- 1681 Okunma
- 21 Yorum
- 0 Beğeni
YORUMLAR
Yol o kadar uzun ki tuttuğumuz yerden kopar bazen sabrı telaşa sarmalayan anlar...
Aslında birçok şeyin özeti, elimiz kaydıkça tutabilmektir kaybettiğimiz yerden anları ...
İmzamın gölgesine bak ENGİNDENİZ imzanın zirvesine yağdırıyor söyleyemediklerimi...
kutladım emeğine kaliteyi yaşamı sığdıran yüreğini...
Aynur Engindeniz
Elini ise yüzünde ışık gördüklerine uzat sadece sevgili dostum...
Mehtap ALTAN
Yıllar önce ilkokul öğretmenimiz bütün sınıfa ileride ne olacaksınız diye sormuştu. Aklımda kaldığı kadarı ile erkeklerin tamamına yakını “pilot” kızların büyük çoğunluğu “öğretmen” olmak istediğini söylemişti. Hadi kızların öğretmenlik ideallerini bir derece hoş görelim de ya erkeklere ne demeli. Pilot, pilot, pilot, pilot….. . La oğlum bu memlekette çöpçüye de ihtiyaç var, oto tamircisine de, garsona da, marangoza da, berbere de, inşaat işçisine de, hademeye de…
Velhasıl zaman gösterdi ki bu memleket bu kadar pilotu istihdam edemez. Bu yüzden birçoğumuz bırakın pilot olmayı pilotun resmini ortaokulda, lisede milli güvenlik kitaplarında gördük ancak :- )
Gerçi bizim zamanımızda ekmek henüz aslanın ağzına girmemiş, ha girdi ha girecek. “Dershane” çılgınlığı daha başlamamış, veliler süküt içinde, öğrenciler yarış atından ziyade yılkı atı kıvamında yayılmakta. Ekmeğin aslanın ağzına düşmesi ile beraber start da verildi.
Heyhat ekmek aslanın önce ağzından midesine indi, geçen yıllarla beraber oradan kalınbağırsağına. Varın gerisini siz hesap edin.
Memleketimizin milli eğitim tarihinin dediğiniz gibi “bin yıl kadar uzun” son çeyrek yüzyılı yazarımızın anlattığı ve benzer hikâyeler neticesinde idealleri topal, hayalleri güdük kalmış, binlerce insanla doludur sanırım.
Yeri gelir bir otobüsün buğulu camından öpücükler yollar babasına bir genç kız veya genç bir delikanlı bir trenin yarılanmış penceresinden el sallar, kalabalıkta seçilmez kime el salladığı. Bazen de bir baba kahreder şehir hatları vapurunun arka yolcu güvertesinde, “ben nerde yanlış yaptım” diye, sigarasından derin, derin nefesler çekerken içinden ettiği küfürler havaya karışır dumanla beraber. Ağlarsa anam ağlarmış derler ya, yalan vallahi yalan.
Vallahi kendim için bir şey istiyorsam namerdim, hayat böyle çocuğum, senin iyiliğin için, ayakların üstüne tek başına durasın, durabilesin diye. Ah üniversiteden mezun olnca yarış bitse, ah bir bitse. Asıl yarış o zaman başlıyor oysa.
İtiraf ediyorum evet, evet, ikisi üniversitede, birisi lisede okuyan üç kızıma da çok baskı yaptım,
Trabzonspordan başka takım tutmasınlar diye. :- )
Tebrikler, saygılar, selamlar
Aynur Engindeniz
Asıl deneme senin yorumun her zamanki gibi.
Ama nasıl oldu da bana takılmadın anlamadım :)
Demek kızların Trabzonsporlu...Eee tabi canım baba hangi takımı tuıtuyorsa evlatta öyle olmalı. Benim babam da Fenerli mesela:) Belki de Trabzonda numunedir...Bir değişik adamdır o, sabah şöyle bir bakar mahalleye, herkes siyah giyiyorsa o kesinlikle beyaz giyer. Millet kalın giydiyse o gömlek giyer:) Yanı zıt bir adam...
Teşekkür ediyorum bu güzel yorumun için. Saygılar sevgiler baba kalbine...
