- 897 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Anadolu kadı(n)ları 2
zifafın zifrinden geçince insan
dilin eğrisinde
çogul sessizliklerin ip ince (d)arı
üstüne gelen
büyük kalabalıkların iç gürültüleri
sanık hayatların tanıklığında
içine sığmayan susku selidir
bazen yaşamak
Sabaha kadar uyumadı, kendinden tiksindi nasıl bir kaosun içine düşmüştü böyle, gölgeler üzerine üzerine geldi sanki. Sabah saat 6 gibi kaynanasının bağırtılarına kulak kabarttı, kayınbabasına şöyle diyordu;
- Bundan böyle benden hizmet bekleme gelini boşuna getirmedik, git uyandır kahvaltını o hazırlasın.
Duyduklarına inanamadı daha ilk günden neler oluyordu bu evde, hemen hızla giyinip kahvaltı hazırlamak için mutfağa koşacaktı ki kayınbabası hızla odanın kapısı açtı, olanlara inanamıyordu nasıl girerdi odasına ne işi vardı…
Bugünden itibaren kaynanası soğuk sudan sıcak suya elini sokmayacakmış, başa gelen çekilir deyip evi temizlemeye başladı. Akşama doğru çamaşırlarda bitirip oh rahat bir nefes alırım diyerek oturma odasına geçti. Eşi, kardeşleri, kaynanası televizyon izliyorlardı, bir köşede de o oturdu. Kaynanası ani bir hareketle yerinden doğrulurken;
- Gidip çamaşırları yıkayayım diyerek çıkıverdi odadan.
Nasıl olur ki çamaşırların hepsini yıkamıştı, sadece küçük ikizlerin kakalı bezlerini yıkamamıştı. Onları da yıkayamazdı ya anneleri yıkayıversindi.
Birden ne olduğunu anlayamadı eşi yerinden hızla kalktı saçlarını eline dolayıp başını duvara çarptı, ağzından burnundan kan fışkırdı yerlere. Odada oturan hiç kimse yerinden kalkıp eşine engel olmaya çalışmadı. O da anlamıştı artık demek ki çocuk bezlerini de onun yıkaması gerekiyordu. Daha ilk günden böyle feci şekilde dövülmeyi hiç beklemiyordu. Odasına çekilip uzun uzun sesizce ağladı nasıl bir aileye gelin gelmişti bu bir kâbus muydu? Uyanabilecek miydi.
Sanık hayatların tanıklığı devam edecek.
sude nur haylazca