tarlaların bomboş..
evet dedi robi bomboş.. ama onları bana kira ile işletebilecek zekaya kabiliyete dirayete sahip dinç biri lazım.. şişeye yazıp suya attım.. anlayacağın eleman arıyorum.. nasıl dedi cuma.. şöyle dedi robi.. bak şimdi sen eğer benim bu tarlalarımı eker biçersen bana çıkan üründen kira verirsin 4 te 1 i benim olur ve eğer bu şanslı kişi sen olursan o zaman bana olan borcunuda rahat ödersin çünkü senin arazilerin küçük.. sen bilirsin yani..
Cuma kabul etti... işlemeye başladı ve hem cumanın kirasını hem cumaya olan borcunu ödemeye başladı.. bu borç, robi 25 sene sonra ölünce bitti.. cuma da dedi ki, ben asla hak hukuk yiyen değilim ama bana ondan kalan miras bu deyiverdi.. ve bakti.. kalan sadece boş tarlalar ve geçen tamir ettiği barınak idi.. düşündü taşındı kaşındı..
kim zarar ve karda?.. robi borç dengesiyle çalışmadan ömrünün sonuna kadar keyfle yaşadı, cumada borç ödemek için ha bire debelendi durdu..
derken adanın yakınından geçen bir gemi, Robinsonu kurtardı.. az sonrasında da diğer gemi gelip cumayı kurtardı.. iki gemi yol alırken yine fırtınaya yakalandı ve o iki gemiden de sadece robi ve cuma kurtuldu..
Robinson karaya çıkar çıkmaz, kıyıya vuran alet edavat tv bilgisayar koltuk takımı buzdolabı ıvır ve zıvır ne varsa hepsini topladı.. o gün erkenden yattı ve sabah çok erkenden uyandı. Hemen kıyaya koştu ve gece boyunca kıyıya vuran, tuğla çimento kum kireç kazma kürek ne varsa topladı ve hemen inşaata başladı. O gün erkenden yattı sabah erkenden kalktı. Tekrar kıyıya koştu ve kıyıya vuran inek dana koyun keçi lor peyniri maret salam pınar sucuk hepsini topladı. O gün erkenden yattı sabah erkenden kalktı ve kıyıya koştu ve kıyıya vuran nescafe gold, şeker çay pancar püsküüüüt ne varsa topladı. O gün erken yattı ve sabah kargalar uyanmadan kıyıya koştu, taze ekmek, günlük gazete ve mecmuaları topladı. Ertesi gün yine kıyıya koştu ama bu sefer kıyıda birşey yoktu.
Robi, ümitsizliğe kapıldı ağlamaya başladı.. çok ağladı.. az sonra eşeklerden bir grup karşısına çıktı. Robi dedi ki, hah şansa bak. ve eşekler dedi ki, tüh şansa bak. bizi bir eşek çağırıyor sanmıştık lakin bu herif gerçekten çok cin çıktı ve bizi kandırdı.
Robi daha evvelden kıyıya vuran semerleri onlara giydirdi. O gün tüm günlerden sanki daha mutluydu çünkü artık onun eşekleri vardı. Sabah oldu kıyıya koşmadı. Eşeğine binip yavaş yavaş kıyıya gitti. Kıyıya 1 adet Cuma vurmuştu ve robi sinirle söylendi, yine mi sen? geçen sefer benim erzak deposundan birşeyler aşıran sen! Cuma gözlerini bölertti başını sola salladı ve dedi ki, esselamun aleyküm.. ve yine ben mi? yav ben ne zaman bir gemiye binsem o batıyor ve ne zaman bir kıyıya çıksam karşımda seni buluyorum, kurtuluş yok mu kardeşim senin elinden, hem geçen sefer sen benim az kaldı elimi de kesecektin ve yetmedi beni asimile bile etmiştin ve yetmemişti emperyal hırslarınıda orda benle tatmin etmiştin.. ve ben ne zaman kıyıya çıksam beş parasız ama sen maşallah ingiltereyi kurmuşsun burada.. Robi dedi ki, be aleykümesselam.