Yol uzun ve meteşakkatli . Çok doğru Sevgili Aynur. Yazını okurken çok duygulandım açıkçası. Sarp bir arazide, borana, fırtınaya karşı tutunmaya çalışan bir çiçek misali okuma sevdası... Üstelik şanslı insanlardanız. Bizim çocuklarımız ise şanslı mı şanssız mı o tartışılır. Kızımın ilk sınavında yaşadıklarıma götürdü beni. O yıl kızıma o kadar çok eziyet ettim ki şimdi kendimden utanıyorum. Aslında beni o yola iten çevresel etkenlerdi sanıyorum. İşyerimdeki bir arkadaşın yorumunu duymuştum. Başka bir arkadaşımın kızıyla benim kızımın kıyaslamasını yapıyordcu ve tesadüfen ben konuşmanın üzerine gelmiştim. Beni görünce sustu. Şimdi onun oğlunda sıra. 2. kez giriyor. Onun yaptığı hatayı asla ben yapmam, yapamam. Kızım okuyor, inşallah vatanına, milletine faydalı bir öğretmen olack. Onlar bizim her şeyimiz. Geleceğimiz. Tıpkı babanın dediği gibi " sEN OKURSAN, BEN OKURUM " çOK HOŞUMA GİTTİ BU CÜMLE. TEBRİK EDERİM KARDEŞİM. YİNE ZEVKLE OKUDUĞUM BİR YAZIYDI. SEVGİLERİMLE
Aynur Engindeniz
Teşekkür ediyorum Nermin Abla. Sevgiler...
Yazınız duygusal ve sevgi dolu satırlarla dolu. Okurken kendimden de parçalar buldum, allah ailenizin eksikliğini göstermesin. Benim için aile en yüce varlık ki yazmış olduğunuz satırlardan sizin içinde öyle olduğunu düşünüyorum.
Maalesef belirttiğiniz gibi öyle çok ebeveynler var çocuklarını başkalarıyla mukayese eden. Ve kendi yapamadıklarını yada başaramdıklarını çocuklarına zorla yaptırmaya çalışıyorlar. Önce çocuklar ailelerinden sevgi ve onlara güveni bekliyorlar. Tek kelimeyle harikaydı yazan yüreğiniz var olsun, selam ve saygılarımla...
Aynur Engindeniz
Sayın Engindeniz...
Kız çocukların okumasının çok ehemniyetli ve zaruri olduğuna inanıyorum.
Hayat denilen meşakkatli yolda ürkmeden,ezilmeden,onurla yürüyebilmeleri için meslek sahibi olmalarının elzem olduğuna ve toplumun bu hususta daha duyarlı ve gayretli olması gerektiği kanaatindeyim.
Hikayeniz hikayemiz gibi...
Bizi anlatıyor...
Selam saygı ve dua ile..
Aynur Engindeniz
Saygılar.
Aynur Engindeniz
kişiye yaşadıklarını anımsatan bir yazı her evde keşke olsa diyebileceğimiz temenniler,ben hep sanat okumak istedim ,babam ise hukuk okumamı çok istiyordu ,bir gece düşündüm babamı çok seviyordum valla kırmadım isteğini,annem tv izlemezdi ben ders çalışırken ,sanslı aile çocuklarından biri oldum ,keşke duyarlı aileler olsa eğitime dair,ama yine de sanat okumak içimde kalan bir istek,şimdi babam der bana kızım istersen sanat okuyabilirsin ,*) ben de anlarım aslında ne demek istediğini ,gerçek sanatçılar aç kalır demek istedi hep,
beni götürdün biraz gerilere sevgili aynur.
Aynur Engindeniz
Şimdi hobi olarak sanat okuyabilirsin ama...
Sevgiler Aysu...
“Sen okursan ben okumuş olacağım!”
Ben burda içimde çağlayan denizler gibi oldum..Deniz soğuk deniz yaralı deniz soğuk tek fark demlerimin ve içimin sıcak sıcak yanışı/bakışı/
Sevgilerim pek çok içten yazan ve hissettiren yüreğe...
Aynur Engindeniz
ben teşekkür ederim beni anlayan yüreğe...
Sevgiler.
Ülviye Yaldızlıı
Aynur Engindeniz
Gitmek yok bir daha...
Sevgiler.
