- 3449 Okunma
- 4 Yorum
- 0 Beğeni
KADINLAR HADDİNİZİ BİLİN (!)
(Kadınları aşağılayan deyim ve atasözleri)
--kadın erkeğin şeytanıdır
--kaşık düşmanıDIR
--saçı uzun aklı kısaDIR
--eksik etektirTİR
--kadının karnından sıpayı, sırtından sopayı eksik etmeYECEKSİN
--kadını dövmezsen, saçının köküne şeytan yuva yapar
--erkeğin elinin kiri, kadının yüz karasıDIR
--avrat var ev yapar, avrat var ev yıkar
--avradı eri saklar, peyniri deri SAKLAR
-- ağustostan sonra ekilen darıdan, kocasından sonra kalkan karıdan hayır gelmez
--al atın iyisini yiyeceği bir yem, al avradın iyisini giyeceği bir don
--oğlan babadan öğrenir sofra dizmeyi, kız anadan öğrenir sokak gezmeyi
--avrat malı, kapı mandalı
--gül dalından odun, beslemeden kadın olmaz
--etin iyisi bacaktan, kızın iyisi ocaktan
--yemeğin salçalısı, kadının kalçalısı
--tarlanın taşlısı, kızın saçlısı
--tarlayı düz al, kadını kız al
--pekmezi küpten, kadını kökten al
--kadının yeri kocasının yanıdır
--kadın kocasını isterse vezir, isterse rezil eder
--ilk karı dert karısıdır, ikinci karı mülk karısıdır
--bez alırsan Musul’dan, kız alırsan asilden
--kenarına bak bezini al, anasına bak kızını al
--bir evde iki kız, biri çuvaldız biri biz
--kız kendi havasına bırakılırsa, ya davulcuya gider, ya zurnacıya
--kız kocaya, oğlan hocaya
--kızını dövmeyen, dizini döver
--iş bilmeyen kadın dile düşer
--kadın evin hem hanımı, hem hizmetçisidir
--iyi kadın kendisini kocasına dövdürmez
--elinin hamuruyla erkek işine karışma
--kocana göre bağla başını, harcına göre pişir aşını
--yedi yaşından sonra kızın ayağı yere değer
--alma soysuzun kızını, sürer anası(nın) izini
--ananın çıktıgı dala kızı salıncak kurar
--kız kıskıda gelin baskıda
--deli kız evde kalmaz, delikli boncuk yerde kalmaz
--kız sen hele bir he de, ’Nikahta keramet vardır’
--ocağın yakışığı odun, evin yakışığı kadın
--onbeşinde kız, ya erde gerek ya yerde
--kadına mı gidiyorsun kamçını unutma
--dişi köpek kuyruğunu sallamazsa, erkek köpek ardından gitmez
vb...
İzlenim odur ki; insanlığı yaratılışındaki dengeye oturtmak için devrim gerekmektedir. Erkeğin kas gücü, dişinin mucizevi naturasıyla dengelenmiştir, yani dişi ile erkek arasında üstünlük-aşağılık yoktur yaratılışta. Kadının aşağılanmış olması yapaydır. Bu, doğal algılardan uzaklaşan, dayatma ve anlayamama baskısına uğramış küçük insan topluluklarında başlayarak, çağlara yayılan bir bağnazlık hastalığına dönüşmüş olmalı. Dine, düşünceye, geleneğe, ahlak anlayışına ve yaşayışa bulaşmış bir hastalık. Onlarca yüzyıl kronikleşmiş bir hastalık. Tedavisi/düzeltilmesi için de onlarca yüzyıl mı beklemek gerekecek. Erkeğe-kadına dağa-taşa işlemiş, din emirleriyle pekiştirilmiş, vazgeçilmez yaşam tarzı olarak kurallaşmış, hele insanoğlunun yarısını miskinleştirerek, diğer yarısını ezerek İNSANIN DÜNYA YAŞAMINI zorlaştırmış, kirli bir olgunun bilincine varanlar, devrim niteliğinde cesur adımlarla iyileştirmeyi yani YARATILIŞIN ÖZÜNDEKİ DENGEYİ yeniden bulmayı denemelidirler
Müsadenizle
YORUMLAR
Gücü ellerinde tutanlar daima birilerini, hatta herkesi eziyorlar. Kadınlar, çocuklar, yoksullar, etnik azınlıklar vb.
Kimi kadınlar da ille de ezilmek istiyorlar.
Fondaki resme bakalım : Şimdi ülkemizin gündeminde az mı arzulanıyor kadınların o halleri ? O günlere dönmeyi dinin emri gibi kabul eden az mı bayan arkadaşımız var ?
Akıllı olalım elbet. Ne kadınlığımızı, ne insanlığımızı ne de inançlarımızı sömürtmeyelim.
Bence akla en çok ihtiyacı olanlar galiba bayanlar. Onlar istemedikçe nasıl kurtaracağız onları ikinci sınıf insan muamelesi görmekten ?
Müsadenizle
Saygılar selamlar...
Fikret TEZEL
kız sen hele bir he de, nikahta keramet vardır
Simdi bu acaba bir atasözü olabilir mi
Düsünceme göre cogu söz (atasözü olarak adlandirilan cogu söz) uydurmadir..
Erkegi bir gecim kaynagi olarak gören kadinlar anlayisi dahi var.
Iste bu edilmis olan söz de buna es tutulabilinecek bir söz bence.
Yani sen evlen de hele bir tam tanimasan da olur, keramet vardir nasil olsa.
Simdi bunu örnek alinacak bir sahis söylemis olabilir mi ki örnek olsun insanliga bir atasözü olarak.
Yüregine saglik degisikti.