Robi devam etti sözlerine, bana bak köle! yaradan bile senin kaderini bana köle yaşamak için yazmış ve hatta elçi muhammed bile köleleği kaldırmamış. Cuma dedi ki, ya Allah.. oda kaldırmamış mı? hayır dedi robi.. kaldırmamış.. çünkü düzen böyle..
Cuma elbet yemedi bu sözleride şöyle dedi.. yav gardaşım o zamanlar ta 1400 yıl evvel araplara ve kültürüne inmiş vahyin bu zamanda uygulana bilirliği hakkında bilgin nedir? Aklın mantığın hiç almıyor mu? Adamlar kertenkele ve deve cenini yerken onlara gelen sözlere bir bak birde bize bak..
Robi söze karışıp dedi ki, orda dur.
Şimdi sen vahyi inkar ediyorsun ve köleliğin ondan olmadığını beyan ediyor ve böylece sevgili dostum zinhar küffarın en önde gideni oluyorsun ama ben hiç öylemiyim? bak bana şu sakallarıma şu endama şu gözlere şu kartal gibi bakışlarıma ve ardımda kurduğum küçük ingiltereye.. birde sana bak.. kapkara, bir dudağı yerde bir dudağı gökte koca gözlü gündüz feneri seni.. başındaki burun kulak elmacık kemiklerin ve dudakların bile bir maymunu andırıyor, hele şu koca burnun yok mu? tam köle burnu.. yani sen inan bu nasipsizliğin ve kaderinle bana kölesin.. inanamadın mı yoksa? o zaman vahye bir göz at da oradan oku..
Cuma tam söz etti edecekti ki,
kıyıya 1 adet osman ünlü vurdu ve başıyla robinin sözlerini onayladı, cuma nasıl olur babında şaşkınlıkla osmana baktı, osman ise ne yapayım evladım kader böyle vahiy böyle dercesine boynunu büktü ve cuma tekrar robiye baktı ve tekrar osmana baktı ama onu göremedi çünkü tgrt’ de zırvalıklar programına geldiğini sanıp kıyıya vurmuş olan 1 adet osman ünlü, geldiği gibi zırvaladı ve zınk diye gitti ve sevinç içindeki robi kıyaya bak dedi ve cuma kıyaya 1 adet kilisenin vurduğunu gördü dedi ki, pes artık!
robi ilahi onay almış bir arı gibi gururla başını yukarı kaldırıp dedi ki, Kutsal ruh baba oğul adına, ben artık pazarları ayin yapma kararı aldım. Ve hemen cumaya döndü ve di ki, bura benim dilersen git dilersen kal ama kalırsan sözüme uyacaksın..
Peki dedi cuma, işte o zaman robi onun adını kuntakinte olarak değiştirip kısaca tıkırtı olarak seslenip onu ilk göreve atadığını söyledi.. ve dedi ki, tıkırtı... seni benim krallığıma biat ettirdim öyleyse seni kamu işiyle görevlendireceğim, sen bundan kelli benim krallığımda cuma günleri eşekbaşısın..
diğer günler en yakınımdaki vezirim olacaksın.. ben ne dersem o..
ya ben dedi tıkırtı..
sen dedi tıkırtı.. ses etme kafi gelir..
Robi kıyıya daha önce vurmuş olan kaftan kavuk ve tahtı cumaya taşıttı ama taht üzerinde gelen hürrem karısını hiç beğenmeyip onu geri suya şutladı, hürrem olum olum diye çığırıyordu giderken ve robi dedi ki, ulan doğmamış çocuğuna ağıt yakıyor, o hem burayı hemde beni yakar deyiverdi.
Hürremin o nefret edilesi ses tonu ve çığlıklarını cuma elbet duymuş ve adanın diğer tarafından onu içeri almıştı.. Adanın ta öte taraflarında hürremle cuma, en çirkin sesle oluum olumm diye bağırma yarışması yaparlardı aralarında. Gel zaman git zaman robi birgün adanın en yüksekçe yerine çıkıp şöyle bir gözledi kutsal ormanını ve dikkatini çeken renk.. tüm orman yeşil ama adanın öte tarafı sapsarıydı.. sanki son bahar uğramışcasına oralara..