Ben de babamı çok severim. En çok eğitim konusundaki düşüncelerini. Her gidişimde çocuklarımın okul durumlarını sorar ve eğitimin insan üzerindeki olumlu etkilerini anlatır. Bana gelince kesinlikle kıyaslama yapmıyorum. Eşim ve ben arkalarında olduğumuzu hissettirmeye çalışıyoruz. Allah hepimize çocuklarımızın mutluluğunu göstersin.Sevgiler
Aynur Engindeniz
Teşekkür ederim. Sevgilerimle.
Yazı diliniz ne kadar güçlü, sizi her okuduğumda hayranlıkla bir kez daha fark ediyorum bunu.
Hikayeniz içimi burktu, baba kız ilişkileri ve hikayeleri hep etkiler beni.
ebeveyn -çocuk- ve dersler üçlemesini çevremde hep inceliyorum ve maalesef çocuların haline çok üzülüyorum.
çocuğun önce bir farklı birey olduğunu, ebeveynlerin kişiliklerinin bir uzantısı olmadığını, hırslarının oyuncağı olmadığını düşünürüm hep. çocuklarını yarış atı gibi koşturan yakınlarıma verdiğim tavsiyeler genelde çocuğum olmadığı için ben anlamam diye kulak arkası edilir ve sonrasında bunalan çocuk psikolojik destek aldığı zaman benden daha önce duyduklarını psikologlardan duyunca haklıymışsın diye teşekkür edilir. ben haklı olmak istemiyorum, söz konusu çocuksa , ben sadece ailelerin çocuklarına güvenmelerini, baskı yapmamalarını, çocukluklarını yaşamalarına müsaade etmelerini istiyoum. tıpkı bizim yaşadığımız gibi..bu konuda takdir ettiğim sadece 2 aile var çevremde biri en yakın arkadaşım biri de sevgili asran. bu kadar az yani. Aslında yazacak çok şey var, kitap okuma alışkanlığının artık pc oyunu oynamaya dönüşmesi gibi. SOkak da koşturmak yerine bilgisayar başında sınırsız internet erişimine sahip bir çocuğun yeter ki ayak altında olmasın diye ne yaptığı ile ilgilenilmemesi gibi. vs. vs. vs.....
Önce insan olsunlar, sonra doktor avukat.
Nazi toplama kampından kurtulan bir yahudi anlatmış: Çcouklarımız işinin ehli doktorlar tarafından iğne ile öldürüldü, gencimiz yaşlımız işinin ehli mühendisler tarafından yapılan binalarda yakıldı, ve bu insanalar işinin ehli öğretmenler tarafınan yetiştirldi ve işinin ehli bilim adamları tarafınan öldürme yönetemleri geliştirildi diye..aklımda kalanı yazdım , eksiğim varsa affola.
Tebrikler sevgili Aynur, çok güzel bir yazı.
Aynur Engindeniz
Yorumun gerçekten anlatmak istediklerimin özeti gibi. Ne yazık ki, çok çok haklısın...Ayak altında olmasınlar diye bilgisayar başına diktiğimiz doğru. Bunu ben de yapmıyor değilim. Hata olduğunu bile bile...İlk önceleri bilgisayar yeteneklerini geliştirsinler istedim. Sonraları normal oyunları unuttular ya da oyundan keyif alamaz oldular. Ben de bilgisayara olan ilgilerini daha yararlı bir hale getirmeye karar verdim. Onlara öyküler yazdırdım. Ya da bana mektuplar...Kendi dosyalarını oluşturdular. Resimler eklediler...Şimdi eskiye göre daha dikkatliyim.
Asran Hanımın kişiliği ortada zaten. Oğlu şanslı bir çocuk. Allah ailesine bağışlasın...
Teşekkür ediyorum yazıma sağladığınız katkıdan dolayı...Sizin deanlatım gücünüz gayet kuvvetli, bence daha sık yazmalısınız...
Sevgiler.
Bırakın, yavruları,
Çocukluğu yaşasın,
Kelebek gibi, uçsun,
Kuzu gibi zıplasın,
Görevin senin bakmak,
Kolla, doğurduğunu,
Bak çaresiz kalırsın,
İsterse çocukluğunu.