Ama artik cahiliye devrinde degiliz gercekten artik hersey bilincli.
Aptallik ayagina yatan insan (kadin) dolu.Ne yazik ki.
Sonrada iste böyle sanki kadinlar düskünmüs gibi bir görüntü cikiyor ortaya.
Sevgilerimle
hicbitmez tarafından 5/5/2011 12:35:37 PM zamanında düzenlenmiştir.
Müsadenizle
Ziyaretiniz mutlu etti, teşekkür ediyorum, size sevgi ve selamlarımı gönderiyorum, hep huzurla kalın...
Ülkemizde ezilen kadınların sayısı azımsanacak gibi değil. Yukarıdaki atasözlerin veya deyimlerin (bölgelerimize göre değişse de)çoğu bölgede hala uygulamada olduğu bir gerçektir.
KADINLAR AŞAĞILANIYOR MU (eziliyor mu) AŞAĞILANMIYOR MU Adalet Bakanı Sadullah Ergin’in açıkladığı istatistikler bize gösteriyor
Ülkemizde son yıllarda kadın cinayetlerinin 2002’den 2009’a kadar yüzde 1400 oranında arttığını ortaya koydu. 2002’de 66 kadın öldürülürken, bu sayı 2009’un ilk 7 ayında 953 oldu.
Adalet Bakanı Sadullah Ergin’in, DTP Van Milletvekili Fatma Kurtulan’ın verdiği bir soru önergesine yanıtı, kadın cinayetlerinin sadece 7 yılda yüzde 1400 arttığını gözler önüne serdi. Kurtulan, TBMM Başkanlığı’na verdiği soru önergesinde, Adalet Bakanı Sadullah Ergin’e, “2002’den bu yana aile içi şiddetle ilgili kaç dava görülmüştür? Yargılamalar sonucunda kaç kişiye hangi cezalar verilmiştir? 2002’den bu yana yıllar itibarıyla cinayete kurban giden kadın sayısı kaçtır?” diye sordu.
Ergin, hakim ve savcılara toplam 206 insan hakları semineri verildiğini kaydeden Ergin, “Kadına Yönelik Şiddetle Mücadelede Yargı Mensuplarının Rolü” konulu proje kapsamında 2009’da 164 aile mahkemesinde görevli hakimler ve cumhuriyet savcısı ile bu mahkemelerde çalışan 150 uzmanın eğitimden geçirildiğini kaydetti. Ergin, 2010’da projenin ikinci ayağının gerçekleştirileceğini, bu çerçevede ülke genelinde seçilecek 25 hakim ve cumhuriyet savcısının 5 günlük “eğiticilerin eğitimi” programına alınacağını belirtti.
Adalet Bakanı Ergin, 2002’den Temmuz 2009’a kadar kadınlara yönelik şiddet ve cinayet vakalarına ilişkin istatistikleri de açıkladı. Ergin, töre ve namus cinayetleri dahil olmak üzere 2002’de 66 kadın cinayetinin işlendiğini kaydetti; sadece 2009’un ilk 7 ayında kadın cinayeti sayısının 953 olduğunu belirtti. Böylece rakamlar, son 7 yılda kadın cinayeti oranının yüzde 1400 arttığını ortaya koydu.
Ergin, yıllar itibarıyla kadın cinayetleri sayılarını şöyle açıkladı:
2003’te 83, 2005’te 164, 2005’te 317, 2006’da 663, 2007’de 1011 ve 2008’de 806.
Ergin, kadınlara yönelik şiddet ve cinayetlere ilişkin yargılama istatistiklerini de açıkladı. Verilere göre, 2002’den Temmuz 2009’a kadar; kadına yönelik şiddet ve cinayetler nedeniyle toplam 12 bin 678 dava açıldı. Bu davalarda 15 bin 564 kişi yargılanırken, bunlardan 5 bin 736’sı mahkum oldu. Bu davalarda bin 859 kişi için beraat, 794 kişi için de denetimli serbestlik kararı verildi. Açılan davalardaki dosyalardan 11 bin 216 dosya karara bağlanırken, 6 bin 74 dosyanın yargılamasına devam ediliyor. Karara bağlanan dosyalardan 5 bin 483’ünün Yargıtay aşaması da tamamlanırken, mahkemelerin karara bağladığı 4 bin 592 dosya Yargıtay’da onay bekliyor.
Son dönemin en ürpertici cinayetleri:
Birgül Işık (Elazığ - 2005): TV programında şiddet gördüğünü söyleyince oğlu tarafından öldürüldü.
Çiğdem İnce (İzmir - 2003): Evlilik dışı hamile kaldığı için ağabeyince öldürüldü.
Evrim Sarıçiçekler (İstanbul - 2005): Ailesinin karşı çıktığı kişiyle evlendiği için ailesinin görevlendirdiği bir kişi tarafından öldürüldü.
Güldünya Tören (İstanbul - 2004): Evlilik dışı ilişkisinden anne olan Tören silahla yaralandı, 25 Şubat 2004’te hastanede öldürüldü.
Kadriye Demirel (Diyarbakır - 2003): Tecavüze uğrayıp hamile kaldıktan sonra ağabeyi tarafından öldürüldü.
Pınar Kaçmaz (Diyarbakır - 2002): Evden kaçıp mankenlik ajansına başvurduğu için babası ve ağabeyi tarafından öldürüldü.
Şemse Allak (Mardin - 2002): Evlilik dışı ilişkiye girdiği gerekçesiyle taşlanarak öldürüldü.
Zehra Karagöz (Şanlıurfa - 2003): Başka erkeklerle beraber olduğu söylentileri üzerine kocası tarafından kalbinden bıçaklanarak öldürüldü