- 670 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Ağhorun kapısını kapatın / ARDAHAN ÖYKÜLERİ 175
Ağhorun kapısı kapanmamış. Lise talebeleri sepetle mal alaflıyordu. Kapıyı açık unutmuştu genç. Babaları Meçco Dayı:
_Ağhorun kapıyı açık koymayın! Hayvanlara savuk deger! dedi.
Sepetleri sırttan bagalara boşalttılar... boşaltmaz seğirtip ahırın eşşek ölüsü kapıyı sürüyerek örttüler. İki genç kuvvet merkezini bu noktaya yığdı. Eşşek’e benzettiğim kapıyı anırta anırta; kanırta kanırta örttüler. İş yapmıştılar. Anırtma, kanırtmadan anlardılar. Stajyerliklerini sertifika alacak seviyede yarılıkla becerdiler.
Ahırın girişi vücuda açılan ağız-diş-çene gibiydi. Dişçinin kerpeteni neyse. Ahırın nizamiyesi ’ Eşşek ölüsü kapıyı çöküp de açamadıklarında. Bacadan, kuş yuvasından inerdiler.
Ahır sahibi Bişar Ağa... hizmekarın çocuğu, gençlere, ikiydi genç...
Bağırdı... azametle... karşı yaylalardan aksiseda geldi:
_ Giidinnn!.. gidinnn!.. okuyun ulan!
Çocuklar:
_ Beşir Emi ne okuyalım?
_ Beşir Kim ulan? dedi Bişar Ağa
Çocuklar:
_ Pardon Bişar Ağa, dilimiz sürçtü... de!
Bişar Ağa, babayanilikle " Gidin oğlum gidin dersinize çalışın ne biliyim mesala çok sesli müzik nedir? senfonik müzikle, melodik müzik arasında ilişki ve farkları inceleyin... ne bulursanız okuyun!
Ehl-i hakikat bilinmeyince insan hakikat ehl-i olma olmayınca canı aşka, aşkı hayata, hayatı cana, canı canana, canan aşka vüsat ermeyende vasat olmaz imiş...
Ardahanın kağıt yüzeyine çizilmiş şehir haritasını Teksesli Müziğe benzetelim. Çok Sesli Müziğide simülasyonda üç boyutlu haritayla birtutalım.
Evvel emirde Teksesli Müziği harita metaforunda inceleyelim. Kuşbakışı çizilmiştir. Caddeler, sokaklar. Yüzey tekboyutlu olduğundan hacim sözkonusu değildir. Derinlik yoktur. Yüzeye girmemiz demek kağıda kafamızın çarpması demektir. Kağıtın yırtılması demektir.
G.T.A. SİMÜLASYON tekniğinde ise Ardahandayız. Millet Bahçesinin yanından geçiyorum. Ziraat Bankasına geldim. Yazılım böyle hazırlandığı için her yere erişebilerim. Öztürklerin Kasaba bakınıyorum. Şentürk’ü göremiyorum Şentürk yazılımda yokmuş.
Köşeyi döndüm İşbanka vardım, dik aşağı körpüye ağaçları seyir için Hallefendiye... velhasıl şehri yazılım GTA sayesinde gezdim. Tekboyutlu Ardahan haritası ile GTA yazılım üçboyutlu haritayı şimdi mukayese edelim. Kimi kiminle sembolize ettiğimi biliyoruz. Evet gerçek bizim mihenk taşımız oluyor bu analizde.
Şimdi hangi sistem realiteye yakınmış? Tabii ki üçboyutlu harita. Tek boyutlu harita kuru ve zevksiz.
Çoksesli Müzik ismi yerine Çokboyutlu Müzik ismi ile karşılasalarmış daha iyi edermişler. Yabancı terimleri ses olarak ne boy doğru karşılarsanız o denli idrak’e hizmet etmiş olursunuz.
Müzikte ki bu durumu daha iyi anlamak hasebiyle resimde de koşut meseleyle irtibatlı izah etmeğe çalışalım.