.............................hayat beklenenden zor......istihdam olmayınca okuyan çocukların hayata bakışı dahada küskünleşiyor.....hem ebeveyne hem çocuklara yazık...oluyor...YARIŞ ATLARI adlı şiirimden iki dörtlükle katıldım...hayatın acımasızlığı beş yaşındayken sırtlarında...yazılarınızı kesintisiz takip ederim....gelin olup giderken babanızla olan sahne.. sabah sabah dağıttı beni....her yazın gibi çok güzeldi.....saygılar
Aynur Engindeniz
Teşekkür ederim sevgili abim...Evet, her yazımda desteksin bana...
Sevgiler ve saygılar sana...
Aynur Engindeniz
teşekkür ediyorum...Sevgiler.
Yazının tamamı duygu yüklü... Ama beni o gelin çıkışın çok duygulandırdı. Hadi itiraf edeyim ağlattı... Çünki bende iki kızımı gelin ettim. Bilirim o sahnenin babalara nasıl dokunduğunu...
Beyaz gelinlikle gidenin kızı değil kopan yüreği olduğunu...
Selamlarımla....
Aynur Engindeniz
Teşekkür ederim varlığın için. Saygılar..
Aynur Engindeniz
Dualarını esirgeme bizlerden.
Sevgiler.
her anında içinden babasına nefretler gönderen beni bile ağlattıysa bu yazı -belki de gözümden akan yaş böyle bir baba özlemidir- bir babaya değil de babasına özlem duyanları darmadağın etmiştir..haddim değil ama tebrik ediyorum Aynur ablacım ...selamlar..
Aynur Engindeniz
Dediğim gibi, sana ne diyeceğimi bilemiyorum şu an...Allah yardımcın olsun canım.
Sevgiler.
Bizden kaynaklanan bir sorun değil bu.
Eğitimde fırsat eşitliğinin olmayışından kaynaklı.
Daha ilk okula giderken beslenme ve kitap çantlarını sırtına yüklüyoruz çocukların
15 yıl modern hammal olarak okuyor,okurkende büyüyor çocuklar.Sonra da kps sınavları..hayatları sınalarla denemelerle geçiyor.Nasıl bir psikoloji? nasıl bir ruh sağlığı beklenebilir ki?
yazı oldukça duygusaldı.
Ailemle yaşadıklarıma karşın kızımla aramda geçen diyaloglarda aklıma düştü...
Yarım kalan eğitimim hep içimde bir eksiklik olarak kalmıştı.Kızımın hukuk okumasını çok istiyordum bir akşam aldım karşıma uzun bir konferans vermeeye hazırlanıyordum ki
"hayır baba" dedi...
Senin yapamadıklarını yapmak için hayatta değilim.Senin intikamını almak hayatla hesaplaşmak gibi bir kaygım yok benim.Kendim için varım hayatta ve kendim için bir şeyler yapmak istiyorum ki bunu en çok sen istersin..Ben antropoloji okuyacağım..."
gurbetlere elimizdeki tahta bavullarla okumaya giderken keşke bu kadar bilinçli ve kararlı olabilseydik
yada hayatı tersine çevirip bir kez daha yaşayabilme hakkına sahip olabilmek..keşke diyor insan..keşke...
hüzünlendirdin beni kardeşim sabah sabah
ama bu demektirki günüm iyi geçecek...yüreğine sağlık
Aynur Engindeniz
Onları serbest bırakmalıyız bir ölçüdeki, kendi yollarını bulabilsinler...Hatalarıyla doğrlarıyla...
Teşekkür ediyorum değerli katkından dolayı.
Sevgiler baba yüreğine...
Sevgili Aynur, babayı anlatan her yazı ve şiirde olduğu gibi yazınız da sabah sabah beni bitirdi.On üç yaşında kaybettiğim babam , benim ve kardeşimin ne okuduğunu, ne de gelin olduğunu görebildi.Çocuklarım büyürken, eşimin de babası o çocukken vefat ettiği için, 'Anne neden bizim dedemiz yok diye sızlanırlardı'. Büyürken hep merak ederdim, babam sağ olsa neler yapabilirdik diye.
O kadar içime işledi ki yazdıklarınız, anlatacak kelime bulamıyorum. Bu günün seçkilerinden biri olur umuyorum.Ana babalarımızın sağlıklarında ellerini öpüp, sıkılmadan 'canımsın, seni çok seviyorum 'diyelim, geç olmadan.
Selam , sevgi ve mutluluk dileklerimle.
