- 932 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
PİKNİĞE GİTMİŞTİK... / ARDAHAN ÖYKÜLERİ/ 184
Mayıs ayı... orta suları.
Pikniğe kadınlar gitmişti. Kır’a gitme, derdi Posoflular.
Kır’a gidince ağzımızı kır’a vermedik. Aç susuz durulur muymuş. O halde ne, pikniğe gitmişmişik.
Sepetlere herkes gösteriş olsun diye, kimse kimseden alt kalmamaya gayretle yarıştı. Bir yarıştır hayat değil mi?
Ademoğlunun hasleti mi hastalığı mı? Ne koyarsanız koyun ismini? Neler yemedik ki neler? En çokta biz çocuklar yedik? Posof’un gurmesi miydin be oğlum? Yediklerim aklımda olmasa da tadı ağzımda günü bugün?
Posof Rabat mahallenin çayırlıkları; kır dediğimizde.
Dizimize, hırtteğimize gelen ot, çiçekler. Çocukların boyunu aştı. Anaları kucağa aldı. Başını otlar, çiçekten alan çocuk. Gökyüzüne açlıktan tokluğa doymuş olacak biraz sonra pikniğin nesi varsa yiyince. Gökyüzünü şimdi rahat anlayacak ve rahat anlayacak.
Zülali’nin asumanı çocukta göz hakkı bıraktı.
Kır’da açıldı sepetler.
Şerbetler, su, çay demliği demlikte, çay Almanyadan gelmiş termosda.
Kete, katmer ağız şapırtısında.
Peynir Sangulya’nın peyniri, dişle, dil çiğneminde marcıdı, murcudu.
Boğazıma zeytin çekirdeği kaçtı.
Halimem canimem Hala:
- Helal helal! dedi.
Lokmalarını çiğneyen karılar:
- Can can helal olsun helal!..
Annem ise kızmaklı:
- Yavaş be oğlum. Görmemiş mi derler, dedi.
Gene gelmişiz pikniğe.
Çok evele, çok ahire, manevi zilliyetli yere...
Çiçekler hatrem olsun bildi...
Ben anımsayamadım. Güne kör bakayım.
Andır, bilemedim.
Gelmişiz, gelmişiktir.
Çiçeklerin böceklerin sesi
Polifonik senfoni:
Baba, da... kim de can kaldı?
Kadınlar! Işığın ikindisinde gelincik tarlasında kırmızı al güllükte...
Tamzarayı bar etti de.
Bar çevrimine... çembere girmek nerde?
Ben şuna inanırım: Tabiat sevinir. Sevinince nerden anlayacaksın bilir misin? Kadınların neşeliyse neşesinden.
Kadının kahkahası toprağın tebessümüdür. Toprağın canına saygı duymayanlar, duydular ki toprakta var bir can, ruh, hem güler, hem ağlar...
Ağlamayıp gülünce güler gülmecesi, kadınlarda.
Kadınlar toprağın ve dünyanın kahkahasıdır.
Nasıl saymazsın ki çocuklar çiçektir.
Günahtır be kardeş, gülmeyince çocuk yüzü kadın kız ağlayınca!
Kalbimi çıkaracağım desem gelincikler, inanır, inanmasada inanmasına ve amman amman Posof’ta o piknik nerde kalır? Neyler şimdi?
Ben ve bizimle kıra gelenler, muhit, muhit dağıldık dünyaya.
Karatoprakta çoğu, çokları çoktan.
Pikniği çiçek ve Posof’ta, Vale’ye kelleden görür, o sırt hatrında bekler.
Muhannetlik etme!... Hey canan gel!
Kır, mır adına ne sayarsan say ey!
Böcek, çiçek, çır çır çaldı mızıka.
Tamzara kız, kadınlar kelleden baş aşağı.
Hızlanıyor ayaklar, vur ha vur, mestanlar jöle gibi ritmik, berhava, uçtu... havada!
Mökkem çırp ayağın kız!.. kaydele!.. vur ayağın vur, duyulsun Vale’den de!.. Ha ha ha ha!..
Bar’a gir ola sen de!
Bar’dan dışarı çıkma!
Yoksam kurt yiyer seni ola!
Neler gördün oro! Neler?
Anlatamıyorsun ama, torpak başşan ola!
yalçıner yılmaz
29-04-2011
gebze
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.