Robi merak içinde o tarafa doğru gitti ve ora ağaçlarının yemişlerinin ve hatta toprağın bile kuruduğunu gördü.. ve dedi ki, bu bir lanet! bir lanet olmalı burada ki, burayı kurutmuş hava bile kurumuş neredeyse.. aceleyle jetskisine atlayıp hemen sarayına geldi ve seslendi.. muhafızlar! muhafizlar.. nerdesiniz size emrediyorum.. cuma koşarak geldi ve dedi ki, buyur begim bir emrün mü var.. konuşmana noldu lan senin diyince robi,
hemen buyurunuz efendi robi dedi cuma..
robi dedi ki, adanın öte tarafında bir uğursuzluk bir karabasan bir çiyan bir lanet var ve merak ettim senin bununla bir alakan var mı?
Cuma dedi ki, evet efendim galiba var ama inanın suçsuzum.. çünkü istemeden olmuş olabilir.. ne zaman soğan yesem bağırsaklarım çok karışır ve biri var hep sorar sevgisinden, ne o birader bağırsaklarında karnında bişi mi var diye.. bende ses etmem amma gider büyük abdestimi ora ederim, o bağırsaklarımı merak edende arada gelir bakar.. ama sonra napar bilmem.. dilerim ki bu zarar, orda kalsında ta bura uğramasın.. robide dedi ki adamın senin bağırsaklarını merak ettiği kadar da varmış ..
Elbet bir vakit sonra robi hürremin adada olduğunu sezdi çünkü ip no dan hemen seziyor ve aralarında fısıldaşıyorlardı.. robi hürremi yakaladı ve dedi ki.. seni buradan kovuyorum çünkü bölünmüş kişilikle burda gezemezsin..cuma hemen söz aldı ve dedi ki, efendi robi efendi robi o bölünmüş kişilik değil sadece söz söylemek isteyen biri.. tam o esnada forum doktoru kablolardan akıp karşılarına dikildi ve dedi ki, hayır efendim, o kişi bir bipolar.. tüm bunlara rağmen hürrem dedi ki, adada hiç kadın yok ama bak ben kadınım size çocukta yaparım.. robi dedi ki, kadın mı? sen kadın mısın.. eşekler bile daha çekici geliyorlar bana, sen kadın değil bir iblis olmalısın.. hele şu senin yok mu? adayı bile kuruttu.. hem benim adım robinson.. yani son robi.. süleyman değil.. böylece o geldiği gibi denize vurdu kendini de milletde bir rahat etti..
Az sonra robi cumaya seslenip dedi ki, cuma sen bana ihanet ettin, çünkü krallığıma bir lanet bulaştırdın, bak ağaçlar hava su toprak hala kendine gelemedi ve işte bu nedenle ben seni vatan haini ilan ediyorum.. cuma dedi ki, kime ilan ediyorsun burda sen ve benden başka kimse yok ki.. o zaman içtimamı alayım dedi robi ve cuma söze başladı, komtanım 1 köle 3 şeytan 2 ecinni ve 1 akıl ile hazırız lakin akıl izinde. Tamam dedi robi, herkes dağılmasın sen dağıl sadece cuma.. cuma az öteye çekilip baktı ve robi dedi ki, içtimamda bulunanlar size ses ediyorum, cuma bundan böyle vatan hainidir ilan ediyorum, ettim.
Şimdi sıra cezasını vermeye geldi.. vatan hainlerinin cezası ölümdür.. öl bakalım dedi cumaya.. Cuma söz alıp dedi ki, ben ölemem biri öldürmedikçe ama senin elinden de olmaz bu, çünkü daha elini kaldırmadan ben seni yere sererim ama lakin buna merhametim müsade etmez.. asimileye tabi tuttuğun beni, uyduruk bir karar odası ve çoğunluğunuzla sömürmenizde yetmedi, gittiğim her yerde karşıma çıktınız, diktiğim tek gözlü odayı bile hazinemiz diye yıktınız, ha suud ha kaddafi ha siz fark etmez, hepinizin derdi bu çoğunluğu güderken köşe olmak ve olmadık kanunlarla sömürü ceza ve kutsallar üretip yaymak ve bunu yaparken kamunun ta oyuna ben, hoş gözle bakmayan olarak gidiyorum..
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.