Aynur Engindeniz
Babacığına rahmet diliyorum Rabbimden. Ne zor bir imtihandan geçmişsin.
Evlendikten sonra anneme anneciğim babama da babacığım diye hitap edebildim. Sanırım kıymetlerini anlamam için onlardan uzak olmam gerekiyordu...
Teşekkür ediyorum varlığın için. Sevgiler.
Çok şanslıymışım. Babacığım onurunuzla yaşayın adam olun derdi sadece. Mümkün mertebe öyle yaptım oğuluma da aynını öğütledim. Bütün okul hayatı boyunca toto oynayan veled bu yıl arap atı gibi açıldı maaşallah. Yine de ilk şartım adam olması. Avukatta olsa hakim de olsa beni zerrece alakadar etmiyor; Adam olmalı. Tek hırsım bu.
Bir gün bir arkadaşı yolunu çevirimiş; "Osman, ne kadar şanslısın. Sınava çalışırken bile hobilerin var bonsai yetiştirebiliyorsun. Biz durmadan ders çalışıyoruz" demiş. Toprakla uğraşalı onun da insan ilişkileri derlendi toparlandı. Yaşıtları barda eğlenmeye giderken o bizimle kalıp kitabını okuyor gelip sohbet ediyor bizlerle.
Daha küçücükken güzel konuştuğu için bir dostumuz "ne yaptınız bu çocuğa, nasıl yetiştirdiniz böyle" diye sormuştu. "Biz fıtratı bozulmasın diye hiç müdahale etmedik. Sadece iyi insanlar olmaya gayret ettik ve sen küçüksün hadi odana demedik" diye cevap verdik.
Kolay işimizi zorlaştırıyoruz kendi kendimize. Önümüze hangi sorun çıktı da hayırlısıyla çözülmedi. Didişsekte didişmesekte. Eşeği saldım çayıra türküsü söyleyelim demiyorum ama biraz tefekkür edelim diyorum doğrusu.
Çok güzel anlatmışsın Aynur. Pek çoğumuzun yaşadığı sıkıntılardan biri bu. Güzel olanla muamele edip güzellikle muamele görmek dileğimle...
Aynur Engindeniz
Demek Osman bonsaiyle uğraşıyor...O da benden yani:)) Ben de bonsai delisiyim de...Bonsai sabrı öğrenmenin en pozitif yolu...Çok doğru bir uğraş seçmiş kendisine...Maşallah...
Teşekkür ediyorum sohbetime ortak olduğunuz için...
Sevgilerimle.
Sevgili Aynur, yazını okuyunca bir an torunum geldi aklıma. Burnumun direği sızladı inan. Biz onunla her sınava birlikte giderdik. Son zamanlarda oldukça çok sınav vardı biliyorsun. Bebeğim içerde ter dökerken ben dışarıda dualar eder gözyaşı dökerdim. Asla kazzanamazsa ne olur diye ağlamazdım inan. Onun yaşadığı sıkıntıları yüreğimde hissettiğim için ağlardım. Asla bu son demedim ve hâlâ demiyorum. Okuyabildiği kadar okusun.
Babanın sana verdiği okuma gücünü bütün veliler çocuklarına gerçekten verebiliyor mu? Yoksa, zaten sınav stresiyle sıkılan yüreklerini daha bir sıkıyorlar mı bilmem ama ben bu yazını çok samimi buldum. Gizli bir sevgiyi taşıyan iki yürek oluyor her zaman evlat- baba ilişkisi. Sık sık sarılmasalarda birbirlerini çok sevdiklerini biliriz.
Tebrik ederim. Sevgimle...
Aynur Engindeniz
Bitirip gelecek merak etme.
Evet, sen de çok iyi biliyorsun ki, babalar annelerden daha tesirli evlatlar üzerinde. o yüzden onlara büyük iş düşüyor.
Çok haklısın Aynurcuğum, galiba bizler çocuklarımızı birer robot gibi yetiştiriyoruz.
"Yatma vakti geldi, haydi yat" "ders vakti, haydi çalış" "Yemek ye" "Onu yap" "Bunu yap"
Ama bizim niyetimiz de, ayakalrının üzerinde durmalarını sağlamak.
Bunun için o çarka kaptırıyoruz kendimizi.
Yine herzaman ki gibi mükemmel. Kalemine sağlık. Sevgilerimle canım