Melodik ve senfonik dediğimiz resim türü müziğin senfonik ve melodik durumuyla aynıdır.
Senfonik Müziğe getireceğimiz sorun güncelde ve münevverler arasında öteden beri işlenen tartışılır mevzudur.
Anlaşılır da, tartışılır mı? Yoksa laf ola beri gele tarzında irdelenilir mi?
Sanat konuları hakikaten zor ve zaman ister meseledir. Bunda evvela tesbit yapalım.
Nam-ı hesabıma konuşurum; ben Çokboyutlu Müziği senelerdir armoni ile karıştırmışım.
Oysa nice insanlara sormuşluğum danışmışlığıma karşın. Onlarda yardımcı olmak istemişlerdir muhakkak.
Resimde senfonik resim Rönesanstan sonra başlayabildi.
Bilimsel gelişmelere paralel... Hava perspektifi ve perspektifle Tekboyutlu minyatür resim’e geçildi. Minyatürde ön planda kırmızı kazak hangi tonda ise yüzmetre ötede aynı kırmızı kazak aynı tonla boyanırdı.
Çokboyutlu resim: Senfonik resimde yakın planda ki kırmızı yüzmetre ötede solgun kırmızı pembeyle boyandı.
Resme plan ve uzaklık renk perspektifi ve uzun-kısalık perspektifiyle girince. Minyatürün tekboyutlu olduğu iyice anlaşıldı. Resimde Counstable
soldan sağa, sağdan solada önden arkaya gibi değişiklik koymayı önermişti.
Üçboyutlu sinemada şimdi uygulanmaktadır.
Üçboyutlu sinema ve senfonik resimde uygulanan planlı perspektif müzikte ki Çokboyutluluğu anlamamıza yardım eder.
Minyatür resim mekanı tekboyutlu tasvir eder. Derinlik yoktur. İçine giremezsiniz böyle duygu sizde uyandırmaz.
Çünki mekan tek değer üzerine kupkuru kurulmuştur. Ha öndesiniz ha son plandasınız yahu yakın mekanla ırak plan arasında fark olmaz mı Allasen?
Çünki gerçekte ırakla yakın arasında optik farklar vardır. Telefon direği üç metredir. Yanımda ki ile ikiyüzmetre mesafede direk kısa görükür. Gerçekte böyleyken minyatürde bu realite imkansızlıktan işlenememiştir.
Senfonik resim içine sizi mekan olarak alır. Önde ki kırmızı entari son planda pembeleşir. Gerçeklikte böyledir.
En ideal gerçeği tasvir etmek ise çabalarla buluşlara ve keşiflerle olur.
Çokboyutlu resim, müzik; Tekboyutlu resim, müziği geçmiştir.
Tarihi kategori itibariyle değerleride ona göredir. Ama zevk olarak beğenilme tartışılamaz. Kalitelilik başka bir olaydır. Zevk ve beğeni bambaşka olaydır.
Fazıl’et Say’gı ister.
Vivaldinin bahar senfonisi:
Güneş doğuyor.
İlk ışıklar.
Yolda yürüyorsun ilerliyorsun.
Mekanlar ve görüntüler değişiyor.
Sağ da çiçeklerden gelme sesler üçbeş metre geride kalınca sesler azalıyor. Soluyor... nağmeler inceliyor. Güneş büyüyor ışıkları kement atıyor göz bebeklerinize. Kuşlar ayağın dibinde; ağacın dallarına tünemiş. Yakınındaya o yüzden kulağını delecekmiş gibi kocaman davul vuruşları simgeliyor bülbül ötüşlerini.
"Senfoni ve Çoksesli gönlüm içinde
Esasında ben ikisinede sığmazam..."
Pisagor’un matematik mistisizmi,
Harflerin simgeleri,
Geometrinin gizemi,
Hepsi zihinsel bilmeye dayanan şeyler.
Özetle hülasa: Eğitim ve eğitim vede eğitim.
Yalçıner Yılmaz
30-03-2011
GEBZE
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.